Cumartesi Anneleri Mehmet Can Ayşin'i sordu

Cumartesi Anneleri/İnsanları 893'üncü hafta açıklamalarında, 1994 yılında Lice'de gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan Mehmet Can Ayşin'in akıbetini sordu.

Abone ol

DUVAR - Kayıplarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri/İnsanları 893'üncü hafta açıklamalarında 7 Mayıs 1994 tarihinde Bolu Komando Tugayı’na bağlı askerler tarafından Lice’ye bağlı Kılıçlı (Mızag) Köyü’ne yapılan operasyonda gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Mehmet Can Ayşin'in akıbetini sordu.

İHD Diyarbakır Şubesi öncülüğünde düzenlenen ve kayıp yakınlarının da katıldığı basın açıklamasında da Mehmet Can Ayşin anılarak faillerin ortaya çıkarılması istendi.

'OPERASYON YOK, GÖZALTI YOK'

"Mehmet Can Ayşin için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz" denilen açıklamanın tamamı şöyle:

"Güvenlik güçlerinin fiillerinden sorumlu olmaları konusunda hukuki bir boşluk yaratıldığı 90’lı yıllarda; köy yakmalar, katliamlar, infazlar ve gözaltında kayıplar gibi ağır suçlar işlendi. Bolu Komando Tugayı’nın adı da bu suçlarla birlikte anıldı. Tugaya isnat edilen suçlar AİHM kararlarında, savcılık iddianamelerinde, mahkeme tutanaklarında, TBMM Raporu’nda, suç duyurularında yer alsa da etkili bir soruşturma ve kovuşturmaya konu edilmedi.

Bolu Komando Tugay’ına isnat edilen suçlardan biri de Mehmet Can Ayşin’in gözaltında kaybedilmesi oldu.

28 yıl önce bugün, 7 Mayıs 1994 tarihinde Bolu Komando Tugayı’na bağlı askerler tarafından Lice’ye bağlı Kılıçlı (Mızag) Köyü’ne bir operasyon yapıldı. Köylüler köyün dışına çıkarıldıktan sonra evler yakıldı. Köyde bulunan bütün erkekler hiçbir gerekçe gösterilmeden gözaltına alınıp Lice Jandarma Komutanlığı’na götürüldü.

İki gün sonra sekiz köylü dışında diğerleri serbest bırakıldı. Takip eden günlerde yedi kişi daha serbest bırakıldı. Serbest bırakılanlar gözaltında işkenceye maruz kaldıklarını söyledi. Tanıkların en son Bolu Tugay Komutanlığı'na bağlı birliklerin yerleştirildiği Lice Yatılı Bölge Okulu’nda gördüğü, 49 yaşındaki Mehmet Can Ayşin’den ise bir daha haber alınamadı.

Mehmet Can Ayşin ile birlikte gözaltına alınanlar, gözaltında tutulanlar tanıklık yaptılar. Aile Diyarbakır DGM Savcılığı’na, Lice Savcılığı’na, Olağanüstü Hal Bölge Valiliği’ne, Diyarbakır Valiliği’ne ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na başvurdu. Ailenin ısrarlı başvuruları karşısında Lice Asayiş Komutanlığı “Söz konusu tarihte Kılıçlı Köyü’ne operasyon düzenlenmediğini ve köyden hiç kimsenin gözaltına alınmadığını” söyledi.

Adli, idari ve askeri makamlar ailenin ve tanıkların değil, kolluk güçlerinin “Operasyon yok, gözaltı yok!” beyanını esas aldı. Maddi gerçeğin açığa çıkartılması için hiçbir adım atılmadı. Etkili bir soruşturma yürütülmedi. Ayşin Ailesi’nin, Anayasanın ve Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmelerin güvencesinde olan ulusal bir merci önünde etkili bir başvuru yapma hakkı engellendi.

893. haftamızda adli makamlara sesleniyoruz: Mehmet Can Ayşin dosyasındaki cezasızlığa son vermek için harekete geçin. Dosyadaki faillerin, emir vericilerin ve bu suçu önleme yetkisi olduğu halde göz yumanların etkili bir biçimde cezalandırılmalarını sağlayacak bir soruşturma ve kovuşturma yapma görevinizi yerine getirin.

Kaç yıl geçerse geçsin Mehmet Can Ayşin için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 194 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz."

'BABAMIN HİÇBİR SUÇU YOKTU'

İHD Diyarbakır Şubeşi ve kayıp yakınları 691’inci kez bir araya gelerek, kayıpların faillerinin bulunmasını ve adaletin yerine getirilmesini talep etti. 691'inci haftada bir araya gelen İHD üyeleri ve kayıp yakınları, Mehmet Can Ayşin'in akıbetini sordu. Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde yapılan eylem öncesi konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun şunları dedi: "Türkiye’de hukukun üstünlüğünün rafa kaldırıldığı, anti-demokratik uygulamaların, şiddet ve çatışmaların olduğu bir süreci yaşıyoruz. Nefret söyleminin Kürtlerden Kürtçeye kadar, ağırlıklı olarak devam ettiği, yabancı düşmanlığının nefret söylemiyle devam ettiği atmosfer içindeyiz. Tüm bu ağır ihlal ortamının sebebi, barışçıl politikalar yerine, şiddete ve zora dayalı uygulamaların her gün sürdürülmesidir. Kürt meselesi başta olmak üzere, Türkiye’deki temel meselelerin ancak şiddetsiz, diyalog ve müzakereyi esas alan demokratik bir çözüm ile sağlanabilir. Ağır hak ihlallerine karşı Türkiye’de şiddet seçeneğinin dışında, barış ve demokratik çözüm seçeneğinin olduğunu ifade etmek istiyoruz. Bizler ağır ihlal, şiddet ve çatışma ortamına mahkum değiliz. Bizler her defasında esas seçenek olan, barış ortamını ve barış hakkını savunuyoruz."

Kayıp yakınları, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi.

Ardından söz alan kayıp Mehmet Can Ayşin’in kızı Aynur Ayşin ise şu ifadeleri kullandı: “Yıllardır babamı arıyorum. 29 yıl oldu. Babamı aramaktan vazgeçmeyeceğim. 1994’te köyümüz yakıldıktan sonra babamı gözaltına aldılar. Babamla birlikte bütün köylüler gözaltına alındı. Birçok kişi serbest bırakıldı. Ama babamı bırakmadılar. Babamın suçu neydi, onu gözaltına aldılar. Açıklasınlar. Babamın hiçbir suçu yoktu. 29 yıldır haber alamıyoruz. Ölene kadar her Cumartesi burada olacağız. Asla vazgeçmiyoruz.” (HABER MERKEZİ)