‘Dahi suçlu’ Meyer Lansky
Zali de Toledo’nun ‘Mafyanın Muhasebecisi’ romanı Aycan Ak çevirisiyle Mundi Kitap tarafından yayımlandı.
1920’ler, ABD’de eski gangsterler organize olup yasal boşluklardan faydalanarak ya da yasaların etrafından dolanarak mafyalaştığı bir dönemdi. Özellikle alkol satışının yasaklanması, mafyaya kaçakçılık konusunda yeni kapılar açmış; devlet kurumlarını, polisi ve siyasetçileri kendi çıkarları için kullanmasını sağlamıştı. Aynı zamanda uyuşturucu ve kumarhaneler de mafyanın önemli iş kolları hâline gelmişti.
Kumarhane dendiğinde akla ilk gelen isimlerden biri olan; Las Vegas’ta, Havana’da, Londra’da ve Bahamalar’da bu işten önemli gelir elde eden, İtalyan-Amerikan mafyasının konumunu sağlamlaştırmasında etkin rol oynayan ve birkaç küçük suçlama dışında yasadışı kumardan hiç ceza almayan Meyer Lansky de bu dönemde ünlenmeye başlamıştı.
“Dahi bir suçlu” diye nitelenen Lansky, 1920’lerdeki yasaklardan ve devletin zaafiyetlerinden yararlanıp organize suç örgütlerinin perde arkasındaki isme dönüşen Lansky, matematik zekâsını devletin her kademesiyle kurduğu ilişkilerde ve kumarhane işletmeciliğinde kullanarak yükselirken “mafya babalarının babası” diye anılıyor.
Mafyanın kapitalizmle anlaşmaya vardığı İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde altın çağını yaşayan Lansky, Yahudi mafyasını İtalyanlarınki kadar güçlendirmişti. Nüfuz çatışmaları kadar, ulusal çıkarlar için perde arkasında mafyayı ve devleti buluşturan isimlerden biriydi aynı zamanda.
1900’lerin başında Avrupa’dan ABD’ye gelen ve önce sokağın kurallarını öğrenen, ardından kurduğu çeteyle göz kırptığı mafyanın finans beyni olan Lansky, ABD Başkanı Truman tarafından Başkanlık-Özgürlük Madalyası’yla ödüllendirilmişti. Lansky’nin şirketlerinin avukatlığını üstlenen kişi ise daha sonra ABD başkanı olacak Nixon’dı.
Gençlik yıllarında New York mafyasının defterlerini tutan ve daha sonra yeraltı dünyasının kilit isimlerinden biri olan Lansky’nin en yakınındakilerden, 1960’ların sonunda onunla tanışıp uzun yıllar aşk yaşayan Zali de Toledo Mafyanın Muhasebecisi’nde, “saydığı, sevdiği ve çok şey borçlu olduğu adam”ı anlatırken şöyle diyor: “Benim tanıdığım Meyer, çok yönlü biriydi ve adaletsizlikle mücadelede yürekten inandığı ahlaki kuralları vardı. Onun biriyle tokalaşması, yazılı bir antlaşmadan çok daha değerliydi.”
1960'LARIN SONUNDA BAŞLAYAN GİZLİ AŞK
İstanbul’da doğan, yaşamının önemli bir bölümünü Türkiye ve İsrail arasında mekik dokuyarak geçiren Toledo, kendisinden kırk yaş büyük Lansky’le İsrail’de çalıştığı otelde tanışıyor. O anda aklından geçenleri, tanışma faslıyla birlikte not etmiş Toledo: “Bu adamın yaptığı korkunç şeyleri bilmeyen yoktu ama benim umurumda değildi. Peki, bana çekici gelen adam mıydı, yoksa tehlike mi? İçimdeki ikaz sesi susmuştu. Yanıp sönen ikaz ışıkları yok olmuştu. Beni her ne bekliyorsa buna hazırdım, hatta can atıyordum. Sağduyu ve mantık, çıkmak üzere olduğum maceranın verdiği heyecana yenik düşmüştü.”
Zenginleştiği ve nüfuzunu artırdığı dönemleri de servetinin eridiği ve eski dostları tarafından dışlandığı zamanları da beraber yaşadığı Lansky için “birbirimizi tamamlıyorduk; bazı açılardan benim için bir baba figürüyken aynı zamanda benden güç de alıyordu” diyor Toledo.
