COP27'de gelişmekte olan ülkelere fon kararı
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27'nci Taraflar Konferansı'nda, gelişmekte olan ülkelerin zararını tazmin için fon kurulması onaylandı.
DUVAR - Mısır'ın Şarm el-Şeyh şehrinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27'nci Taraflar Konferansı'na (COP27) katılan delegasyonların temsilcileri, gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliği sonucunda maruz kaldıkları kayıp ve zararları tazmin etmek için bir fon kurulmasını onayladı.
AA'nın aktardığına göre, Şarm el-Şeyh'te düzenlenen ve 18 Kasım'da sona ermesi planlanan COP27'nin taraflar arasında anlaşmanın sağlanması için uzatılmasının ardından uzun müzakereler sonrası 200 ülkeden delegelerin katılımıyla genel bir oturum düzenlendi. Söz konusu oturumda, "gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliği sonucunda maruz kaldıkları kayıp ve zararların tazmin edilmesi için bir fon kurulması" kararı alındı.
Fonun operasyonel detayları ise 2023'ün sonunda Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) yapılması öngörülen bir sonraki konferansta onaylanması hedefiyle daha sonra belirlenecek. COP27 Başkanı ve Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, 6 Kasım'dan bu yana devam eden zirveye katılım gösteren delegelere, anlaşmaya uymaları ve kendilerine sunulacak konferans kararlarını onamaları çağrısında bulundu. Şukri, konferansta alınan kararların "hassas dengeleri" ve "şu anda elde edilebilecek en yüksek isteği" yansıttığını belirtti.
GUTERRES: MEMNUNİYETLE KARŞILIYORUM
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, iklim değişikliğinden olumsuz etkilenen ülkelere fon sağlanmasına yönelik anlaşmadan memnuniyet duyduğunu bildirdi. Guterres, az gelişmiş ülkelerin iklim değişikliğinden doğan zararlarının karşılanması talebinin temel tartışma konularından birini oluşturduğu konferansa ilişkin video mesaj yayınladı.
BM Genel Sekreteri mesajında, “Bir kayıp ve zarar fonu kurulması ve gelecek dönemde faaliyete geçirilmesi kararını memnuniyetle karşılıyorum” ifadesini kullandı. Öte yandan fon oluşturma kararının yeterli olmayacağına dikkati çeken Guterres, bu konuda varılan anlaşmayı "kırılan güveni yeniden inşa etmek için çok ihtiyaç duyulan siyasi bir işaret" olarak niteledi. (DIŞ HABERLER)