Çocuk istismarını önleme raporu: 'Hayır' demeyi öğretmeliyiz
TBMM Çocuk İstismarının Araştırılması Komisyonu raporunda, 6 yaşında istismara uğrayan H.K.G. gibi vakaların önüne geçilmesi için okulda 'hayır deme' eğitiminin verilmesi gerektiği belirtildi.
DUVAR - 6 yaşında istismara uğrayan H.K.G'nin ardından TBMM Çocuk İstismarının Araştırılması Komisyonu, hazırladığı taslak raporunu tamamladı. Buna göre, H.K.G.'nin desteklerle duygu ve davranışlarının süreç içerisinde olumlu yönde geliştiği ve işlevselliğinin arttığının gözlemlendiği belirtildi.
Benzer vakaların önüne geçilmesi için de okul öncesinden başlamak üzere her bir çocuğa 'hayır deme becerisi', 'güvenli mesafe', 'mahremiyet', 'güvenli ilişkiler', 'iyi dokunuş-kötü dokunuş' eksenli eğitimlerin verilmesi gerektiği vurgulandı.
'H.K.G. PSİKOLOJİK OLARAK RAHATLADI'
AA'nın haberine göre raporda, 6 yaşında 'evlilik' adı altında istismara uğrayan 23 yaşındaki H.K.G. ile ilgili erken yaşta evlilik, istismarla mücadele ve psiko-sosyal destek mekanizmaları kapsamında yürütülen adli ve idari süreçlere ilişkin bilgilere de yer verildi.
Yaşanan sürecin ardından 8 Aralık 2020'den itibaren İstanbul dışındaki bir kadın konukevine yerleştirilen H.K.G'nin, travma mağduru olması göz önünde bulundurularak psikolojik iyilik halinin güçlendirilmesine yönelik pek çok kez kendisiyle mesleki görüşme gerçekleştirildiği belirtilen raporda, psikolojik destek verilen H.K.G'nin, kadın konukevi hizmeti almaya başladıktan sonra psikolojik olarak rahatladığını ve kendisini iyi hissettiğini ifade ettiği vurgulandı.
'H.K.G. AŞÇILIK SERTİFİKASI ALMAYA HAK KAZANDI'
H.K.G'nin, söz konusu desteklerle duygu ve davranışlarının süreç içerisinde olumlu yönde geliştiği ve işlevselliğinin arttığının gözlemlendiği, psikolojik iyilik durumunun güçlendirilmesine yönelik psikiyatri tedavi programına devam edildiği aktarılan raporda şunlar kaydedildi: "H.K.G'nin kuruluş psikoloğu tarafından psikolojik olarak desteklendiği, kuruluş sağlık servisi tarafından kişinin ve beraberindeki çocuğun sağlığına ilişkin takipler yapıldığı ve H.K.G. ile çocuğunun gerekli hallerde sağlık kuruluşlarına yönlendirildiği; H.K.G'nin kendisini ekonomik olarak destekleyecek mekanizmalardan yoksun olması ve hiçbir gelirinin bulunmaması dikkate alınarak harçlık düzenlemesi yapıldığı, aşçılık sertifikası almaya hak kazandığı, kuruluşta kaldığı süreçte H.K.G'nin okuma yazma kursuna yönlendirildiği, kendisinin ilkokul diplomasını açıköğretim üzerinden almasının sağlandığı, ilkokul eğitimini tamamlayan H.K.G'nin ortaokul eğitimine başladığı, ortaokul eğitimi sona erdikten sonra kendisinin açık öğretim lise kaydı gerçekleştirildiği, devam eden eğitim sürecinde bir etüt programı oluşturulduğu, H.K.G'ye dersler açısından destek verilmeye devam edildiği belirtilmiştir."
Raporda, H.K.G'nin çocuğunun bebeklik ve çocukluk dönemine ait aşılarının tamamlandığı, eğitim sürecinin desteklendiği, anaokulu ve ilköğretim eğitiminin sağlandığı ifade edildi.
Çocuğuyla kadın konukevinden barınma hizmeti almaya devam eden H.K.G'nin, bağımsız yaşama geçmesi için güçlenmesine yönelik çalışmalar, harçlık, giyim ve sağlık yardımı desteklerinin de devam ettiği bildirildi.
