ddk'nın 'ali kıran baş kesen' yetkileri

devlet denetleme kurulu'na tanınan "ali kıran baş kesen" yetkileri ile ddk beyi sendikalarımıza dingonun ahırına girer gibi girip, "o defteri ver okicam, şu dolabı aç içine bakcam, bana bi az şekerli kave yapın" diyebilecek. itiraz eden başgan'a karşı da "git burdan" yetkisini kullanacak.

Abone ol

Müberra Allahverdi

doğrudan cb’ye bağlı ve onun talimatıyla çalışacak olan devlet denetleme kurulu (ddk), tüm kamu kurum ve kuruluşları ile bunlara bağlı ve ilgili kuruluşları, meslek örgütlerini, işçi ve işveren örgütlerini, dernekleri ve vakıfları denetleyebilecek. ddk; sendika, meslek örgütü, vakıf ve derneklerde inceleme, araştırma ve denetlemenin yanı sıra her türlü idari soruşturma yapabilecek, denetleyeceği kuruluşlardan her türlü bilgi ve belgeyi hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın isteyebilecek, denetleme sırasında her kademe ve rütbedeki görevli için ‘görevden uzaklaştırma’ tedbiri uygulayabilecek.

- iyi günler, ben .... de çalışıyorum, işe girdikten iki ay sonra otomatik sendika üyesi oluyormuşuz, doğru mu?

+ yok olmaz öyle şey, kendi özgür iradenizle üye olmanız lazım, örgütlenmeye aktarıyorum bilgi alın.

örnek diyalogdan da anlaşılacağı üzere, nicedir insan kaynakları tadında faaliyet yürüten sendikalarımız artık ddk beyi eliyle cb tarafından yönetilecek dersek abartmış olmayız.

yeni sistem neydi, biz birini başgan seçicez, o biri geri kalan her şeyi seçecek. durum sisteme uygun. sistemi kurcalama.

bağzı sendika uzmanlarınca “ehe ehe sendika başganını işten atcaklarmış” şeklinde yapılan derin değerlendirmelere ek olarak benim de fikirlerim var mevzuya dair.

devlet denetleme kurulu'na tanınan "ali kıran baş kesen" yetkileri ile ddk beyi sendikalarımıza dingonun ahırına girer gibi girip, "o defteri ver okicam, şu dolabı aç içine bakcam, bana bi az şekerli kave yapın" diyebilecek. itiraz eden başgan'a karşı da "git burdan" yetkisini kullanacak. son 15 yıldır otur otur kıçı tepsi gibi olan sendikacıları baz alırsak "biraz kalkıp hareket ederler, bacakları açılır" diye düşünebiliriz. lakin, gene de tehlikeli bi yetki olmuş.

buradaki idari soruşturma yetkisi çok eğlenceli sevgili işçi sınıfı. misal, 1 mayıs öncesi gelcek ddk beyi, “hanimiş tüzükte 1 mayıs, aaa yokmuş, hadi gidin piknik yapın tatil günü” dicek. malumunuz geçtiğimiz 1 mayıs’ta ankara valiliği "1 mayıs kim? sen kimsin?" konulu bi tespit yapmış ve türk-iş temsilcisi 1 mayıs komitesinden çekilmişti. çünkü bağzı sendikacılık ekolüne göre, sendika dediğin yürümez, oturduğu yerden olanı biteni kınar, kabul edilemez bulur. yürüyecek olsa onca binayı, makam arabasını niye alsın? salak mı yani? işçinin canı çıkıyo "aidatımı ödeyim de başganımın makam odası konforlu olsun, rahat otursun. altına bi audi çekim de otbüste metroda perişan olmasın" diye. yürümek sermayeye özgüdür. "yürü ya kulum" sermaye için kurulmuş bir cümle olup, sendikaların üstüne alınması kabul edilemez. yürümeden 1 mayıs olmaz diyorsak sermayenin yürümesini desteklemeliyizdir. kaldı ki kimin cebi bayram ediyosa, 1 mayıs'ta bayramlaşmak da onun hakkıdır. ben naçizane slogan bilem ürettim kendileri için. valiliğin "mevzuat"a aykırı bulacağını sanmıyorum. kabul edilirse imzasını çeken türk-iş temsilcisini de yeniden kazanabiliriz. ilaveten, valilerimizin de yükü hafifleyecek yeni sistemde.

- genel sömürü, genel kâr

- zam, zulüm, işkence işte öbür partiler

- savaş hemen şimdi

- susma haykır taşerona evet

- serbest gazeteciler tutuklansın

- sendikalar kapatılsın insan kaynakları açılsın

düşünsem daa uzun bi liste hazırlarım. lakin, benim işim düşünmek değil çalışmak, vergi, prim ve sendika aidatı ödemek.

eski sistemde sendikalarımız özden çok sözde özerkti. özerk güsel kelimeydi la. neyse… artık özel olcaklar. keza satılmış şeker fabrikalarının önünde “şeker fabrikaları satılamaz” konulu eğlenlerde pardon eylemlerde sendikalarımız yeni sisteme uyum çalışmalarına başlamıştı.

“işçi nefes alsa yeter ücreti” tespit komisyonu da iş yasasından çıkarılarak, doğrudan cb’ye bağlandı. bakınız bu da çok isabetli bi bağlanma.

komisyondan çekilerek protesto etmek suretiyle zaten iktidar ve işveren takdirine bırakılan asgari ücret tespitinin cb’ye bırakılması, hem sendikalarımızın hem de çalışma, sosyal hizmet ve aileden sorumlu yönetim kurulu üyesinin yükünü hafifletecektir. mevzuya bu açıdan bakarsak, sırtımızdan yumurta küfesi kalkar, içimiz ferahlar.

bu arada kişisel fikrimce, sendikalar kapatılsın meyhane yapılsın. yemin ediyorum işçi sınıfının hem zihni açılır hem yolu...

*Büyük harf kullanmamak yazarın tercihidir.