Cumartesi Anneleri: Hasan Ocak için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz

Cumartesi Anneleri 834 haftadır Hasan Ocak için adalet arıyor: Hasan Ocak dosyasında etkin, eksiksiz, insan haklarına saygılı ve adil bir soruşturma yürütülmesi için yargı makamlarını göreve çağırıyoruz.

Abone ol

DUVAR - 834 haftadır kayıp yakınları için adalet arayan Cumartesi Anneleri Hasan Ocak için bir araya geldi. Anneler, "Hasan Ocak dosyasında etkin, eksiksiz, insan haklarına saygılı ve adil bir soruşturma yürütülmesi için yargı makamlarını göreve çağırıyoruz" diyerek şu açıklamayı yayınladı: 

"Yaşam hakkı bütün hakların ve özgürlüklerin varlığı için ön koşuldur. Bu nedenle tüm insan hakları belgelerinde güvence altına alınmıştır. Devletler, insanların yaşamını korumak, yaşam haklarına yönelik müdahaleleri engellemek ve cezalandırmakla yükümlüdür. Ancak Türkiye’de devlet, kamu görevlilerince gerçekleştirilen yaşam hakkı ihlallerini etkin bir şekilde soruşturmayarak, cezalandırmayarak adeta normalleştirmektedir. Bu durum ise derin bir adalet boşluğuna yol açmaktadır.

834. haftamızda 26 yıldır adaletin boşluğunda asılı tutulan Hasan Ocak  dosyasını kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Sosyalist kimliği ile bilinen 30 yaşındaki Hasan Ocak, atama bekleyen bir öğretmendi. Bu bekleme sırasında da Beyazıt’taki bir iş hanında çay ocağı işletiyordu. 21 Mart 1995 gününün akşamüzeri işyerinden Avcılar’daki evine gitmek için yola çıktı ve bir daha  kendisinden haber alınamadı.

Hasan’ın gözaltında alındığını ancak bu durumun inkar edildiğini kamuoyuna açıklayan ailesi savcılıklara başvurarak onun akıbetinin açığa çıkarılmasını talep etti. Aile ayrıca; TBMM, Başbakanlık, Bakanlıklar, hastaneler ve Adli Tıp nezdinde de girişimlerde bulundu.

 Bunun üzerine dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu ve İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir “Hasan Ocak’ın gözaltında olmadığı, suçlu olarak aranmadığı”nı açıkladılar.

Oysa İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında tutulan iki kişi, Hasan’ı şubede gördüklerini söyledi. İki kişi de Hasan Ocak’ın ismini emniyetteki parmak izi listesinde gördüklerini açıkladı. Newroz nedeniyle gözaltında tutulan bir tanık ise şubedeyken bir hareketlilik olduğunu ve polislerin "Hasan Ocak getirildi." diye aralarında konuştuklarını aktardı.

Büyük bir kampanya yürüterek kamuoyu yaratan ailesi 58 günlük ısrarlı bir arayışın sonunda Hasan’ın ağır işkence izleri taşıyan bedenine “meçhul kişi” olarak defnedildiği Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı'nda ulaştı. Hasan’ın cansız bedeni tüm ilgili makamlardan geçirildiği halde onu soran ailesine “bizde yok” denildiği açığa çıktı. Olayla ilgili düzenlenen resmi rapor; Hasan’ın işkence ile öldürüldüğüne, olay yeri tutanağı  ise onun gözaltında bulunan kişilere yapılan rutin uygulamalardan geçtiğine işaret ediyordu. 

Dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu yaptığı araştırmalara dayanarak “Ocak’ı konuşturmak için gözaltına aldılar ve orada uyguladıkları işkence ve darptan sonra öldürülmüş halde Beykoz’a attılar.”dedi. Ayrıca Hacaloğlu, Devletin Hasan Ocak’ın ölümünde sorumluluğu olduğunu, Devletin bazı unsurlarının Ocak’ın nasıl öldürüldüğünü ve kimin öldürdüğünü bildiğini söyledi.

AİHM, Hasan Ocak'ın kaybedilmesi ve ölümüyle ilgili koşullarının belirlenmesi için yeterli ve etkin bir soruşturma yürütülmediğini tespit ederek Türkiye hakkında ihlal kararı verse de, Ocak Ailesi’nin iç hukuktaki tüm girişimleri sonuçsuz bırakıldı. Dosya 26 yıldır Beykoz Cumhuriyet Savcılığı’nın tozlu raflarında bekletilmeye devam ediyor.

26 yıldır ısrarla söylüyoruz: Hasan Ocak dosyasında olaya ilişkin deliller hızla toplanmadı. Tanıklar dinlenmedi. Araştırma, haklarında isnatta bulunulan kolluk görevlilerine rutin yazılar yazmaktan ibaret kaldı. Soruşturmayı yürüten farklı savcılar arasında eşgüdüm sağlanmadı. Yargı makamları güvenlik güçleri aleyhinde delil toplama konusunda isteksiz davrandı.

834. haftamızda bir kez daha Hasan Ocak dosyasında etkin, eksiksiz, insan haklarına saygılı ve adil bir soruşturma yürütülmesi için yargı makamlarını göreve çağırıyoruz.

Kaç yıl geçerse geçsin Hasan Ocak ve tüm kayıplarımız  için adalet istemekten, devletin hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 135 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz."

(HABER MERKEZİ)