Cui bono?
ABD’de milyonlarca aç var ve milyarlarca doları da savaş endüstrisi için harcıyor. Silah şirketleri kazanıyor. Kuzey Akımı II boru hattı tahrip ediliyor. Tüm bunlar kimin yararına? Yani; Cui bono?
ABD Başkanı Joe Biden 29 Eylül'deki tweet mesajında şöyle dedi:
"Bugün, Amerika'daki açlıkla mücadele konusundaki cesur hedefimize ulaşmak için bir strateji yayınladım.
Daha fazla Amerikalının sağlıklı kalmak için ihtiyaç duydukları yiyeceklere erişmesine, insanlara sağlıklı seçimler hakkında bilgi ve seçenekler sunulmasına ve daha fazla Amerikalının fiziksel olarak aktif olmasına yardımcı olacağız."
Bu ne demek?
Dünyanın en zengin 10 kişisinden 7'sinin, yeryüzündeki dolar milyarderlerinin dörtte birinin (735 dolar milyarderi var) Amerikalı olduğu bir ülkede ciddi bir açlık sorunu var.
ABD’DE 53 MİLYON KİŞİ AŞEVLERİNE BAŞVURDU
ABD Tarım Bakanlığına göre (resmi veri), ülkede 9 milyonu çocuk olmak üzere 34 milyon kişi gıda güvensizliği sorunuyla karşı karşıya... Özellikle Afrika Amerikalılar arasında yaygın olan açlık sorunu, pandemiyle daha da arttı.
Bir başka veri: Kâr amacı gütmeyen gıda bankası ağı olan Feeding America'ya göre, 2021'de 53 milyon kişi sofraya yemek koyamadı ve yardım için gıda bankalarına (aşevi) ve eyalet programlarına başvurdu.
(BM Gıda Programı'na göre, Türkiye'de ise 14.8 milyon kişi yetersiz besleniyor, nüfusun yüzde 18'i...)
Bir de şu var; muhafazakâr bir düşünce kuruluşu olan, her yıl yayımlanan Ekonomik Özgürlük Endeksi'nin hazırlayıcısı Heritage Foundation, Eylül sonunda açıkladığı araştırmasında, Biden'ın göreve geldiğinden bu yana çalışan Amerikalıların 4.200 dolar daha yoksullaştığını bildirdi.
Yükselen enflasyon ve yüksek faiz oranları nedeniyle ortalama bir Amerikan işçisinin yıllık satın alma gücünde 3.000 dolar kaybettiği ve bu ekonomik politikalar nedeniyle ipotek, taşıt kredileri ve kredi kartları üzerindeki borçlanma maliyetlerinin artmasının da ortalama bir Amerikalının satın alma gücünü yılda 1,200 dolar daha azalttığı vurgulandı.
Bir başka araştırma da şöyle: Ağustos ayı itibarıyla Amerikalıların yüzde 60’ı ay sonunu zor getiriyor. Bir yıl önce maaş gününe kadar tüm parasını harcayanların oranı yüzde 55’ti. Lending Club adlı kuruluşun araştırmasına göre, son 40 yılın en yükseğine çıkan enflasyon nedeniyle, yıllık ücreti 6 basamaklı rakamlarda olan Amerikalıların bile yüzde 45’i ay başından ay başına yaşadığını söylüyor.
ZELENSKY'YE MİLYARLARCA DOLAR GÖNDERMEYİ BIRAKIN
Peki Amerikalılar ne diyor? Biden'ın "açlıkla mücadele" tweet'inin altında bir yorum şöyle:
"Zelensky'ye milyarlarca dolar göndermeyi bırakın. 60 milyon aç Amerikalının yiyeceğe ihtiyacı var."
Bu kadar net... Süpergüç ama milyonlarca aç var ve milyarlarca dolar savaş endüstrisi için harcıyor. Ukrayna savaşı sayesinde Amerikan silah şirketleri milyarlarca dolar kazanıyor.
Savaş başladığından beri ABD, Ukrayna'ya milyarlarca dolarlık silah taahhüt etti, bunun neredeyse tamamı mevcut stoklardan geldi. Ve Pentagon (Savunma Bakanlığı) bunları ve daha fazlasını yerine koymak için silah şirketlerini yeni ihalelerle ödüllendiriyor.
SİLAH DEVLERİYLE YENİ SÖZLEŞMELER
Dünyanın en büyük silah şirketlerinin beşi de ABD'den: Lockheed Martin, Raytheon, Boeing, Northrop Grumman ve General Dynamics. Savaşın hemen ardından Pentagon, yeni hipersonik füze programı için Northrop Grumman ve Raytheon ile sözleşme imzaladı.
