'Darbeciyim, idam da olsa vicdanım acımaz'

15 Temmuz darbe girişimi ve Erdoğan'a suikast davası başladı. Suikast girişimi suçlamasını reddeden Binbaşı Şükrü Seymen, "Biz oraya adam öldürme kastıyla gitseydik kimse canlı çıkamazdı" dedi.

Abone ol

DUVAR -  15 Temmuz darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin öldürüldüğü saldırıya ilişkin dava bugün Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Duruşma için Muğla Ticaret Odası’ndaki salon hazırlandı. Duruşma öncesi yoğun güvenlik önlemleri alındı. Davada Erdoğan'a Marmaris'te kaldığı otelde suikast girişiminde bulunan tim de yargılanıyor.

Sanıklardan Binbaşı Şükrü Seymen, "Evet ben darbeciyim. İdam da olsa cezası vicdanım acımaz" şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatının "Madem FETÖ üyesi olmadığını söylüyor, ekibi kendi seçmemiş diyor. Hangi tür motivasyonla bu operasyonu yapıyor" diye sorması üzerine Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, "Alparslan Türkeş ve Kenan Evren hangi motivasyonla yaptıysa ben de ülkemi ve milletimi korumak için yaptım" cevabını verdi.

'DELİLLER İNCELENECEK'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 47 sanığın yargılanmasına Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın da duruşma arasında açıklamalarda bulundu. Aydın, "Sanıkların savunmaları Cumhurbaşkanımızın alıkonulup başka bir yere götürülmesi yönünde. Ancak dosyayı incelediğimde, delilleri dikkatle değerlendirdiğimizde alıkoyma iradesi değil, varlığını ortadan kaldırmak, suikast iradesinin olduğu konusunda tereddütümüz bulunmamaktadır" dedi.

Aydın, "Sadece Cumhurbaşkanımıza suikasten değil, darbe teşebbüsünden de yargılanıyorlar. Cumhurbaşkanımızın şahsına yönelik eylem doğrudan doğruya bu dava kapsamında işlenmiş durumda. Cumhurbaşkanımıza suikast bu davada olacak. Biz cumhurbaşkanımızın şahsına yönelik saldırı olduğundan savcılık aşamasında şikayetçi olduk, müdahil olmak, takip etmek için buradayız. Davayı sonuna kadar takip edeceğiz" dedi.

'GÜLEN'İ SAVUNACAK AVUKAT YOK'

Mahkeme başkanı, bir numaralı sanık olan Fetullah Gülen için Muğla Barosu’ndan şu ana kadar hiç kimsenin müdafilik yapmak istemediğini söyledi. Bazı sanıkların avukatlarının da çekildiğini tekrar hatırlattı. Sanık avukatlarında Hakan Tunçkol söz alarak yetki hususunda itirazlarını bildirdi. Tunçkol, her ne kadar şehitler ve yaralılar olsa da davanın ana konusunun ve özgül ağırlığını oluşturan suçun Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast olduğunu ve kendisinin burada olmayıp ikametgahının Ankara’da bulunduğunu belirterek davanın, adresinin olduğu yerde, yetkili olan ağır ceza mahkemesinde görülmesinde talep etti. Bazı sanık avukatları bu itiraza katılırken bazıları katılmadı.

'EŞİM VE KIZIMLA TEHDİT EDİLDİM'

Duruşmanın öğleden sonra görülen oturumunda sanıkları savunmaların alınmaya başlandı. Davada ilk savunmayı, olayın planlayıcısı olarak gösterilen Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş yaptı.

İddianamede yer alan suçlamaları kabul etmediğini Sönmezateş, "İlk günden beri savunmalarımda her olayı anlattım. Benim anlatımlarımdan sonra bazı gerçekler ortaya çıktı. Dosyada gizlilik kararı vardı, ancak ifadelerimin gazetelerde yer almasından sonra herkes beni suçlamaya başladı" dedi.

