Cumartesi Anneleri: Mehmet Eymür’ü iyi bilmezdik
Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı'ndaki 981’nci hafta açıklamasında, Mehmet Fındık, Ömer Fındık ve Mehmet Kartal’ın akıbetlerini sordu.
İSTANBUL - Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını talep etmek için Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından beri oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları bu hafta da meydandaydı.
Kaymakamlık yasağının kalkmasının ardından 4 Kasım 2023 tarihinden itibaren her hafta Galatasaray Meydanı'nda açıklama yapan kayıp yakınları adına açıklama metnini avukat Jiyan Tosun okudu.
Açıklamada, bugün tedavi gördüğü hastanede ölen eski MİT yöneticisi Mehmet Eymür için “İyi bilmezdik” ifadeleri kullanıldı. Cumartesi Anneleri’nin bugün burada olmasının ve 90’larda yaşananların Mehmet Eymür’ün de katkısı olduğu belirtildi. Açıklamada şunlara yer verildi:
29 YILDIR SORUYORUZ: Ülkemizde yüzlerce insan devlet kurumları eliyle kendilerinden geriye hiçbir iz bırakılmadan kaybedildi. Devlet, hesap verme yükümlülüğünü yerine getirmedi. Suçun fail ve sorumluları cezasızlıkla korundu, yaşananlar görmezden gelindi. Suçun failleri, suça neden olan faktörler ve kaybedilenlerin maruz kaldıkları fiil ve işlemler hakkında kayıp yakınlarının hakikati bilme talepleri bugüne kadar karşılık bulmadı. Ne yazık ki, iktidarlar değişse de hakikat ve adalet karşıtı rejimde bir değişiklik olmadı.
HUKUK İŞLETİLMEDİ: 29 yıldır hukukun işletilmediği, hakikatin inkâr edildiği Mehmet Fındık, Ömer Fındık ve Ömer Kartal dosyasında adalet talebiyle Galatasaray Meydanı’nın önünde bulunuyoruz. 31.12.1995 tarihinde saat 13:30’da Silopi Doruklu Köyü muhtarı Mehmet Fındık telefonla arandı. Arayan kişi ‘Jandarma Komutanlığından arıyoruz. Bize yılbaşı için üç tane hindi getirin’ dedi. 13 yıldır muhtarlık yapan Mehmet Fındık, can güvenliğinden endişe ettiği için yanına kardeşi Ömer Fındık ve kuzeni Ömer Kartal’ı aldı. Birlikte hindileri götürmek üzere Mehmet Fındık’ın otomobili ile köyden ayrıldılar.
KÖYLÜLERİN ÜZERİNE PANZER SÜRÜLDÜ: Uzun bir zaman geçmesine rağmen üç köylü geri dönmedi. Tedirgin olan aileleri, Silopi İlçe Jandarma Komutanlığına gittiler. Burada kendilerine ‘Yakınlarınız buraya geldi, hindileri bırakıp Emniyete gittiler’ denildi. Bunun üzerine aileler, Emniyet Müdürlüğüne gittiler. Burada da ‘Bize hindi getirdiler, sonra da köye gittiler’ denildi.
Köye geri dönen aileler, onların gelmediğini görünce yeniden Silopi Emniyet Müdürlüğüne gittiler. Köyde arabası olan herkes o gece emniyetin önüne geldi. ‘Yakınlarımızı almadan buradan gitmeyiz’ diyen köylülerin üzerine panzer sürüldü ve ateş açıldı. Bunun üzerine köye döndüler. Onlar köye döndükten iki-üç saat sonra Silopi’den bir helikopter havalandı. Aileler, kaybolan yakınlarının bu helikopter ile Silopi’den çıkarılmış olabileceğini düşündü.
ÖMER 22 YAŞINDAYDI: Ertesi gün Mehmet Fındık’a ait araç Cudi Mahallesinde Silopi Emniyet Müdürlüğüne 300-400 metre uzaklıkta terkedilmiş olarak bulundu. Araç, sürtünmeden dolayı çizilmiş, Silopi Emniyet Müdürlüğünün kapısının boyası çizilen yerlere bulaşmıştı. Aileler, yakınlarının bulunması talebiyle Silopi ve Cizre Kaymakamlıklarına, Silopi Emniyet Müdürlüğü ve Silopi Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. Ancak başlatılan soruşturmada hiçbir ilerleme kaydedilmedi. 39 yaşındaki Mehmet Fındık, 22 yaşındaki Ömer Fındık ve 24 yaşındaki Ömer Kartal’dan bir daha haber alınamadı.
MAKAMLARI GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ: 26.01.2009 tarihinde aileler, tekrar Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Başvurularında yakınlarının Silopi Emniyet Müdürlüğü’nde kaybedildiğini düşündüklerini, o dönem görev yapan memurlardan ve Silopi İlçe Jandarma Komutanı Halil Yüzbaşı’dan şikayetçi olduklarını belirtiler. Ancak bu soruşturma da 2015 yılında takipsizlik kararı ile kapatıldı.
981. haftamızda bir kez daha Mehmet Fındık, Ömer Fındık ve Ömer Kartal dosyasında maddi gerçeğin açığa çıkması, suçun fail ve sorumlularının tespit edilerek cezalandırılmaları için adli makamları göreve çağırıyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin, Mehmet Fındık, Ömer Fındık ve Ömer Kartal için tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”