Cumartesi Anneleri davasında gözaltına alınan Taş: Bu çok rencide edici bir tutumdu

Cumartesi Anneleri'nin dün Çağlayan Adliyesi'ndeki davası öncesi basın açıklaması engellendi. Polisin saldırısı sonrası gözaltına alınan Alper Taş, "Bu çok rencide edici bir tutumdu" dedi.

Abone ol

DUVAR - Cumartesi Anneleri'nin 700'üncü haftadaki polis saldırısı sonrası 46 kişi hakkında başlanan yargılama dün Çağlayan Adliyesi'nde devam etti. Duruşma başlamadan önce adliye önünde basın açıklamasına kaymakamlık yasak getirdi. Adliye önünde toplanan kişiler polis ablukasına alındı. Polis alandaki kişilere saldırarak 16 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar dün geç saatlerde serbest bırakıldı. Gözaltına alınanlar arasında SOL Parti PM Üyesi Alper Taş da vardı. Taş: Polis ifadesi sonrası savcılık kararıyla serbest bırakıldık. Bana yönelik suçlamalar 'sen provokatörlük yaptın.'  

'POLİS MÜDAHALESİYLE ANAYASAL HAKKIMIZ BASTIRILIYOR'

Alper Taş, Halk TV'de Ayşenur Arslan'ın hazırlayıp sunduğu Medya Mahallesi'ne konuk oldu. Taş, Çağlayan Adliyesi önünde maruz bırakıldıkları saldırıyı, gözaltı sürecinde yaşadıklarını anlattı. Taş, bir günde iki ayrı davada yasaklarla karşılaştıklarını belirterek, polis saldırısında anayasal haklarının 'bastırıldığını' söyledi.

Alper Taş, gözaltı sürecinde karışıklık olduğunu, ifadelerinin son olarak Kağıthane Karakolu'nda alındığını ve kendilerine 'provokatörlük' suçlaması yöneltildiğini ifade ederek, "Kararlılığımız onları çileden çıkartıyor, o yüzden bu tür uygulamalara maruz kalıyoruz. Onlar bildiklerini yapmaya devam edecekler. Devlet aklı ve zihniyeti böyle çalışıyor. Biz de bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

'NEDEN YASAK OLDUĞU SORUSUNU YANITLAMADILAR'

Taş'ın ifadelerinden öne çıkan başlıklar şöyle:

"Dün İstanbul'da iki dava vardı. Biri Anadolu Adliyesi'nde Ekrem İmamoğlu'nun duruşması. Sabah oraya gittim. Orada yasakla karşılaştık. Kartal Kaymakamlığı orada toplanmayı yasaklamış. Neden yasaklamış, niçin yasaklamış diye sorduk. Tabii bu soruları yanıtlamadılar. Yasak, yasak, yasak. Bu ikinci duruşmaydı. O zaman da insanlar mahkemeye geldi, içeri girdi, sorun olmadı. Niye şimdi yasak? Yasağın gerekçesi temeli ne?

'BİZİ ÇEMBERE ALDILAR'

Sonra oradan 12.30'da Cumartesi Anneleri'nin duruşmasına katılmak için Çağlayan Adliyesi'ne geçtim. Orada da yasak. Kağıthane Kaymakamlığı adliyenin karşısındaki alanda toplanmamızı yasaklamış. Orada bir açıklama yapacaktık. Genelde bütün davalar öncesi bu olur. Fakat o gün nedense bir kaymakamlık yasağı ile karşı karşıya kaldık. Güvenlik gerekçesiyle yasak dediler. Güvenliğinizi etkileyen ne var dedik. Açıklama yapamazsınız, toplanamazsınız dediler. Aileler de açıklama yapma kararından vazgeçtiler. Bu arada da bizi çembere aldılar. Adliye binasına gitmeye çalışırken bu kez bize 'toplu adliyeye gidemezsiniz' dediler. Bizi tek tek sırayla çemberin içerisinden adliyeye sokmaya çalışıyorlar. Bu çok rencide edici bir tutumdu. Buna itiraz ettik. Yaptığınız yetmiyormuş gibi bizi böyle bir muameleye tutamazsınız dedik. Sonra bize sert bir şekilde müdahale ettiler. 

Bizim gözaltına alınmamıza ilişkin alınan kamuoyu tutumu son derece olumlu. Çok geniş çevrelerden insan aradı. Hem sosyal medyada dayanışmalarını dile getirdiler hem de telefonlarla. Umut veriyor çünkü dayanışmanın örneğini gördük dün. Toplumsal muhalefet bir dayanışma gösterdi. Hep beraber antidemokratik tutuma karşı tutum geliştirdik. Bize saldırmalarının nedeni bu hak konusundaki ısrarımız. Bizim o saatten sonra açıklama yapmamak bir tarafa adliyeye tek tek girişe zorlanmamız insan hakkı ihlali. Bu tutuma isyan ettik. Bu tutumdan dolayı tartaklandık.

İfademiz alındı ama bir karışıklık oldu. Önce Çağlayan Karakolu'nda alınacağı söylendi ama almadılar. En son Kağıthane Karakolu'nda ifademizi aldılar. Polise ifade verdik. Polis ifadesi sonrası savcılık kararıyla serbest bırakıldık. Bana yönelik suçlamalar 'sen provokatörlük yaptın.'

Kararlılığımız onları çileden çıkartıyor, o yüzden bu tür uygulamalara maruz kalıyoruz. Onlar bildiklerini yapmaya devam edecekler. Devlet aklı ve zihniyeti böyle çalışıyor. Biz de bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz."

(KAYNAK)