"Hayır ben suç işlemedim demiyorum" diyen Sönmezateş, ifade sürecinde insanlık dışı muamele gördüğünü ve psikolojik işkenceye maruz kaldığını öne sürdü. Sönmezateş, "En kötüsü de psikolojik işkenceydi. Eşim ve kızımla tehdit edildim" şeklinde konuştu.

Bu sırada savunmayı kesen mahkeme başkanı "Bunları burada anlatma, eğer şikayetin varsa gerekli yerlere suç duyurusunda bulun" dedi.

'CUMHURBAŞKANI ANKARA'YA GÖTÜRECEKTİK'

Suikast gecesinin ayrıntılarını anlatan Gökhan Şahin Sönmezateş, "Net olarak söylüyorum. Benim görevim Cumhurbaşkanını alıp Ankara'ya götürmekti. Ben askerim, aldığım emirleri yerine getiririm. O zaman Cumhurbaşkanına zarar vermeye çalışan olursa ben vururdum" ifadelerini kullandı.

'2 GÜNDÜR CUMHURBAŞKANI'NIN YERİ BİLİNMİYORDU'

Görevi Tuğgeneral Semih Terzi'den darbe öncesindeki Çarşamba günü öğrendiğini ifade eden Gökhan Şahin Sönmezateş, şunları söyledi:

"İstanbul'da Semih Terzi ile görüşmemizin sebebi 2 gündür Cumhurbaşkanı'na ulaşılamaması ve yerinin bilinmemesiydi. Görevin iptali hep gündemdeydi. Ankara Cumhurbaşkanı'nın yerini bilmiyordu, bize de söyleyemiyordu. Özel Kuvvetler ve MAK Timi'ni ben seçmedim. Ben emir vermedim. Uçuş ekibini de ben seçmedim. 15 yaşında çocuğa bile böyle bir planlama yaptırılmaz. Esas benim aradığım soru 4 saat boyunca neden, kim tarafından bekletildik? Cumhurbaşkanı Marmaris'ten ayrıldıktan ve Semih Terzi öldürüldükten sonra saat 02.20'de biz yola çıkarıldık. Tuzağa düşürüldük. Bilsem o insanları oraya götürmezdim."

'BİZİ KİM HARCADI?'

Cumhurbaşkanı'nın yaveri Ali Yazıcı'ya da ulaşamadığını anlatan Gökhan Şahin Sönmenateş, görüşme gerçekleşseydi bunların yaşanmayacağını belirtti.

FETÖ üyesi olmadığını da ileri süren Sönmezateş, "Evet ben bu görevi kabul ettim ve şu anda bunun bedelini ödüyorum. Bizi kim yanılttı, kim harcadı? 4 saat bizi kim bekletti? Onun cevabını arıyorum. Son bilgiler gelince gittik. Orada şehit olanlara üzülüyorum. Bütün sorumluluğu üzerime alıyorum, ama öldürmeyi kabul etmiyorum" diye konuştu.

'ÖZEL KUVVETLER KENDİNDEN BAŞKA KİMSEDEN EMİR ALMAZ'

Darbe girişimi ile ilgili toplantıya katılmadığını ifade eden Sönmezateş, emrin Genelkurmay'dan geldiğini zannettiğini söyledi. Sönmezateş, "Talimatı Semih Terzi'den aldım. Semih Terzi ve Zekeriya Aksakallı benim için kıymetliydi. Hala da öyle. Özel Kuvvetler de kendinden başka kimseden emir almaz. Öldürün emri vermediğim gibi böyle bir emir de yok"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatının "Madem FETÖ üyesi olmadığını söylüyor, ekibi kendi seçmemiş diyor. Hangi tür motivasyonla bu operasyonu yapıyor" diye sorması üzerine Sönmezateş, "Alparslan Türkeş ve Kenan Evren hangi motivasyonla yaptıysa ben de ülkemi ve milletimi korumak için yaptım" cevabını verdi.

