Çocukların karıştığı ‘olay’ arttı: Sorun var, çözüm yok 

TÜİK’in açıkladığı verilere göre çocukların karıştığı olay sayısı bir önceki yıla göre yüzde 10,8 arttı: Çocukları korumak kamusal, etkili tartışmaya açılmalı, güncellenmeli...

Abone ol

Nur Kaplan

ANKARA - Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2021 yılında güvenlik birimlerine gelen ya da getirilen çocuklara ilişkin verileri açıkladı. 2021’de çocukların karıştığı olay sayısı bir önceki yıla göre yüzde 10,8 artarak, 499 bin 319 oldu. Çocukların 207 bin 999’u mağdur olarak güvenlik birimlerine getirilirken, 132 bin 943’ü suça sürüklenme, 70 bin 905’i bilgisine başvurma, 67 bin 518’i kabahat işlediği iddiasıyla, 677’si bu nedenlerin dışında kalarak emniyete geldi veya getirildi. 19 bin 277 çocuk hakkında ise ‘kayıp’ müracaatı yapıldı.

Çocuk hakları alanında çalışan uzmanlara göre, TÜİK’in açıkladığı veriler hak temelli ve bütüncül bir çocuk politikasına acil ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Türkiye’de yaşanan her olaydan çocukların da doğrudan etkilendiğini söyleyen uzmanlar, çocukları korumanın kamusal ve etkili tartışmaya açılmasını, mevzuatın güncellenmesini ve gerçek ihtiyaçlara göre yenilenmesi gerektiğini belirttiler.

Emrah Kırımsoy

‘ÇOCUKLAR, DÜNYADA VE ÜLKEDE OLAN BİTEN HER ŞEYİ BİZE GÖSTEREN AYNALAR’

Sosyal Hizmetler Uzmanı Emrah Kırımsoy’a göre TÜİK’in açıkladığı veriler çocuklara ilişkin koruyucu ve önleyici politikaların işlemediğini gösteriyor. Türkiye’de bir ‘şiddet kültürü’nün hâkim olduğunu söyleyen Kırımsoy, toplumda bir arada yaşamanın zayıflamasına bağlı olarak çocukların çevrelerinde yaşanan tüm olaylara maruz kaldıklarını ve bir biçimde etkilendiklerini söyledi. Kırımsoy, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Türkiye’nin son dönem karnesi çok kötü. Nefret söylemi, ayrımcılık, politikacıların akıl almaz şiddet söylemleri ve yaklaşımı var. Öte yandan çocuk koruma sistemindeki boşluk, gasp ve yaralama olaylarını da arttırdı. Çocukları güçlendirecek mekanizmalar yok. Bu ülkede yaşanan yoksulluk, maddi nedenlerle oluşan suçlara neden oluyor. Çocuklar, dünyada ve ülkede olan biten her şeyi bize gösteren aynalardır. Onları ciddiye alıp, ne söylüyorlar, olan bitenler bize ne anlatıyor, bu veriler bize ne diyor diye samimi bir şekilde ve çocuklarla birlikte çözüm üretmek lazım.”

‘HAK TEMELLİ VE BÜTÜNCÜL BİR ÇOCUK POLİTİKASINA İHTİYAÇ VAR’

Türkiye’de çocuklara ilişkin sorunlarda durumun ‘çözülemez’ hale geldiği zaman harekete geçildiği eleştirisinde bulunan Kırımsoy, hak temelli ve bütüncül bir çocuk politikasına ihtiyaç olduğunu söyledi. “Çocukların özgürleşmesi, yetişkinleri ve toplumu özgürleştirecektir” diyen Kırımsoy, şöyle devam etti:

“Yetişkinler yaptıkları her planda çocuğun yararını gözetirse bütüncül bir değişim mümkün olur. Herhangi bir hak ihlali çıkmadan yapılması gerekenler için etkin ve onarıcı bir müdahale sistemi kurulması gerekiyor. Çocuk haklarıyla ilişkili çalışmalar gündeme getiriliyor fakat onarıcı bir nokta yok. Sorun var diyoruz, çözüm yok. Örneğin çocuk hakları ihlallerinde zaman aşımının kaldırılması gerek. Bir çocuğun ölümü sadece onun değil, yakınındakinin, çevresindekinin, aslında toplumun ölümüdür. Bir çocuğun hakkı ihlal edildiğinde sadece bir vaka değil, sistemin bütünündeki çarpıklığı gösterir ve bu da bize bir şeyler anlatır.”

