Çocuk yaşta evlilik karanlığını delen avukatlar

Avukatlar, erken evliliğe zorlanan çocuğun o dipsiz kuyuya itilme sürecinde onları yeniden gün ışığına çıkaran, hayatlarını yaralı bereli de olsa geri kazanmalarını sağlayan bir yoldaş olabiliyorlar. Ancak bunun için de avukatların bu konuda oldukça iyi bilgilendirilmiş olmaları, gerekli önleme mekanizmalarına hızlı bir şekilde erişip çocuğu geri kazanabilmeleri şart.

Menekşe Tokyay meneksetokyay@gmail.com

Bir söyleşisinde “Uçurtma olmak için yaratıldım. Buna eminim... İçimde bulutlar ve gökyüzü var. Ve rüzgar, bazen dondurucu ve keskin, bazen tatlı, ılık bir nefes gibi” diyen Frida Kahlo, Türkiye’de çocuk ve erken yaşta zorla evlendirilenleri görse, bu çocukların da içlerindeki bulut ve gökyüzlerini keşfetse, belki hepsine uçmaları, özgürleşmeleri için birer uçurtma resmi çizer, sonra o uçurtmaların canlanıp bu çocukları özgürleştirmelerini beklerdi dört gözle...

Çünkü tüm çocuklar uçurtma olmak için yaratılmışlardır aslında. İçlerindeki pofuduk mavi bulutlar, türlü kuşlara ev sahipliği yapan sonsuz gökyüzleri, onları biricik ve özel kılar.

Ama yeryüzü şartlarıyla gökyüzü şartları birbirini tutmadığında çocukları, zaman zaman ellerinden en güzel yıllarını da alan kaotik ve patriyarkal bir düzen bekler.

“Evleneceksin filancayla” derler. Çocuk ağlar, öğretmenine söyler, arkadaşına söyler. Annesine yalvarır. Ağabeylerine yalvarır. Çoğu zaman kimse bu karara karşı çıkamaz. Çocuk evlenir. Kimi zaman kaçar, kimi zaman canına kıyar, kimi zaman da aile içinden birini, öğretmenini veya muhtarı ikna ederek koruma altına aldırır kendini.

O düzenin çocukta bir enkaz yaratmasını engelleyenler de her daim hak savunucuları olmuştur – kah sivil toplum örgütleri bünyesinde, kah avukatlar arasında, kah medyada, kah akademide, kah yerel yönetimlerde...

Resmi rakamlara göre geçtiğimiz sene 11 bin 250 kız çocuk zorla evlendirildi. Resmi olmayan rakamları tahmin etmek ise, hayal gücümüze kalmış. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş kısa süre önce erken yaşta evliliklerle mücadele amacıyla 23 ilde il eylem planları uygulamaya koyduklarını ve 5 ilde daha hazırlıkların sürdüğünü açıkladı.

Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’nin 6 yaşında imam nikahıyla evlendirilmesi ve o yaştan beri her gün cinsel istismara maruz bırakılmasına ilişkin dava, geçen yıldan beri hepimizin gündeminde üst sıralarda kalmaya devam ediyor.

Beşinci duruşma 17 Temmuz’da görülürken, tutukluluk hali devam eden sanıklarla ilgili yeni duruşma, önümüzdeki ay, 9 Ekim’de görülecek.

Bu skandalın ortaya çıkmasında, H.K.G.’nin yılmaz cesareti, onu kendi yaşadıklarını sorgulamaya yönlendiren medya ortamı ve teknolojik araçlar olduğu kadar, onun bu zorlu hak arayışında her daim yanında duran, bu dipsiz karalığı delen avukatı da önemli bir rol izledi, izlemeyi de sürdürüyor.

Bir insan hakkı ihlali ve örtülü bir çocuk istismarı olan, dolayısıyla etkili bir şekilde soruşturulması ve faillerin cezalandırılmasını gerektiren çocukların erken yaşta ve zorla evlendirilmesinin önlenmesinde ve risk halinde ilgili hukuki yollara erişim konusunda çocuğun bilgilendirilmesinde avukatların oldukça kritik bir rolü var.

Avukatlar, erken evliliğe zorlanan çocuğun o dipsiz kuyuya itilme sürecinde onları yeniden gün ışığına çıkaran, hayatlarını yaralı bereli de olsa geri kazanmalarını sağlayan bir yoldaş olabiliyorlar.

Ancak bunun için de avukatların bu konuda oldukça iyi bilgilendirilmiş olmaları, gerekli önleme mekanizmalarına hızlı bir şekilde erişip çocuğu geri kazanabilmeleri şart.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu UNFPA ve Sivil Toplum Geliştirme Merkezi'nin destekçisi olduğu, Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği tarafından yürütülen Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman illerinde faaliyet gösteren avukatların güçlendirilmesinin hedeflendiği ‘Avukatların Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evliliklerin (ÇYEZE) Önlenmesi Kapsamında Donanımlı ve Gönüllü Hukuki Desteklerinin Artırılması’ projesi kısa süre önce başladı.