'TERZİ KAHRAMAN BİR KOMUTANIMIZDI'

Daha sonra savunma yapan Binbaşı Şükrü Seymen, 15 Temmuz'da Semih Terzi ile görüştüğünü aktardı. Seymen, "14 Temmuz günü Semih Paşa rahmetli beni aradı. 12 kişilik tim kurmamı istedi. Gökhan Paşa ile de görüşmemi söyledi. Özel Kuvvetlerde verilen emri sorgulamak yoktur. Ben de emri yerine getirdim. Semih Paşa'yı da teğmenliğimden beri tanırım. Kendisi kahraman bir komutanımızdı" dedi.

'BEN DARBECİYİM, İDAM CEZASI VERİLSE DE VİCDANIM ACIMAZ'

Gökhan Şahin Sönmezateş'in kendisine TSK'nın emir ve komutası içerisinde darbe yapacağını söylediğini iddia eden Şükrü Seymen, "Gökhan Paşa buluşmamızda, ekibimle 15 Temmuz günü havalimanında olmamı istedi. Biz de limana gittik. Uçağı beklemeye başladık. Ancak uçaklar gelemedi. Bunun üzerine B planına geçildi ve helikopterle İzmir'e Çiğli'ye ulaştık" ifadelerini kullandı.

Telefonlarını da evde bıraktıkları için gelişmelerden haberdar olmadıklarını anlatan Şükrü Seymen, sözlerine şu şekilde devam etti:

"Gökhan Paşa bize tuzak kurulduğunu söylüyor, kimin yaptığını bilmiyorsa, ben binbaşı nasıl bileyim ben bu işin nasıl yöneticisi olurum. Evet ben darbeciyim. İdam da olsa cezası vicdanım acımaz. İntihar olmasa kendim idam sandalyesine vururum. Ama hangi darbeyi planlamışım. Gökhan Paşa ve Semih Paşa'nın verdiği emri yaptım. Korgeneralin orgeneralin işin içinde olduğunun tartışıldığı ortamda bir binbaşı olarak ben neresindeyim."

'ÖLDÜRMEK İÇİN GİTSEYDİK KİMSE CANLI ÇIKAMAZDI'

Gökhan Şahin Sönmezateş gibi Cumhurbaşkanı'nın sağ olarak ele geçirilmesi talimatın verildiğini dile getiren Şükrü Seymen, suikast emri olmadığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasını da reddetti.

Polislerin kelepçelenmesiyle ilgisi olmadığını savunan Seymen, "Ben sadece silahları bırakıp uzaklaşılması talimatı verdim. El bombasını da İsmail Yüzbaşı, personel dışarıya çıktıktan sonra camın kenarına bıraktı. Polisler zarar görmesin diye de patladığı sırada üzerlerine kapandı. Otelin içerisinde camlar olduğu ve yerimizin tespit edilmesini istemediğim için timin ateş etmemesi konusunda emir verdim. Biz oraya adam öldürme kastıyla gitseydik kimse canlı çıkamazdı" şeklinde konuştu.

Darbeci olduğunu kabul eden Seymen, "Darbe yaptım mı? Evet yaptım. Oturup çocuk gibi ağlayacak mıyım? Tabi ki hayır. Ancak en çok üzüldüğüm konu 2 polisin şehit olması" dedi.

Seymen'in savunmasının ardından duruşma yarına ertelendi.

6’ŞAR KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTEMİ

Sanıkların, 'Cumhurbaşkanına suikast', 'anayasayı ihlal', 'yasama organına karşı suç', 'hükümete karşı suç', 'silahlı terör örgütü yöneticisi olma', 'yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme', 'yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs etme', 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'zincirleme şekilde cebir ve tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama', 'zincirleme şekilde silahla tehdit', 'Cumhurbaşkanına hakaret', 'zincirleme şekilde kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret', 'kamu malına zarar verme, mala zarar verme, nitelikli olarak konut dokunulmazlığının ihlali ve nitelikli yağma' suçlarından 6'şar kez müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi. Soruşturma sürecinde, 73'ü mağdur ve müşteki ile 86'sı tanık olmak üzere toplam 203 kişinin ifadesine başvuruldu. (DHA)