Cumhurbaşkanı Erdoğan: Vakti geldiğinde Suriye'nin başkanıyla görüşme yoluna gidebiliriz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Esad'la görüşebileceklerini belirtti: "Vakti saati geldiğinde Suriye'nin başkanıyla görüşme yoluna gidebiliriz."
DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "vakti geldiğinde" Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'la görülebileceğini söyledi.
Bir gazetecinin Esad'la görüşmesinin söz konusu olup olmadığına dair sorusuna Erdoğan, "Şu an itibariyle böyle bir şey söz konusu değil. Ama 'mümkün değildir' gibi bir ifadeyi kullanmam da. Alışılmış bir siyasetçi değilim dolayısıyla vakti saati geldiğinde biz Suriye'nin başkanıyla da görüşme yoluna gidebiliriz. Şu an itibariyle zaten alt düzeyde görüşmeler yapılıyor. Fakat bizim bütün arzumuz Suriye'deki terör gruplarının buradan arındırılması" yanıtını verdi.
'ERMENİSTAN'LA NORMALLEŞME HEDEFİNE ULAŞABİLECEĞİMİZE İNANIYORUM'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çekya'nın başkenti Prag'da düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) toplantısının ardından basın açıklaması yaptı.
44 Avrupa ülkesinin devlet ve hükümet başkanlarıyla yoğun ve verimli toplantıların yaptıklarını söyleyen Erdoğan, "Genel oturumların yanı sıra liderlerle barış, güvenlik, enerji, iklim konularında yuvarlak masa toplantılarda Avrupa'yı da etkileyen küresel sorunları ele aldık. Türkiye'nin bu meselelere yönelik yaklaşımı ve birliğe katılım konusundaki görüşlerimizi muhataplarımıza bizzat aktardım" diye konuştu.
Çok sayıda liderin yanı sıra Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'la da görüştüğünü hatırlatan Erdoğan, "Bölgemizde iyi komşuluk ilişkileri temelinde tam normalleşme hedefimize ulaşabileceğimize samimiyetle inanıyorum" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamasından başlıkları şu şekilde:
'AST'NİN ÜYELİK SÜRECİMİZE HALEL GETİRMESİNİ ASLA KABUL ETMEYİZ'
"Avrupa Siyasi Topluluğu'nun kıtamızdaki sorunların ele alınması ve ortak çözümler için zamanlı bir girişim olduğu kanaatindeyim. Bununla birlikte bu platformu Avrupa Birliği genişleme politikasının bir alternatifi olarak görmediğimizi de söylemek istiyorum. Bu platformun üyelik sürecimize halel getirmesini asla kabul etmeyeceğimizi vurguladık. Temel ve öncelikli beklentimiz Avrupa Siyasi Topluluğu'nun, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerimizi güçlendirmesi ve üyelik sürecimize katkı sağlamasıdır. Bu görüşmelerimi zirvede ve ikili temaslarımda ifade ettim. Zirvede genel kanaatin de bu yönde olduğunu memnuniyetle müşahede ettim."
'TÜRKİYE HAYATİ ÖNEME SAHİP'
"Ülkemiz, güvenlik, savunma, terörizm, göç, enerji arz güvenliği, sağlık ve tedarik zincirleri gibi temel sıkıntıların aşılmasında hayati öneme sahiptir. AB'nin karşılaştığı meydan okumaların üstesinden gelinmesinde ve birliğin uluslararası rolünün yeniden tanımlanmasında Türkiye'nin yeri doldurulamaz. Bu hakikatin Avrupalı dostlarımız tarafından da kabul edilmeye başlandığını da gördüm. Türkiye'nin önüne çıkartılan engellerin adil olmadığının, dahası bu durumun Avrupa'nın menfaatlerine de zarar verdiğinin altını çizdim. AB'nin bazı ülkelerin çıkarlarına ve ihtiraslarına teslim olmadan Türkiye-Birlik ilişkilerini katılım perspektifi temelinde ilerletmesini bekliyoruz."
'TAHIL KORİDORUNUN AÇILMASI VE ESİR TAKASI DİPLOMATİK BAŞARI'
"Yaşanan gelişmeler, Türkiye'nin birlik ve Avrupa için anahtar olduğunu gözler önüne seriyor. Özellikle ülkemizin Rusya-Ukrayna savaşındaki arabulucu ve kolaylaştırıcı rolü takdirle karşılanıyor. Savaşın ilk gününden itibaren akan kanı durdurma, ölümlerin ve yıkımın önüne geçmek için çok büyük çaba sarf ettik. Adil bir barışın kaybedeninin olmayacağını her fırsatta muhataplarımızın dikkatine getirdik. Tüm zorluklarına rağmen tahıl koridorunun açılması ve esir takasının sağlanmasını önemli bir diplomatik başarı olarak değerlendiriyoruz."
'SAHADA KABUL EDİLEMEZ GELİŞMELERE RAĞMEN GAYRETLERİMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ'
"Şu ana kadar dünya pazarlarına 6 milyon tonun üzerinde tahıl ve gıda ürününün sevkiyatı gerçekleşti. Tahıl sevkiyatının önümüzdeki süreçte de devamı başta Ukrayna halkı olmak üzere tüm Avrupa'nın ve dünyanın çıkarına olacaktır. Tabi bu arada Rusya'nın gübresini de yine alıp Türkiye üzerinden ihtiyacı olan ülkelere göndermenin gayreti içerisinde olacağız.
