Cumhurbaşkanı mı seçiyoruz, muhtar mı?

Buluşma saatinin yaklaştığını, takım elbiseli adamların etraftaki koşturmacalarından ve ellerinden düşürmedikleri telefonlarıyla giderek sıklaşan münasebetlerinden anlamak mümkün. Buraya kadar her şey oldukça tanıdık. Kapı önüne çekilen arabadan inen başkan adayının içeri girmesiyle başlayan süreç ise ezberleri bozan cinsten.

Abone ol

Meral Candan

Kurtuluş’ta bir kafede, insanlar oturmuş, önlerindeki kağıtlara kafalarını kaldırmadan bir şeyler karalıyor. Fonda kısık sesli bir müziğin eşlik ettiği mekanda arada “çöp, kaldırım işgali, trafik” gibi kelimeler seçiliyor. Burada toplanan insanlar, ne ders çalışmaya gelen öğrenciler ne de kahve içmeye niyetlenmiş ama kendini bir anda farklı bir ortamın içinde bulmuş sıradan müşteriler… Tüm bu hazırlığın sebebi, birazdan gelecek olan Şişli Belediye Başkan Adayı için. Buluşma saatinin yaklaştığını, takım elbiseli adamların etraftaki koşturmacalarından ve ellerinden düşürmedikleri telefonlarıyla giderek sıklaşan münasebetlerinden anlamak mümkün. Buraya kadar her şey oldukça tanıdık. Kapı önüne çekilen arabadan inen başkan adayının içeri girmesiyle başlayan süreç ise ezberleri bozan cinsten.

Bundan yaklaşık üç sene önce mahallelilerin birbiriyle kaynaşması ve dayanışması amacıyla Facebook’ta kurulan Kurtuluş Komşu Ağı, yerel seçim sürecine dahil olarak, Şişli başkan adayları ile bir araya geliyor ve kendi belirlediği gündemi adaylarla konuşuyor. Süpürgesi bozulanların, iyi ve uygun fiyatlı terziye ihtiyaç duyanların, evinde küçük bir tadilat karşılığı kahve teklif edenlerin yeri olan bu ağın üyeleri zamanla mahallelerindeki sorunları da konuşurken buluyor kendini. Bu sorunları konuşmanın ötesine geçip yaşadıkları yerde söz sahibi olmanın yollarını aramak isteyenler düzenli olarak bir araya geliyor. Ortaya çıkan Kurtuluş Komşu Ağı Çevre Grubu, yaklaşan yerel seçimleri fırsat bilip kendi sözünü söylemek için uzun ve meşakkatli bir yola giriyor. Meşakkatli çünkü farklı kimliklerden ve siyasi eğilimlerden gelen insanların değil bir arada yaşamasının, ortak bir iş yapmasının bile hayal kadar uzak ama Kurtuluş kadar yakın olduğu zamanlarda yaşıyoruz. Yolun uzun olmasının sebebi de sandığa gidip oy vermenin konforundan çıkıp kendilerini yerel seçim maratonun içinde bulmaları… Bu nedenle gittikçe genel seçim havası taşıyan ve parti seçmenin ötesine geçmeyen yerel seçimlerin tüm coşkusunun İstanbul’un merkezindeki bu tarihi ama bir o kadar da problemli semtinde yaşandığını söylemek mümkün.

KURTULUŞ'UN ATA SPORU CAMDAN ÇÖP ATMAK MI?

Yıllanmış Rum binaları, upuzun sokakları, 24 saat yaşayan caddesi ve sahip olduğu kültürel mirası ile bu semtin ne tür problemleri olabileceği akıllarda soru işareti yaratabilir. Aslında ülkemizin hemen hemen her semtinde yaşanan problemlerden çok da uzak değil. Ama zaman içinde kendine özgü sorunlarıyla listelerde zirveye oynamaya aday haline gelmiş Kurtuluş. Mesela, sizin hiç yolda yürürken kafanıza çöp poşeti düştü mü? Yazarken bile trajikomik olan bu cümlenin gerçekliği karşısında çoğunuzun sinirleri bozulur. Özellikle akşam saatlerinde adeta çöp atma yarışına giren bazı mahalle sakinlerinin kaçıncı katta oturduğunun önemi olmaksızın camdan çöp atma ve içeri kaçma hızına şaşırır, şansızsanız kafanıza düşen, şanslıysanız suratınıza yapışan soğan kabuklarıyla içsel derin yolculuklara çıkarsınız. Geçtiğimiz günlerde Şişli Belediyesi’nde yaşanan grev ve sokaklarda oluşan çöp yığınları aslında var olanın abartılı bir resmiydi sadece. Bu nedenle adaylarla yapılan her toplantıda ilk gündem maddesinin çöp olması tesadüf değil.

DSP adayı Mustafa Sarıgül ile toplantı, Fotoğraf: Melek Aldemir

DSP adayı Mustafa Sarıgül, CHP adayı Muammer Keskin ve Saadet Partisi adayı Muhammer Çam da belli ki, mahalledeki sorunun farkında ve dersini iyi çalışmıştı. Bütün adaylar yer altı çöp konteynerleri ile problemin ortadan kaldırılacağı konusunda hemfikirdi. Fakat yıllardır camdan çöp atmayı ata sporu haline getirmiş, kapı önüne torbalarını çıkarmakla yetinen mahalle sakinlerinin bu uygulamayı benimsememeleri halinde nasıl bir yol izleyecekleri konusunda adaylar güçlü argüman üretememe noktasında ortaklaştı. Sadece çöplerin toplanması değil, cam, plastik, kağıt olarak ayrıştırılması da talepler arasında yer aldı. Buna yönelik de adaylar benzer projeleri sıraladı.

