'Çocuklar cezaevlerinde değil parklarda büyüsün'

Kadın örgütleri ve aktivistlerine yönelik tutuklamalar ve cezaevlerindeki çocuklara dair açıklama yapan İzmir Kadınlar Birlikte Güçlü Kollektifi, "İHD’nin verilerine göre şuan ülkenin farklı cezaevlerinde 700 civarı çocuk, yaşamı tehdit eden koşullarda yaşamaya mecbur bırakılmış durumda" dedi.

Abone ol

İZMİR - İzmir Kadınlar Birlikte Güçlü Kollektifi, kadın örgütleri ve aktivistlerine yapılan baskılar, tutuklamalar ve cezaevlerindeki çocuklara dair açıklama yaptı. Karşıyaka İzban önünde toplanıp, Karşıyaka İskelesi'ne yürümek isteyen kadinlar polis tarafından engellenince açıklama İzban önünde yapıldı

Kadinlar sık sık “Çocuklar cezaevlerinde değil parklarda büyüsün!”, “Susmuyoruz Korkmuyoruz İtaat Etmiyoruz!”, “Erkek adalet değil gerçek adalet!” sloganları attı.

Açıklama öncesinde Kadınlar Birlikte Güçlü adına Mehtap Alişan, masal anlatısı performansı gerçekleştirdi

Kadınlar, Türkiye cezaevlerinde bebekleriyle beraber tutuklu olan kadınların yaşadığı hak ihlallerine dikkat çekerek, sorumluları, insanlığa, vicdanlarını harekete geçirmeye, adaleti sağlamaya davet etti. Kadınlar Birlikte Güçlü adına Ayşenur Kizaroğlu, Gizem Coşkun ve Nihal Gür Akyıldız'ın okuduğu açıklama şöyle:

KOMİK SUÇLAMALARLA TUTUKLUYORLAR: Tüm çabalarımıza rağmen, varlığımız karşısında tüm duyularını kapatmış olan erkek egemen zihniyetin aktörleri sesimizi kısmak, görünürlüğümüzü yok etmek istiyor. Yandaş medyası ve kurumları aracılığı ile kadınların mücadelesini, birbirine yurt olmasını, kadın dayanışmasının büyümesini engellemek için özgürlük mücadelemizi kriminalize etme faaliyetlerine aralıksız devam ediyorlar. Geçtiğimiz yılın sonuna doğru Antakya Mor Dayanışma kadın derneğine mühür vurdular ve 51.000 tl gibi akla hayale sığmayacak sözüm ona bir ceza kestiler. Şimdilerde ise Mor Dayanışma üyelerinin evlerine gidip kadın mücadelesi yürüten kadınları terörize etmeye uğraşıyorlar. Bir yandan da erkek şiddetine karşı kadın dayanışmasını ören Rosa Kadın Derneği üyelerinin ve TJA aktivistlerinin evlerini basıp gözaltına alıyor ve komik suçlamalarla tutukluyorlar.

CEZAEVİNDE 700 ÇOCUK: Yaşatmayı esas alan çalışmalar yürüten Rosa Kadın Derneği aktivistlerini suçlu ilan etmeniz, hapse tıkmanız hangi vicdanda, hangi adalette, hangi hak ve hukukta karşılık bulur? Yine pandemi koşullarında çıkardığınız infaz yasasıyla önlem adı altında kadın ve çocukların yaşamını tehdit eden tüm kesimleri serbest bırakırken, üç buçuk yaşındaki böbrek hastası Dilgeş'in annesiyle birlikte, risk taşıyan, yaşamları tehdit eden cezaevi koşullarında yaşamaya mecbur bırakılması hangi vicdana sığar? Dilgeş bu çocuklardan sadece bir tanesi. İHD’nin verilerine göre şuan ülkenin farklı cezaevlerinde 700 civarı çocuk, yaşamı tehdit eden koşullarda yaşamaya mecbur bırakılmış durumda. Bu işin psikolojik boyutuna, çocukta yaratacağı travmalara sıra gelmiyor bile. O zor koşullarda bir yandan kendileri ayakta kalmaya çalışırken bir yandan çocuklarının yaşadıklarına tanıklık eden kadınların hissettiklerini anlatacak söz bulamıyoruz. Bu nasıl bir işkencedir? Kadınlar Birlikte Güçlü kolektifi olarak sürecin takipçisi olacağımızı, kız kardeşlerimiz ve çocuklar için gerçek adalet sağlanıncaya kadar mücadele etmekten vazgeçmeyeceğimizi, mücadelemizi büyüteceğimizi buradan bir kez daha dillendirmek istiyoruz. (DUVAR)