ÇYEZE ile kastedilen; taraflardan birinin 18 yaşından küçük olduğu çocuk yaşta evlilikler, yaş gözetmeksizin henüz evliliğin getirdiği sorumlulukları üstelenmeyecek gelişmişlik düzeyinde olan kişilerin evliliği ve yaşa bakılmadan iki kişiden en az birinin rızası olmadan yapılan evlilikler...

Proje ile, çocuk yaşta, erken ve zorla evlilik mağdurları ve risk altındakilerin adalet mekanizmalarına erişimlerinin güçlendirilmesi hedefleniyor. Bu süreçte de mağdur çocuğun kendini güvende hissedeceği ve adli makamlarla işbirliği yapabileceği bir ortamın yaratılması için avukatların da güçlendirilmesi şart.

Türkiye’de Medeni Kanun’a göre yasal evlilik yaşı 17 iken, kişilerin herhangi bir izne tabi olmadan evlenebilecekleri yaş ise 18.

16 yaşını doldurmuş bireyler ancak olağanüstü ve çok önemli sebepler olursa hakim izni ile evlenebilir. Bu durumda yasal temsilcinin izni, evlenme için yeterli değil.

16 yaşından küçük kişinin evlenme işlemi ise, yok hükmünde sayılıyor çünkü böyle bir izin mahkeme tarafından verilmiyor.

Çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler, ağırlıklı olarak yoksulluk, insani kriz halleri, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, sosyal normlar, aile içi şiddet, eğitime erişimde engeller gibi sebeplerle ortaya çıkıyor. Bu projede ise bu evlilikler insani kriz ve yoksulluk üzerinden değerlendiriliyor ve mağdurların veya risk altındakilerin adalet mekanizmalarına erişimlerinin güçlendirilmesini hedefliyor.

Projenin bir diğer odaklandığı nokta ise, deprem bölgesinde yedi aydır derinleşen yoksulluk sebebiyle çocuk yaşta erken ve zorla evliliklerin artması riski. Bu konuda yeterince donanımlı ve gönüllü hukuki destek sağlayacak avukat sayısı ne yazık ki halen çok az. Bu durum da, son kertede çocuk istismarı olan bu tür evliliklere dair bir cezasızlık algısının yaygınlaşmasına yol açıyor.

Avukat Hediye Gökçe Baykal

Ankara Barosu’ndan Avukat Hediye Gökçe Baykal, afet zamanlarda ÇYEZE’lerin arttığını söylüyor ve insani kriz durumlarında kadına karşı şiddetin arttığına, yoksulluğun boyutlarının büyümesiyle birlikte başta eğitim olmak üzere birçok temel hakka erişimin kısıtlandığına dikkat çekiyor.

“Aileler bu gibi durumlarda öncelikle kız çocuklarını evlendirerek, kız çocuklarını “koruduklarını” ve “ekonomik zorluklardan kurtulduklarını” düşünüyor. Oysa yapılan çocuk yaşta evlilikler sonucu çocukların daha büyük bir şiddet sarmalı içine düştüğü ve şiddetin artarak devam ettiği de bilinen bir gerçek,” diyor Baykal.

Şubat ayındaki depremler sonrasında UNFPA tarafından hazırlanan rapora göre afet bölgesinde 15-49 yaş aralığında 4,1 milyon kız çocuğu ve kadın bulunuyor. Dolayısıyla, yoksulluğun ve yoksunluğun farklı çehrelerle deprem bölgesinden yedi aydır eksik olmadığı bir ortamda, kız çocukları ÇYEZE tehdidi ile karşı karşıya.

Proje kapsamında eğitimler ve atölye çalışmaları yapılacak ve gönüllü avukatların çocuk yaşta erken ve zorla evlilik mağduru kişilere veya böyle bir riskle karşı karşıya olan çocuklara nasıl yaklaşacakları ve onların adalet mekanizmalarına erişimlerini nasıl kolaylaştırılacağı konusunda avukatların bilgi ve becerileri artırılacak.

Dernek gönüllüsü avukatların bilgi ve becerilerinin artırılmasına yönelik ilk çevrimiçi eğitim, 7 Eylül günü gerçekleştirildi ve temel haklar, cezai sorumluluk ve medeni hukuk konularında bilgilendirmede bulunuldu.

Ayrıca, afet bölgesinde Hatay, Adıyaman ve Kahramanmaraş illerinin baroları bünyesinde Kadın Hakları Merkezi ve Çocuk Hakları Merkezinde faaliyet gösteren avukatlar da bu konuda bilgilendirilecek ve gönüllülüğe teşvik edilecek. Bu kapsamda 29 Eylül’de Maraş, 30 Eylül’de Adıyaman, 1 Ekim’de Hatay’da eğitimler verilecek.

Projenin son ayağı ise, afet bölgesinde yürütülmekte olan ve yürütülecek davalara destek mekanizmalarının oluşturulması.