Beraber geçirdikleri vakitlere dair önemli ayrıntılar paylaşan Toledo, Lansky’nin “suçlu” ve “sütre gerisindeki mafya babası” kimliğinin ötesinde, insan olarak portresini çizerken ABD’de, Küba’da ve İsrail’de nasıl sıkıştırıldığını, memleketinde barınmasına izin verilmediğini ve aynı dönemde ikilinin birbirine tutunuşunu, dert ortağı oluşlarını da anlatıyor. Bu sıkıntılı döneme dair Toledo’nun şöyle bir notu var: “FBI’ın Meyer’i haklama çabası deliliğin sınırlarında seyrediyordu. 1970’te Meyer, İsrail’de kalmak için vize başvurusunda bulundu. Mahkeme iki yıl sürdü ve nihayetinde Meyer kaybetti. 1972’de, davayı kaybetmesinin ve İsrail’de kalmak için başvurduğu vizenin İçişleri Bakanlığı tarafından reddedilmesinin ardından Meyer’i kritik bir karar bekliyordu. FBI, ABD’de Meyer aleyhinde dava üstüne dava topluyordu ve aralarında mahkemeye saygısızlık suçu da bulunuyordu. (...) Meyer, İsrail’de kalmadığı gibi ABD’ye de dönemiyordu…”
İsrail ve ABD arasında gidip gelen, dönemin İsrail hükümeti tarafından anti-mafya propagandası için kullanırken hem ailesiyle hem de Toledo’yla vakit geçirmeye çalışan Lansky, iki ülkenin istihbaratı tarafından sıkı takibe alınıyor. Dahası, ABD’de hakkında açılmış pek çok davada aklanmak için uğraşıyor. Toledo, o günlere geri dönüp baktığında mafya lideri, yardımsever, çoğunlukla yersiz-yurtsuz ve ikili bir hayat süren Lansky hakkında son derece içten cümleler kuruyor: “Bugün, o zamanlar ikimize de acı vermesine rağmen ilişkimizin çoğunlukla gizli kaldığına seviniyor, birlikte geçirdiğimiz her an ve onun çalkantılı hayatına biraz neşe katabildiğim için minnet duyuyorum.”
KIRGIN VE KIZGIN BİR MAFYA BABASI
Toledo hatıralarından, aldığı notlardan ve mektuplardan yola çıkarak yazdığı Mafyanın Muhasebecisi’nde Meyer’i tüm yönleriyle anlatıyor; 16 Kasım 1972 tarihli mektubunda Lansky’nin kaleme aldığı satırlar Toledo’nun görüp tanıdığı adama dair ipuçları veriyor: “Olanlar hakkında ağlayamayız. Beni azıcık bile şaşırtmadı. Buna bir elle verdiklerini diğeriyle geri aldılar.”
Bazen yan yana bazen de mektuplar aracılığıyla süren Toledo-Lansky birlikteliği de ikilinin hayatı da pek çok sorunla mücadele ederek geçiyor. İkilinin yaşadığı, bir aşkın ötesinde sırdaşlık ve fikirdaşlık: İçinde korkuların, İsrail milliyetçiliğinin, gizliliklerden ve kırgınlıklardan doğan yakınlaşmaların bulunduğu; zaman zaman yakınlaştıkları zaman zaman mecburiyetlerden ötürü ayrı düştükleri, Lansky’nin ölümüne dek süren bir ilişki bu. Aynı zamanda 1960’ların sonundan başlayıp 1970 ve 1980’leri kapsayan, ABD ve İsrail eksenli politik, ekonomik ve sosyo-kültürel gerilimleri de içine alan dönemin bir yansıması.
Lansky’nin, mektuplarında “Asla unutma” diye seslendiği Toledo, 1960’ların sonundan 1980’lere kadar aşk yaşadığı adamı hep hatırladığı gibi onun anısına saygı babında kaleme almış Mafyanın Muhasebecisi’ni. Şairane sözler ve kurgularla yazılacak bir roman yerine, yalın cümleler ve gerçeklerle örülü, mektupların ve fotoğrafların da yer aldığı bir kitap hazırlamayı tercih etmiş. Böylece hem suçlu ilan edilip hem de devletin desteğini alan, yasallaştırılmış ve yasadışı kumar işindeki bir mafya babası olan, bazı yakın dostlarının yanı sıra İsrail’e ve ABD’ye kırgın, bazı politikacılara ve hâkimlere kızgın Lansky’nin farklı yüzünü anlatan bir kitap çıkmış ortaya.