'ÇOCUKLARA 'HAYIR DEME BECERİSİ' KAZANDIRILMALI'
Raporda, 'Çocuk ihmal ve istismarının önlenmesine yönelik tespit ve öneriler' kısmındaki 8 ana başlık altında 246 maddelik önerilere de yer verildi.
Erken yaşta evlilikler dahil her türlü ihmal ve istismarın kabul edilemez olduğuna dair toplumun tüm kesimlerinde farkındalık ve sorumluluk bilinci oluşturulması gerektiği anlatılan raporda, farkındalığı artırmak için kamu spotu, eğitim, seminer, tiyatro, sergi gibi topluma yönelik eğitimsel, sanatsal ve kültürel etkinliklerin teşvik edilmesi istendi.
"Zorunlu eğitim çağında olan öğrencilerin okul devamsızlığının önlenmesine yönelik tedbirler arttırılmalı ve bunların nedenleri hakkında araştırmalar yaygınlaştırılmalı" ifadesinin yer aldığı raporda, okul terkinin önlenebilmesine yönelik tedbirlerin alınması, İlköğretim ve Eğitim Kanunu gereğince öğrencinin okula devamından sorumlu veli, vasi, muhtar, mülki idari amir, müfettiş ve eğitim yöneticilerine yönelik bilgilendirme çalışmalarının yaygınlaştırılması önerildi.
Okul öncesinden başlamak üzere her bir çocuğa 'hayır deme becerisi', 'güvenli mesafe', 'mahremiyet', 'güvenli ilişkiler', 'iyi dokunuş-kötü dokunuş' eksenli eğitimlerin verilmesi ve bu eğitimlerin yaygınlaştırılması gerektiği vurgulanan raporda, "İhmal ve istismarın önlenmesi ve güvenli eğitim ortamlarının oluşturulması amacıyla pansiyonlu okullar başta olmak üzere tüm okullardaki öğretmen, öğrenci, belletici, yardımcı personele yönelik psiko-eğitim programları ve uygulamaları yaygınlaştırılmalı, eğitimlerin etkinlikleri artırılmalı" ifadesi kullanıldı.
'ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NÜN KURUMSAL KAPASİTESİ GÜÇLENDİRİLMELİ'
Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün kurumsal kapasitesinin güçlendirilerek bütçesinin arttırılması istenen raporda, korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocuklar hakkında mahkeme kararı alınıncaya ya da uygun hizmet modeli belirlenene kadar çocuğun üstün yararı gözetilerek ara hizmet modellerinin oluşturulması istendi.
Çocuk işçiliği sebebiyle eğitime devam edemeyen ya da risk grubundaki çocukların tespitine yönelik ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapılarak 'Çocuklar Güvende Ekipleri'nin yaygınlaştırılması gerektiğinin altı çizilen raporda, "Çalışan çocukları korumaya yönelik olarak iş yeri denetimlerinde kapsam dışı kalan iş ve iş yerleri için gerekli denetim mekanizmaları oluşturmak üzere yasal düzenlemeler yapılmalı ve çocuk işçiliğini incelemeyi amaçlayan programlı teftişler yürütülmeli" ifadelerine yer verildi.
Çocukların sağlık hizmetlerinden faydalanmasının engellenmesinin çocukların sağlık ihmali olduğu belirtilen raporda, bu durumun ölümcül sonuçlarının olabileceği kaydedildi. Raporda, "Bu nedenle aşı reddi, sağlık izlemi reddi, tarama testlerinin yapılmasına engel olma gibi durumlarla mücadele edebilmek için yasal altyapı güçlendirilmeli ve sağlık çalışanlarının bu durumlarda vakaları nasıl idare edebileceğine dair kapasiteleri artırılmalı" önerisi yer aldı.
'ADLİYELERDE MAĞDUR ÇOCUK İLE FAİL KARŞILAŞMAMALI'
Çocuk Koruma Kanunu kapsamında, tedbir kararlarının alınması sürecinde, uzmanlaşmanın sağlanması amacıyla tedbir mahkemelerinin kurulması istenen raporda, ülke genelinde çocuk mahkemelerinin artırılması, adliyelerde mağdur çocuk ile failin karşılaşmaması için tedbirlerin güçlendirilmesi önerisi aktarıldı.