Türkiye'nin her iki tarafla da konuşabilen, samimi diyalog kurabilen, iki ülkenin de güven duyduğu olmasının değeri giderek daha iyi anlaşılıyor. Nitekim bugünkü temaslarımızda pek çok Avrupalı lider, Türkiye'nin diplomatik hamlelerinden sitayişle bahsetti. Sahada yaşanan kabul edilemez gelişmeler işimizi zorlaştırsa da en kötü barışın bile savaştan daha iyi olduğu inancıyla çatışmaları sonlandırmak için gayretlerimizi sürdürüyoruz."
'HİÇBİR KOMŞUMUZLA GERİLİM İSTEMİYORUZ'
"Hal böyle iken bazı AB üyesi ülkelerin Türkiye ile iş birliği ve iyi komşuluk yerine gerginliği tırmandırmayı ve kışkırtmaları tercih ettiklerini görüyoruz. Burada şu hususunun altını çizerek ifade etmek isterim: Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında, egemenliğinde, hak ve hukukunda gözü yoktur. Biz sadece ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin menfaatlerini korumasının mücadelesini veriyoruz. Kimseyle, hiçbir komşumuzla gerilim istemiyoruz. Doğu Akdeniz ve Ege sorunlarını uluslararası hukuk çerçevesinde çözmek istediğimizi defaatle dile getirdik.
AB'nin de bu konuda 'birlik dayanışması' adı altında haksız ve hukuksuz girişimlere destek olmak yerine muhataplarımızı ikili toplantılara davet etmesini bekliyorum. Kıbrıs'ta çözümün tek anahtarı, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası temsilinin tescilidir. Kalıcı bir çözüm için Kıbrıs Adası'ndaki gerçeklerin kabulü gerekiyor. Biz bu hakikatler ışığında adımlarımızı atmaya devam edeceğiz."
'PAŞİNYAN'LA SAMİMİ ŞEKİLDE GÖRÜŞTÜK, BAZI TALEPLER SÖZ KONUSU OLDU'
("Ermenistan Başbakanı Paşinyan, hem Türkiye hem de Azerbaycan'la olan sorunun çözümü konusunda size hangi mesajları verdi" sorusu üzerine) Bildiğiniz gibi zaten özel temsilcilerimiz vasıtasıyla görüşmeler karşılıklı devam ediyor. Biz de bugün kendiyle görüşmemizi samimi bir havada gerçekleştirdik. Bu görüşme esnasında bazı talepler söz konusu oldu. Bu taleplerle ilgili olarak da gerek özel temsilcilerimize gerekse dışişleri bakanlarımıza görevlendirmeyi yaptık. Dışişleri bakanlarımız birbirleriyle görüşecek, özel temsilcilerimiz aynı şekilde görüşecekler. Ondan sonra çıkan neticeye göre adımımızı atacağız.
'MİÇOTAKİS KONUŞMAMDAN ÇOK RAHATSIZ OLMUŞ'
(Yunanistan'la yaşanan gerilim ve mültecilere yönelik insan hakları ihlalleri gündeme geldi mi?) "Bu akşam yemekte konuşmam vardı, konuşmamı yaptım. Beyefendi (Yunanistan Başbakanı Miçotakis) konuşmadan çok rahatsız olmuş. Rahatsız olduğu için de aslında bu tür yemek adabına terstir; kimden izin aldı, nasıl yaptı bilmiyorum, herhalde başkandan almıştır izni. Orada çıktı bir konuşma yaptı. Yani kendisine işte bizim biraz ağır gelecek ifadeler kullandığımızı söyledi. Aslında ağır bir şey yoktu. Ve olması gereken yerde değiller. Hala bunları biliyorsunuz, bütün politikaları yalan üzerine kuruludur. Hep yalan, dürüstlük yok. Hadi bir araya gelelim dediğinizde, kıyıdaş ülkelerle filan, buna da yanaşmazlar. Ama Türkiye'den kendileri daha ön adım atmayı filan bekliyorlar. Ve araya da birçok ülkeyi sokuyorlar. Bugün birçok ülke onlarla münasebetleri geliştirme konusunda bizden adım atmayı beklediler.
Sadece Yunanistan değil aynı şekilde Güney Kıbrıs, 'Konuşalım bir araya gelelim' dedi. 'Şimdi konuşuyoruz işte ayakta. Ama sizin bir yerlerden izin almanız gerekiyor' dedim. 'Yok, izin almam' dedi. 'Bugüne kadar böyle geldi bu iş, izin almadan konuşamazsınız' dedim. Ondan sonra 'Benim iki ayım kaldı bu işi konuşalım' gibi laflar etti. Muhataplarınız belli, bu görüşmeleri yapabilirsiniz, bizim de şu an itibariyle Yunanistan'la görüşeceğimiz herhangi bir şey yok, zamana bırakmak suretiyle, zaman içerisinde temenni ederiz ki bir konuşma fırsatını yakalarız."