Ezgi Koman
‘SUÇUN OLAĞANLAŞTIĞI BİR TOPLUMDA ÇOCUKLAR DA ETKİLENİYOR’

Fikir ve Sanat Atölyesi Derneği Çocuk Hakları Merkezi’nden Ezgi Koman ise Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz, ebeveynlerin işsizliği, eve giren hane gelirinin azalmasıyla çocuk işçiliğinin artmasının bu veriler üzerinde bir etkisi olduğunu söyledi. Türkiye’de yaşanan kutuplaştırıcı faktörlerin de çocukları doğrudan etkilediğini söyleyen Koman, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Şiddete çok açık bir toplumdayız. Yetişkinler nasıl şiddete maruz kalıyorsa çocuklar da aynısını yaşıyor. Çocuklar şiddete maruz kaldıkça şiddet eğilimi artıyor. Mağdur çocuk fail olarak payını alıyor. Türkiye zaten zor zamanlardan geçiyor. Covid-19, ekonomik ve iklim krizi, çetelerin ortaklıkları… Çete, mafya, suç örgütü içinde bulunan insanların beyanlarıyla karşı karşıyayız. Bunların hayatta bir karşılığı var. Suçun olağanlaştığı bir toplumda çocuklar da etkileniyor.”

VERİLER ACİL ÇAĞRI: ÇOCUKLARI KORUMAK KAMUSAL VE ETKİLİ TARIŞMAYA AÇILMALI

Yerel ve merkezi politikaların çocukları odağına almadığını, yaşanan kriz ve olağanüstü durumlarda çocukların olağan dışı etkiler yaşadığını ifade eden Koman, TÜİK’in açıkladığı verilerin son derece çarpıcı ve önemli olduğunu söyledi. Yayımlanan verilerin acil bir çağrı niteliği taşıdığını söyleyen Koman, “Çocukları korumanın kamusal ve etkili bir tartışmaya açılması, güncellenmesi ve gerçek ihtiyaçlara göre yenilenmesi gerekiyor” dedi. Koman, şunları dile getirdi:

“Çocuklar mutlu değil. Okulda mutlu değil, öğretmeniyle kurduğu ilişkide, mahallede mutlu değil. Herkes birbirine hoyrat davranıyor. Her gün nefret söylemiyle karşı karşıya. TÜİK’in açıkladıkları  bunların verisi aslında. Bu kadar çok çocuk mağdur varsa sorunun nerede olduğu bakmak lazım. Adalet sisteminde mi, nerede sorun? Türkiye ‘Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin tarafı; hem kendisi hakları ihlal etmeyecek hem de üçüncü kişinin hak ihlalinde çocukları koruyacak. 100 yıllık bir ülkenin çocuk koruma politikasının reva gördüğü şey bu mudur? Çocuk koruma kanununun mutlaka değişmesi gerekiyor. Çok net.”

Şahin Antakyalıoğlu
‘KAYIP ÇOCUKLAR ÖZELİNDE AYRI BİR SİSTEM OLUŞTURULMALI’

Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı Koordinatörü Şahin Antakyalıoğlu, TÜİK’in yayımladığı verilerde ‘kayıp’ olarak kayıtlara geçen 19 bin 277 çocuğun ‘risk altında bulunan çocuk’ olarak tanımlandığını, kayıp çocuklar özelinde ayrı bir sistem oluşturulması gerektiğini ifade etti.

Çocukların ihmali ve istismarı konusunda kurumların, eğitmenlerin ve ailelerin bilgi eksikliği olduğunu söyleyen Antakyalıoğlu, şöyle devam etti:

“Biz kayıp çocukların ne olduğuna ilişkin bir yanıt bulamadık. Emniyetin cevaplaması lazım. Kayıp çocuklar için özel bir sistem oluşturulması gerekiyor. Avrupa ülkelerinde sabah dağıtılan sütün üstünde bile görünürlük ve çocuğun bir an önce bulunması için fotoğrafı var. Türkiye’de ilk 24 saat ‘bekle’ deniyor. O ilk 24 saat aileler için çok önemli. Daha önceden mesaj sistemi devredeydi, çok nadir mesaj geliyor. Bu tür sistemlerin donanımlı, her ilde yaygınlaşacak şekilde olması gerekir. Hem çocukların hem de ailelerin rahatlıkla erişebileceği bir telefon hattı olmalı.”

ETKİN ÇOCUK POLİTİKASI

Çocukların korunması için etkin bir çocuk politikasının şart olduğunu söyleyen Antakyalıoğlu, “İlk ve ortaokulda özellikle çocukların kaçırılma ve ihmal ve istismarlara karşı neler yapabileceğine yönelik bilgiler verilmesi gerekir. Çocuğun DNA’sı, saç örneği, güncel fotoğrafının bulunduğu bir ağ sistemi kurulmalı” diye konuştu.