Cumartesi Anneleri, 12 Eylül kayıplarını sordu
Cumartesi Anneleri 651. kez Galatasaray Meydanı'nda buluştu. 12 Eylül'de gözaltında kaybedilenleri soran anneler, ömrü oğlunu bulmaya yetmeyen Berfo Kırbayır'ın mücadelesini sürdüreceklerini haykırdılar.
DUVAR - Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetlerini aydınlatmak isteyen Cumartesi Anneleri bugün 651. kez Galatasaray Meydanı'nda biraraya geldi. Cumartesi Anneleri'nin bugünkü eylemi, 12 Eylül darbesinde gözaltında kaybedilenlere adandı.
Kayıp ailelerinin sembol ismi haline gelen ve oğlunun mezarını bulamadan 105 yaşında hayatını kaybeden Berfo Kırbayır'ın oğlu Mikail Kırbayır, kardeşinin akıbetini sormaya devam etti. Kırbayır, hak arayışlarını sürdürmeye devam edeceklerini söyledi.
Cumartesi Anneleri adına konuşma yapan İHD İstanbul Şubesi Hapishanesi Komisyonu Üyesi Nur Sürer, "105 yıllık ömrü oğlunu bulmaya yetmeyen Berfo Kırbayır'ın Cemil'e ulaşma mücadelesi şüphe yokki çocukları ve torunlarıyla sürecek. Cemil Kırbayır'ın akıbetini öğrenmek toplumsal bir haktır ve biz de bu hakkımızın takipçisi olacağız. Berfo annenin bıraktığı yerden Cemil Kırbayır'ı aramaya , faillerinden yargı yoluyla hesap sormaya devam edeceğiz" dedi.
'GEÇMİŞLE YÜZLEŞİLMELİ'
12 Eylül'ün sıkıyönetim rejiminin bugün OHAL'le sürdüğünü belirten Sürer, konuşmasına şöyle devam etti:
"12 Eylül'le yüzleşme ve hesaplaşma Türkiye'nin genel yüzleşme sorununun önemli bir parçasıdır. Geçmişinde ağır insan hakları ihlalleri olan toplumlar, barış, demokrasi ve insan haklarına saygılı bir siyasal kültüre doğru yol alabilmek için geçmişle yüzleşme ve hesaplaşmasını gerçekleştirmelidir. Geçmişinde ağır insan hakları ihlalleri bulunan Türkiye geçmişiyle yüzleşmesini ve hesaplaşmasını gerçekleştirmediği için demokratik bir toplum ve demokratik bir devlet olmayı da gerçekleştiremiyor."
'DARBECİLERLE BÖYLE YÜZLEŞİLMEZ'
Türkiye'nin geçen aylarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yaptığı savunmada Kırbayır'ın davasının yargılama listesinden çıkartılmasını istemesine tepki gösteren Sürer, "Onları ödüllendiren ve öldüklerinde devlet töreni düzenleyenler, darbelerle ve darbecilerle hesaplaşamazlar. Türkiye'deki cezasızlık ve unutturma kültürü yurttaşa karşı işlenen ağır suçların kesintisiz devamına olanak sağlıyor. AİHM'e yapılan savunmada, Cemil Kırbayır'ın gözaltında kaybedilmesine ilişkin, 'Bu tekil olayın darbe rejiminin toplumun bir kesimine karşı devlet politikası çerçevesinde olduğuna dair bir bulgu yoktur' denilerek, 12 Eylül savunuldu. Hükümetin bu hukuk dışı savunması evrensel hukukla arasına koyduğu mesafenin ifadesidir. Devletin öldürmeme ve İşkence yapmama yükümlülüğünün inkarıdır. İnsanlığa karşı işlenen suçlardaki cezasızlık geleneğini sürdürmedeki kararlılığın ifadesidir" dedi ve ekledi: "Bizler Berfo ananın bıraktığı yerden mücadelemize ve kayıplarımızı sormaya devam edeceğiz."
Bu haftaki oturumda Şırnak'ın Cizre ilçesindeki ve Hakkari'deki kayıp yakınlarının mesajı da okundu: "Bizler kayıplarımızı ve Tahir Elçi'yi sormaya devam edeceğiz."
KIRBAYIR NASIL KAYBEDİLDİ?
Kırbayır ailesi Ardahan'ın Göle ilçesindeki Okçu köyünde yaşıyordu. 12 Eylül askeri darbesinin ertesi günü 13 Eylül 1980 tarihinde askerler, Kırbayır ailesinin evine baskın düzenledi. Kırbayır'ın, Kars Eğitim Enstitüsü'nde öğrenci olan oğulları Cemil Kırbayır gözaltına alındı.
Cemil, önce Göle'ye, oradan da Kars Askeri Gözetimevi'ne getirildi ve işkencehaneye dönüştürülen Eğitim Enstitüsü'nde sorgulandı. Onu işkencede koma halinde gören çok sayıda tanık olmasına rağmen aileye, 'Firar etti, bir daha bize sormayın' denildi ve Cemil'den bir daha haber alınamadı.