Hakim ve savcı adaylarına yönelik önerilere de yer verilen raporda, "Hakim ve savcı adayları, adli destek personeli, denetimli serbestlik personeli, ceza ve tevkifevleri personeli ile infaz ve koruma memurlarına yönelik çocuk ihmal ve istismarı ile erken yaşta evliliklerin önlenmesine ilişkin zorunlu mesleki eğitimler belirli periyotlarla düzenlenmeli" ifadesi kullanıldı.
Şehirlerde mahalle, sokak, cadde, park ve açık spor alanları gibi yerlerin ışıklandırma ve güvenliğinin belediyeler tarafından sağlanması gerektiğine işaret edilen raporda, oyun parkı, kreş-gündüz bakım evi hizmeti, çocukların aileleriyle birlikte geçirebilecekleri güvenli alanlar ve çocukların gelişim alanlarının desteklendiği ücretsiz danışmanlık faaliyetleri, bilim sanat evi, kitap evi gibi uygulamaların yaygınlaştırılması istendi.
Raporda, belediyeler tarafından risk altındaki çocukların tespiti ve bu riskin azaltılmasına yönelik danışmanlık, koruma, bakım ve barınma hizmetlerinin yaygınlaştırılmasının sağlanması gerektiğinin altı çizilerek, özellikle nüfusu 100 bin ve üzeri olan belediyelerin kadın ve çocuk konukevi açması talep edildi.
'ÇOCUKLARIN ÖZEL FOTOĞRAFLARININ SOSYAL MEDYADA PAYLAŞILMASI ÇOCUK HAKKI İHLALİ'
Raporda, farklı nedenlerle yalnız kalmış annenin ya da babanın çocuğun sorumluluğunu tek başına üstlendiği aile tipi olan tek ebeveynli ailelere yönelik, destek mekanizmalarının güçlendirilmesi önerildi. Ailelerin çocuklarının özel fotoğraflarını sosyal medya hesaplarında paylaşmasının çocuk hakkı ihlali olduğu vurgulanan raporda, buna ilişkin bilgilendirme çalışmalarının yaygınlaştırılması gerektiği belirtildi.
Raporda, çocuk ihmal ve istismarı ile erken yaşta evliliklerin önlenmesine ilişkin toplumun geniş bir kesimini temsil eden barolar, meslek birlikleri, sendikalar, vakıf ve dernekler gibi çeşitli sivil toplum kuruluşlarının paydaşlarla çalışmalara etkin katılımlarının önemli olduğu vurgulandı.
Bu kapsamda sivil toplum kuruluşları ve meslek birliklerinin çocuk ihmal ve istismarı ile erken yaşta evliliklerin önlenmesine ilişkin toplumu bilgilendirme çalışmalarının yaygınlaştırılması istenen raporda, "Sendikalar, üyelerine yönelik çocuk hakkı, ihmal ve istismar ile erken yaşta evliliklerin önlenmesine ilişkin eğitimlerini yaygınlaştırmalı. Vakıf ya da dernek bünyesinde özellikle barınma hizmeti alan çocuklara sunulan hizmetlere ilişkin denetim mekanizmaları güçlendirilmeli; denetim raporları kamuoyuna açık şekilde paylaşılmalı" önerileri yer aldı.
Raporda, çocuk ihmal ve istismarı ile erken yaşta evliliklerin önlenmesinde mevcut politika ve çalışmaların hesap verilebilir sistem içerisinde izlenmesi, değerlendirilmesi ve raporlanmasının hizmetin niteliğini arttıran temel unsurlar arasında yer aldığı aktarılarak, "TBMM bünyesinde daimi bir 'Çocuk Hakları Komisyonu' kurulmalı. Okul devamsızlığı ve okul terkinin önlenmesi ile örgün eğitim dışında kalan çocuklara yönelik politika önerilerini içeren raporlar tekrar hazırlanmalı. Okul terki riski taşıyan çocukların tespitine yönelik erken uyarı sistemi kurulmalı" ifadeleri kullanıldı. (HABER MERKEZİ)