Şişli’nin, özellikle Kurtuluş ve çevresinin İstanbul’un yeşil alan fakirliğinin en yoğun halinin yaşandığı yer olması da bir diğer büyük problem. Yeşil alanların yokluğu semtte yaşayanların hayat kalitesini düşüren etmenlerin başında geliyor. Kurtuluş’un yerleşim yapısı sonucu ortaya çıkan arka bahçelerin yeşil alan olarak kazandırılması projesi, hem Mustafa Sarıgül hem de Muammer Keskin tarafından dile getirildi. Bir araçlık boş yere bilen betonun döküldüğü Kurtuluş’ta mahalle sakinlerinin yeşil alan talebine arka bahçelerin düzenlenmesinden daha fazlası düşmeyecek gibi görünüyor. Zira Şişli konumu ve özellikleri nedeniyle İstanbul’da rantın en yüksek olduğu yerlerden biri. Adayların buluşmalar sırasında bazen yüksek, bazen de kısık sesle dile getirdiği bu durum kısa vadede çözüme ulaşmayacak belli ki.

'KURTULUŞ NEDEN ŞANZELİZE OLMASIN?'

Daha yaşanabilir bir Kurtuluş hayaline her adayın cevabı farklı. Mustafa Sarıgül, özellikle Kurtuluş Caddesi’ndeki görsel keşmekeşe çözüm sunacağını söylerken “Kurtuluş neden bir Şanzelize olmasın” sorusunu yöneltti. Ev sahibi olanların gözlerinin parlamasını sağlayacak bu fikir, buluşmaya katılanların kiracılardan oluşması nedeniyle neyse ki, heyecanla karşılanmadı. Hatta Kurtuluş’un bir Şanzelize olması halinde mahalle sakinlerinin çoğunun orada yaşama şansı kalmayacağı, bu nedenle Kurtuluş’un sorunlarının çözülerek semtin var olduğu haliyle korunması isteği iletildi.

'BİRLİKTE YAPACAĞIZ': MAHALLE MECLİSLERİ 

Saadet Partisi adayı Muharrem Çam ile toplantı

Muharrem Çam’ın da Şişli’yi daha estetik görünüme kavuşturmak için sunduğu öneri, yerinde kentsel dönüşüm oldu. Ancak yerinde kentsel dönüşüm facialarının yaşandığı ülkemizde bu tür girişimlerin mahalle sakinlerinin yararına sonuçlandığı pek az örnek var. Bu nedenle bir yeri güzelleştirmenin ilk yolunun fiziki müdahalelerden geçmediği ortada. Muammer Keskin’in ise diğer adaylardan farklı olarak dile getirdiği ve sık sık tekrarladığı “birlikte yapacağız” söyleminin arkasında seçilmesi halinde mahalle meclisleri kurma projesi yatıyor. Cümle içinde oldukça çekici olan bu projenin ne kadar etkili olacağını seçim sonrası göreceğiz.

Her bir adayın trafik sorunu, kaldırım işgalleri, sokak hayvanlarının bakımı ve sosyal hizmetlerin artırılması gibi semtin başlıca problemlerine yanıt olacak pek çok projesi var. İlgilisinin çok kolayca internetten ve başka kanallardan edinebileceği bu bilgilerin tümünü burada sıralamak değil amaç. Bir semtin kendi sorunlarını bir araya gelerek ki, bu platformun zamanın ruhuna uygun şekilde bir sosyal medya platformu aracılığıyla olması, yaşadığı yerin sorunlarını ortak akılla belirlemesi, bunları ilçe yönetimine aday isimlerle konuşma iradesi ve gelenekselleşen seçim sürecini tersine çevirmeye çalışması asıl heyecan verici olan.

SİZİN DEĞİL BİZİM GÜNDEMİMİZİ KONUŞACAĞIZ

Adayların kendilerini anlatmak yerine, mahalle sakinlerinin belirlediği konuları konuşması çoğu zaman göründüğü kadar kolay değil. Alışkanlıkların kendini tekrar ettiği çokça an yaşandı bu buluşmalarda. Mahalle sakinlerinin adaylarla görüşme öncesi sarf ettiği “Sizin gündeminizi değil, bizim gündemimizi konuşacağız” cümlesi iddialı olduğu kadar yeni bir yerel yönetim arzusunun da kıvılcımlarını taşıyor. Bu kıvılcım başka yerlere de sıçrar mı, çoğalır mı sorularının cevabı henüz belirsiz. Ama bir başkan adayının yardımcısının şu ifadesi bilinen kalıpları yıkmanın hiçbir zaman çok kolay olmadığının da kanıtı: “Nasılsa bizim adayımız seçilecek, diğer adaylarla görüşmenize ne gerek vardı?” Bir demokrasi kolay kurulmuyor, ama demokrasi neyse ki, yollar gibi yürümekle aşınmıyor.

NOT: TKP adayı ile görüşme diğer adaylarla tarihler üst üste geldiği için ertelendi. AKP adayı ile görüşme o taraftan henüz geri dönüş olmadığı için gerçekleşmedi. Adaylarla görüşme konusunda özel bir ısrar sergilememek grubun almış olduğu bir karar.