ESAD'LA GÖRÜŞME: SÖZ KONUSU DEĞİL AMA MÜMKÜN DEĞİLDİR DE DİYEMEM
("Suriye Devlet Başkanı'yla bir görüşmenizin olması mümkün mü?" sorusuna yanıt olarak) "Şu an itibariyle böyle bir şey tabii söz konusu değil. Ama 'mümkün değildir' gibi bir ifadeyi kullanmam da. Alışılmış bir siyasetçi değilim. Dolayısıyla bir vakti saati geldiğinde, biz Suriye'nin başkanıyla da görüşme yoluna gidebiliriz. Şu an itibariyle zaten alt düzeyde görüşmeler yapılıyor. Fakat bizim bütün arzumuz Suriye'deki terör gruplarının buradan arındırılması.
Terör gruplarının buradan arındırılmasıyla birlikte biliyorsunuz burada biz şu anda briket evler yapma suretiyle geri dönüşü hızlandırmanın adımlarını atıyoruz. Bu geri dönüşümle ilgili de şu an itibariyle 550 bin civarında Suriyeli kendi topraklarına döndü. Tabii Rusya-Ukrayna savaşı bölgedeki atılacak adımları da bir yerde erteledi. Çünkü Suriye'deki bu olaylarda Rusya'nın, İran'ın etkin bir rolü var. Bir diğer taraftan da Koalisyon güçlerinin etkin bir rolü var. Koalisyon güçlerinde özellikle başta Amerika olmak üzere terör örgütlerine ciddi manada silah, mühimmat, araç gereç destekleri yapılıyor. Bütün bunları da vakti saati geldiğinde Amerika'nın yetkilileri ile yetkililerimiz görüşerek, bunlardan Suriye'nin gerek kuzeyde doğusunu, gerekse tam kuzeyini arındırmalarını istiyoruz. Ama şu ana kadar istediğimize ulaştık mı, hayır ulaşmadık, takipçisiyiz devam ediyoruz."
'BİZE SALDIRAN HANGİ ÜLKE OLURSA OLSUN BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİZ'
(Yunanistan'dan Star televizyonu muhabirinin "Bir gece ansızın gelebiliriz dediğinizde Yunanistan'a saldırabiliriz mi demek istiyorsunuz?" sorusu üzerine) Yani konuyu anlamışsın aslında. Bu sadece Yunanistan için geçerli değil. Bizi rahatsız eden, bize saldıran hangi ülke olursa olsun onlara karşı bizim cevabımız 'Bir gece ansızın gelebiliriz'. Bunu böyle bilmeleri lazım, böyle anlamaları lazım. Şu an itibariyle siz anladığınıza göre herhalde onlar da anlamıştır."
'MACRON'A HANIMLAR İYİ ANLAŞIYOR AMA BİZ ANLAŞAMIYORUZ DEDİM'
("Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u Türk Birliği'ne katılmaya davet ettiniz, kendisi nasıl bir tepki gösterdi?") Türk Birliği'ne gelecek, öyle dedi. 'Hangi mevsimde geleyim' dedi. En sonunda 'G-20'den sonra gelsem nasıl olur' dedi. 'Gel' dedik, 'Ama gelirken hanımla da beraber gel'. Latifemizi de yaptık tabii kendisine. 'Hanımlar iyi anlaşıyor ama biz seninle anlaşamıyoruz' dedik.
'YARIN PUTİN'LE GÖRÜŞECEĞİZ'
("Rusya-Ukrayna barış görüşmelerinde ön koşulu, Rus askerlerinin tamamen Ukrayna'dan çekilmesi olmamalı mı?") Bunu daha çok bu iki ülkenin liderleriyle yaptığımız görüşmelerden o neticeyi çıkarmamız lazım. Her iki liderle de çok rahat görüşebilen, diyebilirim ki şahsımla olduğu için biraz ağır oluyor ama herhalde tek lider benim. Sayın Putin'le de görüşüyorum, Zelenskiy ile de görüşüyorum. İşte 6 milyon tonun üzerindeki tahılı Karadeniz'den aldık, ilgili yerlere gönderdik.
Azov Taburları'yla ilgili biliyorsunuz 200 esir değişimi yaptık. Bu esir değişimlerini yapmakla kalmadık, Ukraynalı esirlerin ailelerini de aynı şekilde ülkemize aldık ve şu anda misafirimiz bunlar. Viktor Medveçuk, o da Rusya'nın önemli bir ismiydi. Onu da Ukrayna'dan alıp Rusya'ya gönderdik. Buna benzer bir uygulamayı şu anda yapan bir başka ülke yok. Biz 200 takası ne kadar önemsiyorsak, tahıl olayını da gübreyle beraber o kadar önemsiyoruz. Şu anda bu çalışmaları ilgili birimlerimiz devam ettiriyor. Kısa zamanda buradan netice çıkaracağımıza inanıyorum. Yarın Sayın Putin'le inşallah bir telefon görüşmemiz olacak. Bunların değerlendirmesini de yapacağız." (HABER MERKEZİ)