Cumartesi Anneleri: Berfo Ana'ya verdiğiniz sözü tutun
Cumartesi Anneleri 811. hafta açıklamalarında Cemil Kırbayır için adalet istedi: "Devlet Berfo Anne’ye verdiği sözü tutsun; Cemil Kırbayır dosyasındaki 40 yıllık cezasızlık son bulsun."
DUVAR - Gözaltında kaybedilen evlatları için 811 haftadır eylem yapan Cumartesi Anneleri, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın söz verdiği Cemil Kırbayır dosyası için ses verdi. Cumartesi Anneleri'nin açıklamasında "Devlet, Berfo Anne’ye verdiği sözü tutmalı; Cemil Kırbayır’ın akıbetini açıklayacak, TBMM Raporu’nda da isimleri geçen fail ve sorumluların yargılanmasını sağlayacak adli ve siyasi iradeyi göstermelidir" dedi.
Cumartesi Anneleri'nin açıklamasında Cemil Kırbayır ile ilgili şu bilgiler verildi:
- Kars Eğitim Enstitüsü öğrencisi Cemil Kırbayır, 12 Eylül Askeri Darbesinin hemen ardından 13 Eylül 1980 tarihinde Ardahan’ın Okçu Köyündeki evinden devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı.
- 9. Kolordu Sıkıyönetim Komutanlığına bağlı Kars gözetim evinde tutulan Cemil'le düzenli haberleşen ailesine gözaltının 25. gününde “bir daha buraya gelmeyin oğlunuz firar etti.” denildi. Baba İsmail Kırbayır’ın yaptığı tüm başvurular sonuçsuz bırakıldı. Cemil Kırbayır’dan bir daha haber alınamadı.
- İsmail Kırbayır, kendi imkanları ile olayı araştırdı. Araştırmaları sonucunda biri güvenlik görevlisi olan tanıklara ulaştı. Cemil’in gözetim evinden işkencehaneye dönüştürülen Kars Eğitim Enstitüsü’ne getirildiğini, burada işkence ile sorgulandığını, 8 Ekim günü işkence ile öldürülerek, bedeninin kaybedildiğini öğrendi. İşkencecilerden dört kişinin ismlerini tespit etti.
- İsmail Kırbayır, 30 Temmuz 1981 tarihinde bu bilgilerle Milli Güvenlik Konseyi’ne, ilgili Sıkıyönetim komutanlıklarına, Kars Valiliği’ne, Cumhuriyet Gazetesi’ne ve Türkiye Barolar Birliği’ne başvurdu. Yaptığı başvuruda olayı detayları ile anlattı. İsimlerini yazdığı işkencecilerin ve Cemil ile birlikte gözaltında bulunanların sorgulanması halinde oğlunun nasıl öldürüldüğünün ve bedeninin nasıl kaybedildiğinin ortaya çıkacağını söyledi. Ancak herhangi bir soruşturma başlatılmadı.
- Olaydan 31 yıl sonra, dönemin başbakanı Erdoğan, Cumartesi Anneleri ile yaptığı görüşmede anne Berfo Kırbayır’ı da dinledi ve hemen ardından verdiği talimatla Cemil Kırbayır’ın akıbetinin araştırılması için TBMM'de İnceleme Komisyonu kuruldu. Komisyon çalışmaları sonucunda Cemil Kırbayır’ın gözaltındayken işkence sonucu öldürüldüğü ve cesedinin ölümüne sebebiyet veren kamu görevlilerince ortadan kaldırıldığı devletin raporuna girdi. Komisyon, TBMM adına sorumlular hakkında Kars Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
- Savcılık harekete geçince arşivdeki evraklardan Türkiye Barolar Birliği’nin başvurusu ile olaydan 6 yıl sonra, Kars Savcılığının bir soruşturma başlattığı ancak soruşturmada 2002 yılında takipsizlik kararı verildiği ve kararın aileye tebliğ edilmeksizin kapatıldığı açığa çıktı. Aile bu takipsizlik kararının kaldırılması talebiyle Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme takipsizlik kararını kaldırdı ve soruşturma başladı.
- Ancak tam 9 yıldır soruşturmada herhangi bir ilerleme sağlanmadı. Son olarak Kars Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine Adalet Bakanlığı Yargıtay’a, Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı için “kanun yararına bozma” başvurusu yaptı. Böylece dosyanın zamanaşımından kapatılmasının önünü açmak istedi. Söz konusu başvuru halen Yargıtay’da inceleme aşamasında.
- Cemil Kırbayır’ın gözaltındayken kamu görevlileri tarafından işkence ile öldürüldüğü ve bedeninin kaybedildiği kuşkuya yer bırakmayacak kadar açıktır ve bu durum TBMM raporu ile de sabittir. Yargıtay, insan hakları ve evrensel hukuk değerlerini esas alarak, Adalet Bakanlığının “kanun yararına bozma” başvurusunu reddetmelidir.
- Devlet, Berfo Anne’ye verdiği sözü tutmalı; Cemil Kırbayır’ın akıbetini açıklayacak, TBMM Raporu’nda da isimleri geçen fail ve sorumluların yargılanmasını sağlayacak adli ve siyasi iradeyi göstermelidir.
Bizler, kaç yıl geçerse geçsin Cemil Kırbayır ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz! 112 haftadır hukuksuz bir biçimde bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz. (HABER MERKEZİ)