Değişim ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı, Milli Yol Partisi'ne katıldı

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, partisine katılan Değişim ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Mehmet Işık ve diğer parti üyelerine rozet taktı.

Abone ol

DUVAR - Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, bugün partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Değişim ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Mehmet Işık ve diğer parti üyelerinin Milli Yol Partisi’ne katıldığını açıkladı.

ANKA'nın haberine göre, Işık ve arkadaşlarına rozet takan Çayır, “Türkiye zor günlerden geçmektedir. Türkiye, gerçekten badireli ve hayatın gittikçe zorlaştığı bir süreci yaşamaktadır. Ne yazık ki çevremizde savaşlar bitmiyor. İrademiz dışında, kendi kaderimiz denilmeyecek şeklinde, farklı coğrafyalardaki kaoslar, savaşlar, işgaller hepimizin hayatını etkiliyor. Türkiye’yi ve dünyayı etkiliyor” dedi.

'GELİNEN NOKTADA BİR BARIŞ UMUDU DOĞMUŞTUR'

“Rusya’nın Ukrayna’yı, bir şekilde kendi hevesi, emelleri doğrultusunda işgal etmesi kabul edilemezdi” diyen Remzi Çayır, “Şu an gelinen noktada az da olsa bir barış umudu doğmuştur. Bu barış umuduna kim katkı sağlamışsa bir insanın bile ölmemesi, bir insanın yurdundan edinmemesi için saf edilen bütün çabalar değerlidir. Bu anlamda Türkiye’nin ortaya koyduğu tavır doğrudur ve yerindedir. İlla da taraf olmak zorunda değiliz. Ancak elbette ki mazlumların yanında yer alacağız” ifadelerini kullandı.

'20 SENE SONRA BİZE 5 YIL DAHA VERİN DÜZELTELİM DİYORLARSA VAH HALİMİZE'

Ramazan ayı öncesindeki alışveriş hareketliliğinin bu yıl olmadığını belirten Çayır, “Ramazan’a başlarken eskiden çarşı-pazarda insanlar alışveriş yapardı. Bir yoğunluk olurdu, şimdi gidin esnafa, hiçbir yoğunluk yok. Temel gıdaya ulaşımda, erişimde gerçekten toplumda insanlar zorluk çekiyor. Aldıkları para ile hayatlarını devam ettirebilmek için büyük güçlükler içerisinde insanlarımız” diye konuştu.

Hükümeti eleştiren Çayır, “Türkiye, şu an girdiği iktisadi sarmaldan çıkabilmelidir. Çıkmanın yolu da ne yazık ki bu siyasi anlayışlar değil. Bu siyasi anlayışların Türkiye’yi getirdiği yer belli. 20 sene sonra, iktidarın başında bulunan bir insan dönüp bize, ‘Bana 5 yıl daha verin, ben Türkiye’de hayat pahalılığın sona erdireceğim’ diyorsa vay bizim halimize” dedi.

'VATANDAŞ ÇOCUĞUNA İŞ BULMAK İÇİN PARTİLİ ARIYOR'

Liyakatin esas alınması gerektiğini dile getiren Remzi Çayır, şöyle devam etti:

“Vatandaşın çocuğu üniversiteyi bitiriyor, bu çocuk nerede iş bulacak? Partili arıyor. Kimse demiyor ki ‘Bu çocuğun ihtisası ne, hangi işi yapar. İyi yapar mı, yapmaz mı?’ Ölçü yok. Ölçü ne? Sadakat. ‘İnternetine bakın şunun, Twitter’ına bakın, Facebook’una bakın nasıl biri bu?’ Nasıl biri olacak? Senin gibi düşünmek zorunda mı? Senin gibi yaşamak zorunda mı? İşine bak işine. İşini yapıyor mu, yapmıyor mu? Ülkenin bu kafadan kurtulması lazım. Elimizi tutacak merhamet eli lazım, o işte liyakattir, adalettir ve devlettir. Devlet adalettir ama Türkiye’de devlet zenginlik kapısı, çıkar kapısı ve güç kapısı. Bunların hepsini bu hareket değiştirebilme kabiliyetine sahip. Eğer değiştiremezse çekip evimize gideceğiz.”

'AYNI ÇATI ALTINDA OLMAKTAN MUTLULUK VE ONUR DUYUYORUZ'

Katılımlarla partilerinin güçlendiğini söyleyen Çayır, “Aramızda Değişim ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Mehmet Işık Bey var. Aramıza katılıyorlar. Hareket güçleniyor. Burası toplanma yeri, burası merhamet yuvası, burası adalet yuvası” şeklinde konuştu.

Milli Yol Partisi'ne katıldıkları için mutlu olduklarını ifade eden Mehmet Işık ise şöyle konuştu:

“Demokratik Sol Parti’nin yetiştirmiş olduğu bireylerden birisiyim. Siyasi yaşantıma çeşitli kademelerde görev alarak devam ettim. Bir siyasi parti kurarak bu birikimi paylaşmak istedim. Genel Başkan Remzi Çayır, birleşme noktasında bana, ‘Biz ezber bozmak için geldik’ demişti. Bu laf beni çok etkiledi. Hiç düşünmeksizin, arkadaşlarımla istişare yaparak siyasi oluşuma Milli Yol Partisi’nde devam etmek için karar aldık. Aynı çatı altında olmaktan mutluluk ve onur duyuyoruz. AKP hükümeti ülke başına geldiğinde ve 20 yıldan beri vatandaşlarımızın ve çoğu insanımızın söylemekten hicap duyduğu ve korkar olduğu üç kelime ile sözlerime son vermek istiyorum: Yaşasın vatan. Yaşan Türk milleti. Ne mutlu Türküm diyene.” (HABER MERKEZİ)