‘Çöp ev’deki çocuğu kim ihmal etti?

Bursa’da dokuz yaşındaki C.M.A.’nın yaklaşık bir yıldır odada kilitli tutulduğu ortaya çıktı. Zorunlu eğitime katılması gereken C.M.A’yı hangi devlet kurumu ihmal etti?

Abone ol

Meral Candan – Ada Mercan

DUVAR - Bursa’daki ‘çöp ev’de yarı baygın halde bulunduğunda C.M.A., sadece 17 kilo ve 138 santimetre boyundaydı. Bir deri bir kemik kalan, saçları ve tırnakları uzayan, vücudunda yaralar bulunan, besin yetersizliğinden ve bakımsızlıktan hareket etmekte zorlanan bu çocuk, şimdilerde Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi görse de hakkındaki tartışmalar devam ediyor.

Dokuz yaşında olduğu halde okula gitmeyen, okuma yazması olmayan C.M.A.’nın zorunlu eğitimden nasıl uzak kaldığı, bu konuda devlet kurumlarının ihmali olup olmadığı soruları yanıtlanmayı bekliyor.

ÇOCUK ‘YURT DIŞINDA’ DENİLDİ

Bursa’nın Nilüfer ilçesi Görükle Sakarya Mahallesi’nde bulunan bir apartmanda dairesi olan Aydın S., evini 1 Temmuz 2020'de Kamuran Pınar A.’ya kiraya verdi. Ancak yaklaşık bir yıl boyunca Kamuran Pınar A. kira ödemesi yapmadı. Bunun üzerine Aydın S., avukatı aracılığıyla hukuki yollara başvurdu. Mahkemenin evin tahliyesine karar vermesi sonucu 24 Temmuz’da yetkililer dairenin kapısını çilingir yardımıyla açtı. Evin her yanının çeşitli çöplerle dolu olduğunu gören yetkililer, temizlik için Nilüfer Belediyesi ekiplerine haber verdi. Belediye ekipleri evin temizliği sırasında kilitli bir odada baygın bir şekilde yatan bir çocuk buldu. Fiziken oldukça kötü durumda olan çocuk, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Daha sonra tedavi için Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne gönderildi.

C.M.A’nın annesi Yasemin A., kardeşi Kamuran Pınar A.’nın çocuğunu kaçırdığını iddia ederken, Kamuran Pınar A. da Yasemin A.’nın çocuğun bakımını üstlenmediğini ileri sürdü. Her iki tarafın karşılıklı suçlamaları ve ifadeleri basında yer almaya devam ediyor. Bu süreçte gerek sosyal medyada gerekse de medyada en çok tartışılan konulardan biri de C.M.A.’nın nasıl olup da dokuz yaşına kadar okula gitmediği, bir şekilde devlet kurumlarının 'gözünden kaçtığı' oldu. Birgün gazetesinde Mustafa Bildircin imzalı haberde C.M.A.’nın Antalya’nın Aksu ilçesine bağlı Kemerağzı Mahallesi’ndeki Necati Başkırt İlkokulu’nun birinci sınıfına kaydettirildiği, çocuğun devamsızlığı üzerine 2019 yılında okul müdür yardımcısı ve sınıf öğretmeninin çocuğun adresine gidip kontrol ettiği bilgisi yer aldı. Buna göre, çocuğun “yurt dışında” olduğu söylendi ve konuyla ilgili okul yetkilileri tutanak tuttu. Söz konusu tutanaktan yola çıkarak okul yöneticilerinden devletin ilgili kurumlarına kadar bir ihmalin olup olmadığı sorusuna cevap aradık.

‘TUTANAK İLÇE EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ’NDE KALMIŞ’

Resmi Gazete’de 26 Temmuz 2014 yılında yayınlanan Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim Ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 18. Maddesi, ç bendinde konuyla ilgili şu ifadeler yer alıyor: “Yurt dışına giden öğrencilerin yurt dışı adresi, okul yönetimince e-Okul sistemine işlenir. Bakanlıkça yurt dışındaki okullara devamlarının sağlanmasıyla ilgili tedbirler alınır. Bu durumdaki veya yurt dışında adresi tespit edilemeyen öğrencilerin kayıtları, yaşları öğrenim çağı dışına çıkıncaya kadar e-Okul sisteminde pasif hâle getirilir.”

Buna göre, C.M.A.’nın yurt dışında olduğuna dair tutanak tutulmasının yanı sıra yurt dışı adres bilgisi de alınmış olmalı. Ayrıca tutanak, çocuğun takibi için ilgili kurumlara iletilmeli. Antalya İl Milli Eğitim Müdürü Emre Çalışkan, çocuğun “yurt dışına çıktı” diye hakkında kayıt tutulduğunu teyit ederken konuyla ilgili bakanlığın soruşturma başlattığını belirtti. Ancak Çalışkan söz konusu evrakın kendilerine gelmediğini de sözlerine ekledi. Çalışkan, “Çocuğun başka bir kente gitmiş olduğu tespit edilseydi, biz o ilin valiliğine yazı yazardık. Öğrencinin gittiği kentin valiliği de araştırma yürütürdü. Fakat bu olayda çocuğun yurt dışına çıktığı söylenmiş ve o şekilde kayıt tutulmuş. Kayıt da İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gönderilmiş. Başka bir kente yazı yazılmayacağı için de dosya orada kalmış” diye konuştu.

Çalışkan’ın işaret ettiği üzere İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne ulaşmak istedik. Ancak telefonumuza yanıt veren olmadı.

‘İHMALLER ZİNCİRİ VAR’

Milli Eğitim Bakanlığı'nın devamsızlık yapan öğrencilere yönelik uyguladığı bir prosedür var. Buna göre, devamsızlık yapan öğrenciyle ilgili velisine dört kez mektup yazılıyor. Dördüncü mektuptan sonra öğrencinin ikametinin bulunduğu mahallenin muhtarına yazı gönderiliyor. Ardından da okul müdür yardımcısı ve sınıf öğretmeni, muhtarla birlikte adrese giderek tespitte bulunuyor. İmzalanan tutanak, okul müdürü tarafından bölgenin İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne, oradan da İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gönderiliyor. Öğrencinin gittiği belirtilen kentteki adresine ulaşılamıyorsa 81 ildeki bütün okullara vatandaşlık numarasıyla bildirim yapılarak, hangi okulda kaydının olduğu tespit edilmeye çalışılıyor.

Ciddi ihmaller zinciri olduğunu söyleyen Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, “Bu olayda okuldan Milli Eğitim Bakanlığı’na, İçişleri Bakanlığı’na kadar ihmaller var. İhmal, tek bir olayla da sınırlı değil. Eğitim sisteminde bu tür çok sayıda vakayla karşılaşıyoruz. Ailelerinin okula göndermediği çocuklar, mevsimlik işçilik yapan, kimisi kayıt dışı, göçmen ailelerin çocukları, aileleriyle yurda gelmiş yabancı uyruklu öğrenciler ve benzeri pek çok çocuk eğitim hakkından mahrum kalıyor ve denetlenmiyor. Yönetmelikte yazan para cezası uygulanmıyor. Bu konuda sağlıklı veri paylaşılmıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın elinde olduğunu da sanmıyorum" dedi.