Eski başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti’den istifasının ardından parti kurma çalışmalarını daha da hızlandırdı.
Nisan ayında kamuoyu ile paylaştığı 15 sayfalık manifestodan sonra eleştirilerine devam eden Davutoğlu, ağustos ayının sonunda parti kuracağını ilan etmişti. Bunun üzerine AK Parti, Davutoğlu’nu kesin ihraç talebiyle disipline sevk etti ve Davutoğlu, ihraç edilmeden istifa etti. Davutoğlu’nun o basın toplantısında yanında, yine kendisi gibi partiden ihracı istenen şu isimler vardı: Eski milletvekilleri Selçuk Özdağ, Ayhan Sefer Üstün, Abdullah Başçı, eski Ankara il başkanı Nedim Yamalı ve eski İstanbul il başkanı Selim Temurci…
Davutoğlu kameraların karşısına tek başına değil beş kurmayıyla çıkarak kamuoyuna hem bu oluşumun bir “tek insan” hareketi olmadığını hem de AK Parti’nin iddia ettiği gibi “güçsüz” olmadığını gösterdi. Bu çıkışın ardından art arda istifa haberleri geldi. İstifa açıklamalarının her biri AK Parti’de rahatsızlığa neden oldu.
Davutoğlu ile birlikte hareket etmek isteyenlerin istifaları sürüyor. Peki Davutoğlu ve ekibi parti kurma çalışmalarında hangi aşamada?
Çeşitli kesimlerle temaslarını ve toplantılarını uzun zamandır sürdüren bu ekip, bugüne kadar hem kendi içlerinde hem de bir araya geldikleri isimlerle her konuda eleştiri-özeleştiri mekanizmasını işlettiklerini söylüyor, “Şimdi geleceğe bakma zamanı” diyor.
Şu günlerde eş zamanlı olarak “kadro”, “teşkilat” ve “politika” belirlemek için çalışıyorlar. Kurucu kadro netleşmeden politikalara son şeklini vermek mümkün olmayacağı için bu üç konu, eş zamanlı olarak ilerliyor.
Davutoğlu’nun çalışmasını yürüttüğü iki önemli adres var: Ankara’da Beysukent’teki ofisi, İstanbul’da Levent’teki ofisi… Sık sık farklı illere de giderek temaslarını sürdürüyor Davutoğlu ile kurmayları.
Davutoğlu ve ekibi bir süredir ekonomi, yargı, kamu vb. başlıklar üzerinde çalışıyordu. Bu dosyaların her birinin bir sorumlusu var. Örneğin “yargı” başlığı, hukukçu Ayhan Sefer Üstün’e emanet… AK Parti’nin eski milletvekili Üstün, TBMM İnsan Hakları Komisyonu başkanlığı, Anayasa Komisyonu başkanvekilliği yapmış bir isim.
Yıllardır Ahmet Davutoğlu ile birlikte çalışan biri, “Hoca’nın en önemsediği konu başlığı yargı. Yargı bağımsızlığı olmadan demokrasinin, o olmadan da sağlıklı işleyen ve güven veren bir ekonominin olmayacağını söylüyor” dedi.
“Ekonomi” başlığının sorumlusu ise yine eski AK Parti milletvekili İbrahim Turhan… Turhan, Davutoğlu ile aynı gün AK Parti’den istifa ettiğini sosyal medya hesabından şu sözlerle duyurdu, “AK Parti yönetimi partiyi istişareye ve eleştiriye açık kurumsal bir siyasal yapı olarak değil, ancak bir nesil devam edecek aile şirketi olarak gördüğünü belli etmiş oldu. Bu sebeple 2015/2 dönemden beri İzmir Karşıyaka teşkilatı üyesi olduğum AK Parti üyeliğinden istifa ettim.” Merkez Bankası başkan yardımcılığı, İMKB başkanlığı gibi önemli görevler yapmış eski ekonomi bürokratı Turhan’ın başında bulunduğu grup, hem kamudan hem özel sektörden pek çok isimle bir araya geldi ve gelmeye devam ediyor.
“Kamu” başlığından sorumlu isim eski Ulaştırma Bakanı Feridun Bilgin… Eski bir ekonomi bürokratı olan Bilgin, Hazine Müsteşarlığı müsteşar yardımcılığı, Ulaştırma Bakanlığı müsteşarlığı gibi görevlerde bulunmuştu. Mart-Kasım 2015 tarihleri arasında Ulaştırma Bakanı koltuğunda oturan Bilgin de Davutoğlu’nun güvendiği isimler arasında.
Farklı çalışma başlıkları ve onların sorumlusu farklı isimler de var. Hepsi, istifaların ardından tempoyu arttırmış görünüyor.
Partinin kuruluş tarihine gelince… Eylül-ekim aylarında kurucuların ve programın netleşeceği belirtilirken Davutoğlu’nun partiyi kasım sonuna kadar kuracağı ifade ediliyor.
ERKEN SEÇİM TARTIŞMASI?
Yeni partilerin kuruluş aşamasında yanıtı en fazla merak edilen soru: Bu partileri devre dışı bırakmak için bir erken seçim yapılır mı?
Siyasi Partiler Yasası'nın 36’ıncı maddesine göre, bir siyasi partinin seçime katılabilmesi için, “İllerin en az yarısında (41 il) seçim gününden en az 6 ay önce teşkilat kurmuş ve büyük kongrelerini yapmış olması veya TBMM'de grubunun (en az 20 milletvekili) bulunması" gerekiyor.
Anayasa’nın 116’ıncı maddesi de şöyle, “Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.”
Buna göre Meclis’in erken seçim kararı alabilmesi için ise üye tam sayısının 5’te 3’ünün evet demesi gerekiyor. Yani 360 kişinin… AK Parti’nin sandalye sayısı: 291… Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’ninki ise 49… Toplam 340 milletvekili demek. 360’ı bulmaları için diğer partilerden ve bağımsızlardan 20 milletvekiline daha ihtiyaçları var.
Önemli bir noktaya anayasa hukukçusu Murat Sevinç, 24 Haziran 2018 Seçimleri öncesinde Diken’deki köşesinde şu sözlerle dikkat çekmişti: “Erdoğan, ilk kez değil, ‘ikinci kez’ seçime girmektedir! Eğer seçimi kazanıp cumhurbaşkanı olursa ve TBMM seçimlerini ‘yenilemeyi’ düşünürse, yeniden aday olamaz.”
Özetle, Meclis’te erken seçim kararı alacak çoğunluğa sahip değiller; Cumhurbaşkanının erken seçim kararı alması durumunda da Erdoğan bir kez daha cumhurbaşkanlığına aday olamıyor. Tabii bir de emekli olan veya emekliliğini en az iki yıllık milletvekilliği süresinde doldurmayı bekleyen vekillerin özlük haklarını kaybetme telaşı var. Onları ikna etmek için ise 24 Haziran 2020’yi beklemeleri gerekiyor. Kısaca erken seçim tartışması şu an için boş bir tartışma.