Cumhur mu halktır, millet mi: İki ittifakın etimolojisi

Önümüzde üç kelime duruyor aslında. Cumhur, millet ve halk. Hepsi neredeyse aynı şeyi söylemeyi, seslemeyi murat ediyor etimolojik olarak. Burada ikisinin, ittifaka isim vermiş ikisinin etimolojisine ve sözlük karşılıklarına dair konuşmaya gayret ettim. Ya halk? O çoğuldur. Sonuna çoğul eki alır. Halklar olur.

Mehmet Said Aydın msaydin@gazeteduvar.com.tr

Tekrar etmeye lüzum var mı bilmiyorum ama çok kabaca hatırlatalım. 24 Haziran 2018’de hem milletvekili seçimi var, hem cumhurbaşkanı. İki ittifak var. İlk ittifak, halen hükümet etmekte olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin şemsiyesi altında toplanan “Cumhur İttifakı”. İkincisi de, halen ana muhalefet partisi konumunda olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin şemsiyesi altında toplanan “Millet İttifakı”. İttifak, doğası gereği çeşitli bileşenlerin ittifak etmesiyle, ortak kararlar almasıyla, nihayetinde müttefik olmasıyla oluşan bir şey. Bu iki ittifakın da dışında kalan partinin hangisi olduğu malum. Adayı, Edirne Cezaevi’nde yatan Halkların Demokratik Partisi. İttifaksız HDP’ye dair etimolojik önesürüşlerim olamayacak. Adı üstünde, ittifaksız. Bu, HDP’nin sorunu değil zannımca. Geçiyoruz.

Evvela Nişanyan’ın online etimolojik sözlüğüne bakıyoruz. 14 Eylül 2017’de güncellenmiş “cumhur” maddesi. Arapçadan giriyor Türkçeye; manasını “birikme, yığın, birikinti, halk kalabalığı” olarak vermiş Sevan Nişanyan. Mastarı “cmhr”; müthiş zengin bir kelimeye gönderiyor bizi. “Cem” kelimesine. Bir çırpıda, sadece sesleri anımsayarak, gündelik Türkçenin her yerinden kelimeler anımsayabiliriz. Cami, camia, cemaat, cemiyet, cuma, içtima... Cumhur kelimesinden gidebileceklerimizi az çok tahmin ediyoruz: Cumhuriyet, cumhurreisi, cumhurbaşkanı, cumhur cemaat (sonradan “cümbür”e dönüşecek), cemahiriye. Nişanyan ilk olarak 1451 tarihli Ferec ba’d eş-şidde’de geçtiğini tespit ediyor: “fağfur u ekâbir u cümhūr [padişah ve büyükler ve sıradan halk] duru geldiler, izzet etdiler, oturdılar.”

Kubbealtı Lugatı, “cumhur” için şu manayı veriyor: “Halk topluluğu, halk”. Örnek de Yahya Kemal’den: “Ulu mâbed seni ancak bu sabâh anlıyorum / (...) / Kubben altında bu cumhûra bakarken şimdi / Senelerden beri rûyâda görüp özlediğim / Cedlerin mağfiret iklîmine girmiş gibiyim” (bold vurgusu benim – MSA). dettendir, TDK’nın da birer kelimeyle verdiği iki manayı kaydedelim: Halk, topluluk. Orada da Yahya Kemal emsali var.

22 Mart 2018 itibariyle güncellenen Yargıtay listesine göre, Türkiye’de halihazırda faal 86 parti var. Tarih sırasına göre kurulan son partinin adı Ötüken Birliği Partisi (Kuruluş: 20.12.2017). Bu 86 partinin içinde, adında “cumhur” geçen iki parti var. İlki, “Millet İttifakı”nın ev sahibi konumunda olan Cumhuriyet Halk Partisi. Ötekisi de Bağımsız Cumhuriyet Partisi (BCP). BCP 2002’de kurulmuş, başkanı Hakkı Karğın. Daha önceden Mümtaz Soysal da başkanlık etmiş bu partiye.

Alanın önemli kaynaklarından biri olan İslam Ansiklopedisi’nin, Salim Öğüt tarafından kaleme alınan “cumhur” maddesine bakıyoruz: “İslâmi literatürde bir ilim dalındaki âlimlerin çoğunluğunu ifade etmek üzere kullanılan terim.” [özgün imla] Müziğe dair bir terim olması nedeniyle hassaten ilgimi çeken “cumhur müezzinliği” için de “Türk dinî musikisinde cami musikisine ait bir icra tarzı” denmiş. Onu da kaydedip, artık “millet”e geçelim.

“Millet” de Arapçadan giriyor Türkçeye. Mastarı “mll”; dolayısıyla içinden beynelmilel, milliyet gibi tanıdık kelimeler türüyor. Milletvekili gibi, millî gibi aşina akrabaları var kelimenin. Nişanyan, Aramicedeki “millā”, “mālal, məlal” gibi mesnetleri kaydetmiş; “söz, konuşmak, söylemek” manalarına geliyor bu mesnet kelimeler Aramicede. “Millet”in sözlük karşılığı daha gürültülü. Kubbealtı’nda altı uzun madde var. İlkini, notuyla beraber alıyorum:

“(Ar. millet “din, şerîat, mezhep; topluluk”) [Kelime XX. yüzyıl başlarından îtibâren Fr. nation karşılığı olarak kullanılmış ve ilk dört anlamı Türkçe’de ortaya çıkmıştır]

1. Genellikle aynı topraklar üzerinde yaşayan, aynı soydan gelen ve aralarında dil, din, târih, sanat, töre, dünya görüşü ve ülkü birliği bulunan insanlar topluluğu, ulus” [özgün imla]. Nişanyan, manayı daha kısa veriyor: “din, töre, bir din ve töreye bağlı cemaat”. Onun da bir notu var ve aslında bu not Kubbealtı notuyla diyaloga giriyor: “Arapça sözcük ‘din’ ve ‘dinî cemaat’ anlamındadır; Türkçede 19. yy sonuna dek bu anlamda kullanılmıştır. Fr nation karşılığı olan modern anlamı Türkçede 1860’lardan itibaren ağırlık kazanmış ve 1920’den sonra dini çağrışımını kısmen yitirmiştir.”

Gene âdettendir, TDK’nın verdiği manalardan birini, emsaliyle beraber kaydedelim: “Bir yerde bulunan kimselerin bütünü, herkes” Emsal: “Millet tütün paralarını alınca borcunu öder.” - N. Cumalı. Ferit Devellioğlu’nun anıtsal Osmanlıca – Türkçe Ansiklopedik Lûgat’inde “millet” ile kurulan birkaç terkibi de analım. “Millet-i beyza” mesela, Müslümanların hepsi manasında kullanılmış. “Millet-i mesîhiyye” de Hıristiyanların hepsi manasında. “Millet-i muazzama”, malum, büyük millet demek. Bu terkipler artık kullanılmayan ama Osmanlıcanın hafızasında yer etmiş terkipler.

Önümüzde üç kelime duruyor aslında. Cumhur, millet ve halk. Hepsi neredeyse aynı şeyi söylemeyi, seslemeyi murat ediyor etimolojik olarak. Burada ikisinin, ittifaka isim vermiş ikisinin etimolojisine ve sözlük karşılıklarına dair konuşmaya gayret ettim. Ya halk? O çoğuldur. Sonuna çoğul eki alır. Halklar olur.

Tüm yazılarını göster