Acemoğlu'ndan Trump yorumu: Endişeli ve üzgün hissediyorum
ABD seçimleriyle ilgili paylaşımda bulunan ekonomist Daron Acemoğlu, "Trump’ın tekrar seçilmesi nedeniyle endişeli ve üzgün hissediyorum" dedi.
DUVAR - Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazanan Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Donald Trump'ın zaferiyle sonuçlanan ABD seçimlerine ilişkin açıklamarda bulundu.
Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Acemoğlu, "Trump’ın tekrar seçilmesi nedeniyle endişeli ve üzgün hissediyorum. Maalesef yıllar sürecek çalkantılı ve belirsizliğin hakim olduğu bir dönem bizi bekliyor" dedi.
'KORKARIM Kİ ŞİMDİ TRUMP VE VANCE’İN PARTİSİ İŞÇİ SINIFININ EVİ HALİNE GELECEK'
Acemoğlu'nun paylaşımları şöyle:
"Diğer taraftan, bunu bir Trump başarısı olmaktan çok Demokratların kaybettiği bir seçim olarak değerlendirmenin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Bu başarısızlığın nedeni Biden’in ilerlemiş yaşına rağmen uzun süre aday olarak kalması değil. Kamala Harris’in yetersizliği de değil (hatta ben onun fazlasıyla yeterli olduğunu düşünüyorum). Asıl neden, Demokratların kampanyasında gizli. Demokrat Parti Amerikan işçi sınıfını bir süredir kaybediyorlardı ve bu seçimde işçileri kazanmak için hiçbir şey yapmadılar.
Demokratlar dijital yıkıma, küreselleşmeye, büyük göç hareketlerine ve duyarcı fikirlere verdikleri destek nedeniyle işçilerin partisi olma niteliğini uzun süre önce kaybetmişlerdi.
Bir süreliğine, Silicon Valley’in, azınlıkların, bir kısım sendikalaşmış işçiler ve büyük şehirlerdeki profesyonel yöneticilerin desteğiyle seçimleri kazanabilir gibi de gözüktüler. Ancak bu sağlıklı bir koalisyon değildi. Hatta profesyonel yöneticiler bile desteklerine uzun süre sağdık kalmayacaklardı.
Üstelik bu koalisyon Demokratları işçilerden daha da uzaklaştırdı, özellikle de güneydeki küçük şehirlerde. Orta sınıf ile de aralarına mesafe koydu.
Aslında 2016’daki mesaj çok açıktı ve arkasından yapılan iç değerlendirmeler de çok sağlıklıydı. Kısmen bu, Biden’ın işçi yanlısı bir endüstri stratejisi benimsemesinin de nedeniydi.
Biden ekonomisi işçi sınıfına iş ve ülkeye güçlenen bir endüstriyel taban yarattı. Tabandaki ücretler hızla yükseldi. Göç, korumacılık, sendikaların ve kamu yatırımlarının desteklenmesi konularında Amerikan işçilerinin görüşlerine yakın politikalara doğru kayıldı.
Ancak korkarım ki Demokrat aktivistler ve müesses nizam hiçbir zaman tam olarak işçilerin sıkıntılarını içselleştirmediler ve bu sıkıntıları gidermek için yeterli çaba harcamadılar ve onlardan uzak kaldılar.
Şu sorunun cevabı bence önemli: bir Demokrat elit (tipik olarak lisans üstü eğitim almış bir profesyonel ya da bir sahil şehrinden bir bürokrat) bir şehirde mahsur kalacak olsa, önündeki 4 saati lise diplomalı Ortabatılı bir Amerikalı işçi ile sohbet ederek geçirir mi?
Yoksa aynı zamanı lisans üstü eğitimi almış Vietnamlı, Çinli ya da Endonezyalı bir profesyonel yönetici ile mi geçirir?
Bunu sorduğum meslektaşlarım ve arkadaşlarımdan hep ikincisi cevabını aldım ve ben de aynı fikirdeyim. Çoğu Demokrat Amerikan işçilerine yabancılaşmış durumdalar.
Başta Harris-Walz ikilisi orta gelir grubunu ve vatanseverliği destekleyerek ve böylece partiye ters düşme pahasına işçi sınıfına daha cazip gözükerek bunu değiştirecek gibi gözüktüler. Bu yönde gerçekten bir çaba harcamak övgüyü hak ederdi ve hatta inandırıcı olsa belki seçimi bile kazandırabilirdi.
Ancak sonunda gelinen noktada kampanya kürtaj ve diğer bazı var olan tabanı ilgilendiren konulara odaklandı. Tabanı genişletme çabası sadece banliyölerde yaşayan kadınlara cazip gözüken kürtaj konusu üstüne giden Liz Cheney tarafından geldi.
Tabi ki kürtaj çok kritik öneme sahip. Ancak sadece buna odaklanmak tek başına işçi sınıfını kazanmaya yetmeyecekti, özellikle de erkek işçi sınıfını.
Ekonomi konusunda ise Demokratlar fırsatlardan ve işlerden konuştular ki bunu yapmaları da gerekiyordu. Ancak kendilerini Silicon Valley’den ve küresel seçkin iş insanlarından uzakta tutmadılar. Bu arada işin garbi, Silicon Valley, Demokratları terk etmeye başladılar!
Korkarım ki şimdi Trump ve Vance’in partisi işçi sınıfının evi haline gelecek, özellikle de küçük şerhirlerdekiler ve imalat sanayisindekiler için.
Amerika Birleşik Devletleri için hem üzgün hem de derin kaygı içindeyim. Aynı hisleri, bu sefer de mesajı doğru okuyamaz ve kendini gerçekten değiştiremezse, Demokrat Parti için de besliyorum.
Daha da trajik olanı ise, Biden’ın yaptıkları işçiler için çalışmaya başlamıştı bile. Üstelik bu yapılanlar işçilerin yararına politikalar uygulamanın mümkün olduğunu gösterirken diğer yandan da küreselleşmenin ve eşitsizliğin doğanın gereği olduğu ve dışarıdan etkinin mümkün olmadığı görüşünü çürütüyordu.
Ve üstelik daha da trajik olanı ise, Trump-Vance’in ajandasının (onlardan aldığı desteğe rağmen) işçilerden ziyade Plutokratlar yararına olması.
Trump’ın politikalarından neler beklemek gerektiği konusundaki görüşlerimi bir sonraki akışta ayrıca yazacağım. Bunu da dünya için Trump’ın başkanlığının ne getireceği hakkındaki beklentilerimi yazacağım bir akış takip edecek."
(SOSYAL MEDYA)