Çocuk sahibi olmak isteyenler dikkat: Her 5 kadından 1’inde görülüyor

Miyomların iyi huylu tümörler olduğunu belirten Kadın Doğum Uzmanı Doç. Dr. Nazlı Topfedaisi Özkan, miyomların tedavisinde erken teşhisin önemini vurguladı.

Abone ol

DUVAR - Genellikle rutin jinekolojik muayeneler sırasında tesadüfen fark edilen miyomlar, en sık üreme çağı olan 25-45 yaş grubu kadınlarda görülüyor. Rahim içerisinde oluşan büyük veya çok sayıdaki miyomun gebe kalma sürecini olumsuz yönde etkileyebildiğini açıklayan Kadın Hastalıkları, Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Nazlı Topfedaisi Özkan, ülkemizde her 5 kadından 1’inde görülen miyomların tedavisinde erken teşhisin önemini vurguladı.

Miyomların rahmin düz kas tabakasından kaynaklanan iyi huylu tümörler olduğunu belirten Kadın Doğum Uzmanı Doç. Dr. Nazlı Topfedaisi Özkan, miyomların yaygınlığının son yıllarda doğurganlık oranlarının azalması ve yüksek östrojen maruziyeti nedeniyle arttığını söyledi.

'ÇOCUK SAHİBİ OLMAYI ETKİLEYEBİLİR'

Ülkemizde her 5 kadından 1’inde miyom gelişiminin görüldüğünü hatırlatan Doç. Dr. Nazlı Özkan, rahmin iç duvarında bulunan miyomların çocuk sahibi olmayı önleyebileceğini aktararak, “Rahim içerisinde büyük veya sayıca çok fazla miyomlar, rahim boşluğunu tıkayarak spermin yumurtayla buluşmasını zorlaştırabilir. Bu durum bazı kadınlarda gebe kalmayı zorlaştırabilir veya başarısız IVF (tüp bebek) girişimlerine neden olabilir. Büyük miyomlar, rahim iç duvarında veya yakınında bulunan miyomlar, rahmin normal şekilde genişlemesini ve gebeliği desteklemesini engelleyebilir. Bu durum düşük riskini artırabilir” sözleriyle erken teşhis ve tedavinin önemini vurguladı.

'MİYOMLARIN BOYUTU, KONUMU VE SEMPTOMLARI ÖNEMLİ'

Çocuk sahibi olmak isteyen ve miyomları olan kadınlar için önemli olanın, miyomların boyutu, konumu ve semptomları olduğunu dile getiren Doç. Dr. Özkan, “Küçük miyomlar genellikle gebe kalmayı veya sağlıklı bir hamilelik geçirmeyi engellemezken, büyük ve semptomatik miyomlar bu konuda sorunlara neden olabilir. Bazı durumlarda, büyük miyomlar doğum sırasında sorunlara neden olabilir. Özellikle miyomlar rahim ağzını veya bebeğin doğum kanalını tıkayarak normal doğumu engelleyebilir. Bu durumda sezaryen doğum gerekebilir. Miyomlar büyüdükçe, alt karın veya pelvik bölgede ağrıya neden olabilirler. Bu ağrılar hamilelik sürecini zorlaştırabilir. Bazı durumlarda, miyomlar rahimdeki gerilme ve baskı nedeniyle erken doğuma yol açabilir. Gebe kalmak isteyen kadınların miyomları ile ilgili olarak bir üreme sağlığı uzmanı veya jinekologla görüşmeleri ve durumlarının değerlendirilmesi önemlidir” dedi.

'ÇOĞU MİYOM KANSERE DÖNÜŞMEZ'

Her ne kadar iyi huylu tümörler olsalar da miyom dokusu içinde 1000’de 1 olasılıkla kanser dokusu bulunabileceğini de dile getiren Doç. Dr. Özkan, “Çoğu miyom kansere dönüşmez ve genellikle iyi huylu bir şekilde rahim içinde veya çevresinde büyürler. Bununla birlikte, bazen nadir durumlarda miyomlar kansere dönüşebilir, ancak bu durum oldukça ender görülür. Bu duruma "leiomyosarkom" adı verilir. Leiomyosarkom, miyomların hücrelerinin kanserli hale gelmesi sonucunda ortaya çıkar. Bu kanser türü agresif olabilir ve yayılma eğilimindedir. Herhangi bir belirti veya semptomu olan kişilerin bir sağlık uzmanına danışması önemlidir. Miyomların kanserle ilişkilendirilmesi nadir bir durum olsa da, herhangi bir sağlık sorunu ciddiye alınmalı ve profesyonel tıbbi tavsiye aranmalıdır” ifadelerini kullandı.

Hiçbir yakınma olmasa dahi 21 yaşından itibaren yıllık jinekolojik muayenelerin ihmal edilmemesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Özkan, “Miyomların belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve bazı kadınlarda hiçbir semptom görülmeyebilirken, diğerlerinde semptomlar belirgin olabilir. Genellikle pelvik bölgede veya alt karın bölgesinde ağrı hissedilebilir. Ağrı genellikle adet dönemlerinde artabilir. Aşırı adet kanaması (menoraji), uzun süren adet dönemleri, adet ağrısı (dismenore) ve düzensiz adet kanamaları görülebilir. Miyomlar büyüdükçe, idrar yoluna baskı yaparak idrar yapmayı zorlaştırabilir.” şeklinde konuştu.

'HER HASTA İÇİN TEDAVİ YÖNTEMİ DEĞİŞİKLİK GÖSTEREBİLİR'

Her hasta için en uygun miyom tedavi yöntemi, durumun özelliklerine ve hastanın tercihlerine bağlı olarak belirlendiğini belirten Doç. Dr. Nazlı Özkan, açıklamasının devamında ise şu ifadeleri kullandı:

“Tedavi genellikle semptomların hafifletilmesi, miyomların büyümesinin durdurulması veya miyomların çıkarılması üzerine odaklanır. Miyom semptomlarını hafifletmek için kullanılan ilaçlar arasında ağrı kesiciler, anti-inflamatuar ilaçlar (NSAID'ler), hormon tedavisi (örneğin, doğum kontrol hapları, progestinler, GnRH agonistleri) ve kanama kontrolü amacıyla demir takviyeleri bulunabilir.

Genellikle gebe kalmak isteyen kadınlarda veya büyük miyomları olan kadınlarda miyomların cerrahi olarak çıkarılması işlemine yani miyomektomi yöntemine başvurulabilir. Miyomektomi, laparoskopik veya açık cerrahi olarak gerçekleştirilebilir. Uygun hastalarda ise embolizasyon tercih edilebilir. Bu prosedürde, miyomların beslendiği kan damarlarına embolizan maddeler enjekte edilerek miyomların büyümesi durdurulur.

Rahim içi miyomların tedavisinde histeroskopi kullanılabilir. Bu yöntemde, rahim içi miyomlar histeroskop adı verilen bir cihazla görüntülenir ve çıkarılır. Miyomların şiddetli semptomlara veya büyük boyutlara yol açması durumunda veya kadının çocuk sahibi olma planı yoksa, histerektomi düşünülebilir. Bu prosedürde, rahim tamamen veya kısmen çıkarılır.

Tedavi seçenekleri hakkında detaylı bilgi almak ve uygun tedavi planını belirlemek için bir jinekolog veya üreme sağlığı uzmanına danışmak önemlidir. Uzman sağlık ekibi, hastanın durumunu değerlendirerek en etkili ve uygun tedaviyi belirleyecektir.”