Cumhurbaşkanı bu seslere kulak vermeli

Gazeteci Murat Yetkin, yeni sistemde Cumhurbaşkanlığı makamının tek yetkili ve sorumlu olduğunu hatırlatarak "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, özellikle de şu zor günlerde ülkenin her köşesinden, toplumun her kesiminden gelen seslere kulak vermek zorunda. Artık çok geç olmadan…" değerlendirmesine bulundu.

Abone ol

DUVAR - Gazeteci Murat Yetkin, kişisel web sitesi YetkinReport'ta korona virüsüyle ilgili toplumun çeşitli kesimlerinden gelen öneri ve talepleri "Cumhurbaşkanı artık bu seslere kulak vermeli" başlığıyla kaleme aldı.

Murat Yetkin'in yazısının bir bölümü şöyle:

"Madem artık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemindeyiz, madem artık Cumhurbaşkanlığı tek yetkili ve dolayısıyla tek sorumlu makam, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, özellikle de şu zor günlerde ülkenin her köşesinden, toplumun her kesiminden gelen seslere kulak vermek zorunda. Artık çok geç olmadan…

Hangi seslere mi?

Hoşuna gitmese de ülkenin, halkın, hepimizin iyiliği için konuşan seslere. Belki Tarabya’da, ya da Beştepe’de bir danışmanlar kozası içinde, tecrit koruması altında yaşarken kendisine duyurulmayan seslere de kulak vermeli.

Türk Tabipler Birliğine (TTB) örneğin… Koronavirüs salgının en ön saflarında canlarını tehlikeye atarak duran sağlık çalışanlarının örgütüne. Kriz toplantısına her türlü sermaye grubu çağırılırken, tabipler çağırılmıyor. Ama Sağlık Bakanlığının da Bilim Kurulunun da onların önerilerini sorduğunu, kulak verdiğini bilsin. TTB Başkanı Sinan Adıyaman’ın, Bilim Kurulu üyelerinin ne gibi kişisel çıkarı olabilir özgürlüklerinden vazgeçmeyi önerirken?

“Kriz boyunca işten çıkarma yasağı getirin, destekleyelim” diyerek iktidara yıkabileceği karara ortak olmaya talip CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’dan TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski’ye kadar toplumun değişik kesimlerinin özgürlüklerinin askıya alınmasına peşinen razı olmasında ne art niyet olabilir can pazarından başka? Erdoğan, kendisini 31 Mart’ı 1 Nisan’a bağlayan gece, seçim yenilgisini sineye çekmişken kararından vazgeçirip 23 Haziran’da daha ağır bir yenilgiye sürükleyen inşaat-ticaret lobisinin bugün de bir başka yanlışa sürüklediğinin farkında değil mi? O zaman kaybedilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı olmuştu; bugün daha fazla insan hayatı kaybedilebilir bu ısrar nedeniyle. Vebali büyük olur.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN