Davutoğlu’ndan Özdağ’a bakanlık verildi iddiasına yanıt: 'Kılıçdaroğlu böyle bir pazarlığa girmez'

Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, Zafer Partisi ve CHP arasında imzalanan protokole ilişkin, "'Uygun görmüyoruz' deseydik söylerdik” dedi. Bakanlık verildiği iddialarını ise yalanladı.

Abone ol

ANKARA - Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileri ile bir araya geldi. Davutoğlu 2’nci tura kalan Cumhurbaşkanlığı seçimi, Millet İttifakı’nın hazırlıkları, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu arasında imzalanan protokol ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Davutoğlu, Özdağ ile Kılıçdaroğlu arasında imzalanan protokolün iki parti arasında olduğunun altını çizerken, “Orada bizim imzamız yok. Bu biz onaylamadık demek değil. Eğer 'bunu uygun görmüyoruz' deseydik Kılıçdaroğlu’na söylerdik” dedi. Görüşmenin ardından ortaya atılan bakanlık iddialarını değerlendiren Davutoğlu, Millet İttifakı kültürünün gizli protokol yapmaya izin vermediğini belirterek, “Bakanlar konusu 6 lider arasında konuşulmamışken başka kimseyle müzakere edilemez, çok net ifade ediyorum. Sayın Kılıçdaroğlu da söyledi. Böyle bir pazarlığa Kılıçdaroğlu girmez. Bizler bunu zaten kabul etmeyiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Toplamı 1 puan etmeyen partiler 40 vekil aldı” sözlerine, “Bu yorumlarını kibrine bağlarım ve acırım” sözleriyle yanıt veren Davutoğlu, 4 partinin Meclis’te ortak grup kurma çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi.

Davutoğlu, “Millet İttifakı içinde 4 partinin de bence grup oluşturma yollarını araştırması lazım, bu konuda da bazı görüşmelerim oldu. Bunun zemini var. Bunun olması Meclis çalışmalarında aktiviteyi artırır. Hangi modelle, nasıl olur? Şimdi hepimiz 28 Mayıs’a odaklandık. 28 Mayıs sonrası liderler, ortak bir grup kurma konusunda mesafe alacağımızı düşünüyorum” dedi.

Davutoğlu’nun sorulara yanıtı özetle şöyle oldu:

'ZAFER PARTİSİ İLE İMZALANAN PROTOKOLDE BÜYÜK BİR ÇELİŞKİ YOK'

Zafer Partisi ile Kılıçdaroğlu’nun imzaladığı protokol konusunda ne düşünüyorsunuz? HDP seçmenini nasıl etkiler?

Açık ifade etmek gerekirse siyasette değişimleri zorlayan şartlardır. Rahmetli Demirel 24 saat bile siyaset için çok uzun bir saat derdi. Şimdi 24 dakika bile uzun. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türk siyasetini 50+1’e mahkûm etti. Dolayısıyla partiler iktidara gelmek için en geniş koalisyonları kurmak zorundadır. Bu koalisyonları kurarken geçmişte farklı düşünen insanların da bir araya gelmesi zorunluluk halini aldı. Biz seçimden sonra altı lider, bu konuları detaylı olarak ele aldık. Sinan Oğan ve gerekli görülen bütün taraflarla temas kurma yetkisi verdik Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na.

Sayın Ümit Özdağ ile fikirlerimizin çoğu uzlaşmıyor. Bu açık. Ama fikirlerimizin çoğunun uzlaşmıyor olması birlikte müzakere yapmayacağımız anlamına gelmez. Benim referans noktam Gelecek Partisi’nin referans noktası takriben iki yıldır ilmek ilmek ördüğümüz Millet İttifakı’nın ortak dokümanlarıdır, Anayasa metnidir. Mesela Anayasa metni biz deseydik ki ‘ilk dört madde değişecek’ bugün çelişki olurdu. Sığınmacılarla ilgili ortak politikalar metninde iki yıl diyor. Burada bir yıl deniyor. Formal olarak metine baktığımızda büyük bir çelişki yok. Özdağ'ın ‘insan hakları hukukuna uygun göndereceğiz’ demesi ‘otobüslere bindirip göndereceğiz’ demesi gibi değil. Demek ki bir şeyler değişmiş.

‘BENİM DEMOKRASİ ANLAYIŞIM KAYYIM ATAMASINI KABUL ETMEZ’

Gelecek Partisi olarak kayyım konusunda tavrımız net ve açıktır. Demokrat bir insanın seçilme makamı olan yerlere atanma kabul etmesi mümkün değil. Ben terörle mücadele ettim, ederim. Ama dönemimde hiçbir kayyım atamasına izin vermedim çünkü kayyım atanması o belediye başkanlarını cezalandırmak değil, onlara oy veren halkı cezalandırmak. Ben bunu kabul etmem. Bir suç mu işledi, hukuki süreç tamamlanır, o suçun cezasını çekecek olan çeker. Boşaldığı makam için belediye meclisinde seçim yapılır. Yine seçilmişlerin içinden seçilir. Aynen Kadir Topbaş vefat ettiğinde İstanbul’da olduğu gibi. İstanbul’da bir kriter uyguluyorsunuz, Diyarbakır’da başka bir kriter uyguluyorsanız, Diyarbakır halkının iradesini saygı göstermiyorsunuz. Ben bunu kabul etmem. O zaman işte terörle mücadelenin en önemli unsuru eksik kalır. Terörle mücadelede yapmanız gereken şey, toplumun aidiyet bilincini yüksek tutmak. Herkes bu topluma ‘aitim’ diyecek. Verdiği oyun saygı görmediğini gören birisi o topluma aidiyet hisseder mi? Bunları Sayın Özdağ ile de konuşuruz. Dediğim gibi insanların fikirlerinin siyasi süreç içinde esnemesi, karşılıklı müzakerelere varması güzel bir şey.

YAPILAN MUTABAKAT CUMHURİYET HALK PARTİSİ VE ZAFER PARTİSİ ARASINDA

Ortak politikalar metninde yargı kararıyla görevden alınan başkanın yerine seçimle yeni başkan belirlenmesi vaadi var. Protokolde ise kamu görevlisi ataması denildi. Bu çelişki değil mi?

Yapılan mutabakat Cumhuriyet Halk Partisi ve Zafer Partisi arasında. Orada bizim imzamız yok. Bu biz onaylamadık demek değil. Eğer bunu uygun görmüyoruz deseydik Kılıçdaroğlu’na söylerdik. Burada yoruma açık bir konu var. Bizim parti programımızdaki tutumumuz ile Millet İttifakı’nın dokümanları aynı şeyi söylüyor. Bizi o bağlar. Seçimle gelinen makamlara seçimle gelinir. Bir kısa süreliğine seçim olana kadar –otorite boşluğu doğmasın diye- geçici atama o dördüncü maddenin içerisine girebilir. Ama bunu oturup konuşuruz, aşılmayacak bir konu değil. (HDP’nin de bugün bu konuda karar alacağını söyleyerek belirtiyorum, aşılamayacak konu değil).

'2 YILLIK KÜLTÜRÜMÜZ GİZLİ PROTOKOL YAPMAYA İZİN VERMEZ'

Özdağ, protokol açıklanmadan önce İçişleri Bakanı olmakla ilgili bir açıklama yaptı. Gizli bir protokol mü var. Yoksa, neden böyle bir açıklama yaptığını düşünüyorsunuz?

Bu protokol esnasında, 12 saat içinde Kemal Kılıçdaroğlu ile 3 defa, Akşener ile 2 defa görüştüm. Yine Karamollaoğlu, Babacan, Uysal ile görüştüm. Temas halindeyiz. Dikte edilen bir tutum değil, karşılıklı istişareler devam ediyor. Millet İttifakı’nın Cumhur İttifakı’ndan en önemli farklarından biri şeffaf olması. Şeffaf olmayan bir şey yok. Kılıçdaroğlu’na güveniyorum. Geçmiş 2 yıllık oluşturduğumuz kültür gizli protokol yapmaya izin vermez. Olursa izah gerekir, şu ana olmadı. Bakanlar konusu 6 lider arasında konuşulmamışken başka kimseyle müzakere edilemez, çok net ifade ediyorum. Sayın Kılıçdaroğlu da söyledi. Böyle bir pazarlığa Kılıçdaroğlu girmez. Bizler bunu zaten kabul etmeyiz. Bu anlamda kültür var aramızda. Özdağ da bunların olmadığını ifade etti. Siyasi liderler bazen gönlünden geçeni söyleyebilir. Bunu bir problem olarak görmüyorum. Türkiye’nin çıkarı gerektiriyorsa Cumhurbaşkanlığı yardımcılığından feragat dahil hiçbir şeyden kaçınmam. Yeter ki Türkiye bu darboğazdan çıksın.

'TAYYİP ERDOĞAN’IN EN ÇOK KORKTUĞU PARTİ GELECEK PARTİSİ’DİR'

Erdoğan’ın “Toplamı 1 puan etmeyen partiler 40 vekil aldı” sözleri var. Bu ifadeleri nasıl değerlendiriyorsunuz. CHP listelerinden girdiniz ama parti oyunuz için elinizde bir oran var mı?

Erdoğan’ı bu akıbete getiren kibridir. Her direkte Cumhurbaşkanı resmi olur mu? Erdoğan her yerde kendini görmek istiyor. Bir lideri otoriterliğe götüren temel saik de budur. Malum partiler, kişiler… Kendisi dışında herkes ismi anılmasına gerek duyulmayan varlıklar. Bu gayri insani, İslami bir şey. Bizi önemsiz gösteriyor öyle mi! Yüzde 1 öyle mi? O zaman neden korkuyor bizden. Şu an Gelecek Partisi’nin tüm kadrolarına ahlaksız teklifler yapılıyor. Teşkilatlarımıza baskılar yapıyor. Korkmuyorsa eşit şartlarda mücadele edelim. TRT neden bizi ambargoya tabi tutuyor. Neden çünkü korkuyor. Açık ve net söyleyeyim, Tayyip Erdoğan’ın en çok korktuğu parti Gelecek Partisi’dir. O nedenle adımızı anmamaya çalışıyor. Kapalı kapılar ardında da neler söylediğini biz biliyoruz. Millet İttifakı oluşumu konusunda neler söyleyip neden korktuğunu… Bu kolektif bir başarıdır, eksiklik varsa da kolektif bir eksikliktir. Birleşe birleşe kazanacağız deniliyor ya, birleşe birleşe yeni Türkiye’yi birlikte kuracağız. Erdoğan’ın bu yorumlarını kibrine bağlarım ve acırım.

'MÜLTECİLER KONUSUNU İNSANİ ÇERÇEVEDE ULUSLARARASI HUKUK BAĞLAMINDA ÇÖZÜME KAVUŞTURACAĞIZ'

Mültecilerin gönderilmesi ile açıklamalar gerekçe gösterilerek partinizden istifalar oldu. Siyasete konu edilen göçmenlerle ilgili insani boyutun da ıskalandığı eleştirileri var. Siz ne düşünüyorsunuz?

Mülteciler konusuna hep insani baktım ama aynı zamanda zaafları da ortaya koymak lazım. İktidarın takip ettiği yol yöntem, sadece Suriyeliler değil, Türkiye’yi kaçakların rahat yaşadığı ülke haline getirdi. Bu mafya liderleri, uyuşturucu kaçakçıları da oluyor, masum kadın çocuklar da oluyor. Bu ayrımı devlet yapar. Aldığı tedbirlerle ülkenin kaçaklar ülkesi olmasına izin vermez. 250 bin dolara vatandaşlık satarsanız halkın güveni kalmaz. Evet Suriyeliler gidecek ama nasıl gidecek. Rusya’nın da olduğu 18 Aralık 2015 BM kararıyla uluslararası taahhütlerle ve Suriye’de bir barış gerçekleşerek gidecekler. Sokağa indiğimizde bunun rahatsızlıklarını görüyoruz. Bu bir sorundur. İnsani çerçevede uluslararası hukuk bağlamında çözüme kavuşturacağız.

İstifa edenlerden bir kısmı son 1-2 yıl içinde birden fazla kez istifa etti. Aylık istifa kontenjanlarını kullandılar. Kamuoyu önünde polemiğe girmem, kurucu oldular katkıda bulundular, teşekkür ederim. Ama bu yaptıkları kendi vicdanları açısından da izah edeceklerini düşünmüyorum. Ama iktidarın partimize bu şekilde müdahale kanallarını da biliyor bunları da zihnimizde mahfuz tutuyoruz.

Ümit Özdağ ile protokolün CHP ile Zafer Partisi arasında olduğunun altını çizdiniz. Zafer Partisi ile yazılı protokol yapılmasına karşı mıydınız?

Hayır, ben aksine bu tür görüşmelerin kayda bağlanmasını devlet kültürüm açısından da siyaset ahlakım açısından da doğru bulurum. Çünkü söz uçar yazı kalır. Dolayısıyla protokolün kayda bağlanmasına hiçbir itirazım olmadı. CHP- Zafer Partisi ismini zikretmemin sebebi de öyle. CHP ile Zafer Partisi arasındaki metin altında iki genel başkanın imzası var. Birinci cümlede sehven yazılmış Millet İttifakı diye. 6 lider en başından şu kararı aldık: Herkes ikili ilişkisini partilerle kendisi kurar. Bazı partiler HDP ile görüşür bazıları görüşmez. Bu konuda herkes özgürdür. Ama Altılı Masa’yı ilgilendiren bir husus varsa, referansımız ortak metinlerimiz. Burada da baktığımda açık yüreklilikle ifade ettim, bizi rahatsız eden bir şey olsaydı, söylerdik Sayın Kılıçaroğlu’na.

'KASIM AYINDAN ÖNCE KONGRE YAPACAĞIZ'

Seçim süreci geride kaldıktan sonra parti yapılanmanızı gözden geçirmeyi düşünüyor musunuz?

Partimizde zaten değişim başladı. 10 arkadaşımız milletvekili olunca, -Meclis’te mesai yapma zorunluluğu var- yerlerine atamalar yaptık. Önümüzde bir kongre sürecimiz var, 6 ay içinde, kasım ayından önce yapmamız lazım.

Sandık güvenliği ile ilgili yeni bir çalışmanız oldu mu, ilk tura göre daha güvenli mi gidiyorsunuz?

Özel çalışma var. İlk turdan sonra 6 lider buluştuğumuzda da ele aldığımız konu sandık güvenliği, bu konuda aksamalar olup olmadığıydı. Tedbir aldık ama şunu söyleyeyim. Bugün parti görevlilerimden birinin gönderdiği haber var. Vali bizzat, bazı kamu görevlileri, önemli kanaat önderlerini çağırıp, iktidara oy vereceksiniz diye baskı yapıyor. Bu birçok ilde gerçekleşiyor. Bu şekilde baskılarla elde edilen bir iktidar kalıcı olmaz. Biz tedbirimizi alacağız, gereğini yapacağız. Halkımız da tereddüt edip sandığa gitmekten imtina etmesinler. Aksine sandığa gitsinler.

'4 PARTİ MECLİS’TE ORTAK GRUP KURMA KONUSUNDA MESAFE ALACAĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM'

4 parti CHP listelerinden seçime girdi. Meclis’te ortak grup kurulabilir mi, temaslar var mı?

Millet İttifakı her halükarda yoluna devam edecektir. Ben bunu seçim ittifakı olarak görmediğimi ifade ettim. Toplumsal barış projesidir. Dolayısıyla biri diğerinden istifade ediyor diye bakmamak lazım. Topluca bir mücadele veriyoruz. Millet İttifakı grubunun toplu olarak hareket etmesini ümit ediyorum, ayrım olmadan, ona ihtiyaç var. Millet İttifakı içinde 4 partinin de bence grup oluşturma yollarını araştırması lazım, bu konuda da bazı görüşmelerim oldu. Bunun zemini var. Bunun olması Meclis çalışmalarında aktiviteyi artırır. Hangi modelle, nasıl olur? Şimdi hepimiz 28 Mayıs’a odaklandık. 28 Mayıs sonrası liderler, ortak bir grup kurma konusunda mesafe alacağımızı düşünüyorum.