Yani bu savaşın kazananı kim? Silah endüstrisi...
Çünkü Lockheed Martin ve Raytheon, zırhlı araçları delmek için kullanılan 4 kilometre menzilli kızıl ötesi güdümlü Javelin füzeleri üretiyor. Raytheon ayrıca Stinger füzelerinin de üreticisi. Northrop Grumman'ın RQ-4 Global Hawk uçağı Ukrayna sınırı üzerinde düzenli gözetleme uçuşları yapıyor.
Şuradan da anlayabiliriz. Savaş başladığından bu yana Wall Street'in barometresi Dow Jones endeksi yüzde 14 düştü. Borsalar tepetaklak gidiyor. Ancak silah şirketlerinin hisse senetleri yükseliyor. Northrop Grumman yüzde 22, Lockheed Martin yüzde 18, General Dynamics yüzde 12, Raytheon yüzde 8 değer kazandı. Çünkü savaş sayesinde ciroları, kârları artacak, yatırımcılarına beklenenden daha yüksek kâr payı verecekler.
KİEV’E TOPLAMDA 65 MİLYAR DOLAR
Ve "daha, daha" diyorlar. Eylül'ün son gününde ABD Kongresi Ukrayna’ya 12.3 milyar dolarlık ek mali yardım gönderilmesini onayladı. Yardım paketinin 3 milyar dolarlık bölümüyle Ukrayna ordusuna silah, malzeme ve maaş gönderilecek, Pentagon’a da 3.7 milyar dolarlık silah ve diğer donanımları transfer etme yetkisi verildi. Paket ayrıca Ukrayna ekonomisine destek ve Kiev hükümetinin görevini sürdürebilmesi için 4.5 milyar sağlıyor.
Euronews’a göre, Ukrayna savaşının başlamasından bu yana Washington’un Kiev’e gönderdiği toplam yardım miktarı bu ödenekle birlikte 65 milyar dolara yükseldi.
Pentagon, ayrıca ABD ve müttefiklerinin Ukrayna'daki savaşa patlayıcı, roket ve cephane üretimi için "ülkelerin sanayi temelini genişletmeyi" planladıklarını duyurdu.
Anlamı şu; Dünyanın önde gelen Batılı güçleri, “Ukrayna'ya uzun vadeli destek sağlamak” adına, savaş devam ederken “karadan konuşlu uzun menzilli füzeler, hava savunma sistemleri, havadan karaya cephane” üretimlerini kitlesel olarak artırıyorlar.
New York Times, bu haberi "Ukrayna'yı Silahlandıran Müttefikler için Dönüm Noktası" başlığıyla verdi. Gazeteye göre bu, "ABD ve müttefiklerinin Ukrayna'daki savaşın yıllarca süreceğine inandığının bir işareti..."
BORU HATTI SABOTAJI KİMİN YARARINA?
Aynı gün Washington, Ukrayna'ya gönderilen uzun menzilli HIMARS füze rampalarının sayısını iki katından fazla artırmayı planladığını duyurdu. Pentagon'a göre ABD, ülkeye silah sevkiyatı için 1,1 milyar dolar daha harcayacak.
Diğer yandan ABD boş durmuyor. Savaş sürsün diye elinden geleni yapıyor. 26 Eylül Pazartesi günü, Rusya'dan Almanya'ya doğalgaz taşıma kapasitesine sahip Nord Stream I ve Nord Stream II boru hatlarına tonlarca dinamit kullanılarak bir dizi saldırı düzenlendi.
Saldırıların sorumluluğunu hiçbir devlet üstlenmedi. Tabii, ABD ve Avrupa’da bazı çevreler hemen Rusya’yı suçladı. Ancak bu çok mantıklı değil. Çünkü Rusya’nın enerji devi Gazprom, boru hattının Alman, Fransız ve Hollandalı ortaklarla birlikte yarısının sahibi… Sahibi olduğu milyarlarca dolarlık boru hattını havaya uçurması için iyi bir gerekçe yok. ABD ise, Avrupalı müttefiklerinin Kuzey Akım II boru hattı projesini sona erdirmesini hararetle istiyordu.
Uzmanlar, böyle durumlarda Latincesi “Cui bono?” olan “Kimin yararına?” sorusuna başvurulmasını öneriyor. Evet, bu savaştan kim karlı çıkıyor, kim devam etmesini istiyor?