Bunun için öncelikle dava izlemesi aşamasında cezasızlıkla mücadeleye katkı sunulacak; mağdur haklarına dair uluslararası insan hakları standartlarının etkin uygulanması için baskı ortamı yaratılacak; mahkeme heyetine kamuoyu tarafından izlendikleri anımsatılacak. Bunun için de bölgede çocuk yaşta erken / zorla evliliklere dair yürütülmekte olan veya yürütülecek davaların izlemeleri yapılacak.  

Her ilde bir tane olmak üzere toplamda 3 dava izleme grubu oluşturulacak. En az 1 kişiden oluşan izleme ekibi, izleme öncesinde mahkeme heyetini bilgilendirerek objektif gözlem yapmakla sorumlu olacak.

Davalar sonucunda izleme yapan avukatların oluşturacağı dava izleme raporu yoluyla, yargılama süreçlerindeki sorun alanlarını tespit ederek somut savunuculuk ve çözüm stratejileri geliştirilecek.

Dava izleme raporları çocuğun üstün yararı ilkesi çerçevesinde kamuoyu ile paylaşılarak toplumda farkındalık yaratılmasına katkı sunulacak.

Sonraki aşamada ise, izleme grupları oluşturulacak. Bu kapsamda üç ilin barolarının kadın ve çocuk hakları komisyonlarında her bir ilden en az 3 kişi olmak üzere 3 tane izleme grubu oluşturulacak.

Eğitimleri verecek olan avukatlar tarafından bu konu özelinde veri ve bilgi paylaşımı, dava takvimleri, dava izlemesine ilişkin koordinasyon gibi konularda birer saatten oluşan 3 çevrimiçi toplantı yapılacak; oluşturulan İzleme Grubu yoluyla bölgedeki çocuk yaşta erken ve zorla evlilik vakalarına ilişkin bilgi ve veri sağlanması, bölge avukatlarının birbirleriyle ve dernekle dayanışma içerisinde çalışarak mücadeleyi büyütmesi amaçlanıyor.

Son aşamada, eğitimlerden faydalananlar, çocuk yaşta erken ve zorla evlilik konusu özelinde gönüllü dava üstlenecek, dava takibi yapacak veya gönüllü hukuki danışmanlık sunacak olan avukatlara dernek tarafından 3 mentör avukat ataması yapılacak. Mentörlük buluşmaları Zoom üzerinden ayda bir kez, birer saat olmak üzere toplamda 6 buluşma olarak planlanmış.

“ÇYEZE konusunda başta aile bireyleri ve akrabalar olmak üzere, öğretmenler, sağlık çalışanları, kamu görevlileri, muhtarlar, hakim, savcı ve avukatların riski belirleme ve bildirme sorumluluğu var,” diyor avukat Hediye Gökçe Baykal ve devam ediyor:

“Bu sorumluluk hem çocuğun korunması bakımından hem de bu eylemin kimi zaman başka bir suça yol açmasının önlenmesi bakımından önemli. Mesela çocuk yaşta bir kişinin evlendirildiği bir düğüne giden konukların dahi ilgili kurumlara derhal bildirim yükümlüğü var. Nitekim geçenlerde kamuoyuna yansıyan bir olayda Adana’da yapılan bir düğünde gelinin çocuk yaşta olduğunu fark eden davetlilerden birinin durumu polise bildirmesi üzerinde evlilik önlenmişti.”

Tüm hak savunucuları ve avukatların üzerinde birleştiği bir nokta var: ÇYEZE konusunda bilinçlendirme çok önemli. Dolayısıyla bu proje de deprem bölgesindeki avukatların, bu tür evliliklere dair farkındalıklarını artırmayı, olası bir olayla karşılaştıklarında ivedi ve doğru müdahale yapmalarını sağlamayı amaçlıyor.

“Çünkü kimi zaman avukatların önüne gelen dosyalarda görünürde başka bir suç olmasına rağmen altında bir ÇYEZE hikayesi ortaya çıkabiliyor. Bunu fark etmek ve doğru müdahaleyi yapabilmek önemli,” diye ekliyor Baykal.

Irvin D. Yalom, Nietzsche Ağladığında adlı kitabında şöyle der: “Çocuklarınızı yetiştirmek için önce kendinizi yetiştirmeniz gerek.” Ülke gerçeklerine uyarlarsak: “Çocuklarınızı korumak için önce bu konuda kendinizi yetiştirmeniz gerek.”

Bugün avukatlar, yarın aileler, öbür gün öğretmenler, sonraki gün muhtarlar, çocuk yaşta zorla evliliklerin önüne geçmek üzere önce kendilerini eğitmeliler ve yetiştirmeliler ki bu yolda el yordamıyla değil bilinçli, akılcı, sistematik ve etkin adımlar atabilelim. Toplum olarak... Çocuklar için... Resmi rakamlardaki azalma veya artış eğilimlerine değil, saha gerçekliklerine çözüm bulmaya kilitlenerek... Ta ki tek bir çocuk bile erken yaşta evlenmeye zorlanmayana dek...

Tüm yazılarını göster