Demokrat adaylar tartıştı
ABD'de Demokrat Parti'nin 2020 başkanlık seçimleri için aday adaylarından 10'u, dün ikinci tartışma için biraraya geldi. Tartışmada dış politika iç siyasetin gölgesinde kaldı.
DUVAR - Demokrat Parti 2020 Başkanlık Seçimlerinde Donald Trump'ın karşısına çıkacak ismi seçmeye hazırlanıyor. Partinin başkan aday adayları arasında yapılan tartışma programının ikinci turunun ilk ayağında 10 aday biraraya geldi. Programda sağlık sigortası, göçmenlik, silah güvenliği, iklim değişikliği, gümrük vergileri, parasız eğitim gibi seçimlerin kaderini değiştirecek iç siyaset konularıyla dış politika konularında temel sorunlar gündeme geldi. Tartışmada liberaller ve ılımlılar arasındaki görüş ayrılıkları bir kez daha ortaya çıktı.
CNN’in Michigan eyaletinin Detroit kentinden canlı yayınladığı programda 30 Temmuz akşamı karşı karşıya gelen aday adayları Montana Valisi Steve Bullock, yazar ve aktivist Marianne Williamson, eski Maryland Temsilcisi John Delaney, Ohio temsilcisi Tim Ryan, eski Colorado Valisi John Hickenlooper, Minnesota Senatörü Amy Klobuchar, eski Teksas temsilcisi Beto O'Rourke, Indiana South Bend Belediye Başkanı Pete Buttigieg, Massachusetts Senatörü Elizabeth Warren ve Vermont Senatörü Bernie Sanders’tı.
Aday adayları, moderatörlerin yönlendirdiği sorulara 60 saniye içinde yanıt verdi. Cevap hakkı için ise adaylara 30 saniye verildi.
Aday adaylarının politikalarının temel hatlarını özetledikleri giriş konuşmaları keskin ideolojik farklılıklarını ortaya koydu. Özellikle Bernie Sanders ve Elizabeth Warren’ın liberal yaklaşımları ılımlılar tarafından hedef alındı. Klobuchar, Delaney ve Bullock gibi ılımlı isimler ayakları yere basan politikalar izleyecekleri mesajını verirken Sanders ve Warren daha köklü yapısal değişikliklere duyulan ihitiyaca dikkat çekti. Anketlerde tartışmanın diğer katılımcılarından önde görünen Sanders ve Warren’ın görüşleri programın büyük kısmında birbirine paralel gitti.
SANDERS SAĞLIK SİGORTASINDA ÖNE ÇIKTI
Tartışmanın ilk başlığı iç siyasette çok tartışılan sağlık sigortası konusuydu. Sanders mimarı olduğu Herkes için Sağlık Sigortası tasarısını ateşli şekilde savundu. Bu tasarı sağlık sigortası sektöründen özel şirketlerin dışlanmasını ve devlet tarafından herkese sigorta sağlanmasını içeriyor.
Sanders’ın sendika üyelerinin sağlık planının şimdikinden daha iyi olacağının garantisini verdiğini söylemesi üzerine Tim Ryan ‘‘Bunu bilemezsin’’ dedi. Sanders ise ‘‘Bilirim çünkü lanet olası tasarıyı ben yazdım’’ yanıtını verdi.
Delaney ve Bullock gibi isimler bu kadar keskin bir uygulamanın siyasi bir başarısızlık olacağını savunurken Buttigieg, insanların elinden seçme şansının alınması düşüncesine karşı çıktı ve bir orta yol olarak herkesin devlet sigortasına erişimi olmasını ancak isteyenlerin özel sigortalarını da korumalarını savundu. Böylelikle devletin sağladığı imkanların daha iyi olması halinde zaten herkesin özel sigorta şirketlerinden ayrılacağını söyledi.
Tartışmanın zirveye tırmandığı anlardan biri Elizabeth Warren’ın ılımlı aday adaylarının herkese sağlık sigortası konusundaki sert direnişi karşısında ‘‘Bizler Demokratlarız. Kimsenin sağlık sigortasını elinden almaya çalışmıyoruz. Bunu yapan Cumhuriyetçiler. Bizler sağlık hizmetini en iyi şekilde nasıl verebileceğimizi birbirimizle tartışırken Cumhuriyetçilerin söylemlerini kullanmamalıyız’’ dediği an oldu.
YASADIŞI GÖÇ DEMOKRATLARI DA BÖLÜYOR
Tartışmada ılımlı adaylar yasadışı göç konusunda da liberallere saldırılarını sürdürdü. Sanders ve Warren’ın yasa dışı göçü suç kapsamından çıkartmak istemesi ve Sanders’ın önerisinde yasa dışı göçmenlerin de sağlık sigortası kapsamına alınmasının yer alması ılımlı aday adayları tarafından tepkiyle karşılandı.
Sanders ‘‘Bir anne ve çocuğu binlerce millik tehlikeli bir yolu yürüyerek dilini bile bilmedikleri yabancı bir ülkeye geliyorsa bana göre onlar suçlu değildir’’ dedi.
Steve Bullock, liberallerin savunduğu uygulamaların ABD’ye yasa dışı girişleri teşvik ederek güney sınırındaki göç sorununu daha da körükleyeceğini bunun da Donald Trump’ın elini güçlendirmekten başka işe yaramayacağını söyledi.
Warren ise Sanders’a destek çıkarak yasa dışı göçmenlerin suçlu muamelesi görmelerinin Trump yönetimi tarafından uygulanan ailelerin ayrılması ve göçmenlerin kafeslerde tutulması gibi uygulamalara yol açtığını hatırlatarak, esas üzerinde durulması gerekenin sınır güvenliği olduğunu, göçmenlere suçlu muamelesi yapmak olmadığını söyledi.
BİREYSEL SİLAHLANMADA LOBİ GRUPLARI HEDEFTE
Moderatörler ABD’de bir hafta içinde arka arkaya yaşanan üç silahlı saldırıyı da tartışmanın gündemine taşıdı. Silah güvenliği konusunda Ulusal Silah Birliği NRA ve lobi gruplarıyla şirketlerin seçimler üzerindeki etkisinin ne kadar büyük olduğu aday adaylarının söylemlerinde yer aldı. Aday adayları NRA ile mücadele edilmesi, silah satın alınmasında kişilerin geçmişinin kontrol edilmesi, saldırı silahlarına erişimin azaltılması gibi konuları savundu.
Bu tartışmanın öne çıkan isimlerinden biri 37 yaşındaki Buttigieg oldu. Columbine saldırısının yaşandığı 1999 yılında lise öğrencisi olduğunu hatırlatan ve ilk okul saldırısı jenerasyonundan olduğunu söyleyen Buttigieg paranın siyasetten uzak tutulması için köklü anayasal değişiklikler yapılarak lobicilik faaliyetlerinin siyasetteki yerinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
Bir diğer çıkışsa Marianne Williamson’dan geldi. Williamson Demokrat aday adaylarının da seçim kampanyalarında büyük şirketlerden bağış kabul ettiğini hatırlattı.
Partinin adı öne çıkmayan isimlerinden biri olan Williamson konuşma süresi olarak diğer adayların gerisinde kalsa da sözleri birçok kez salonda alkışlarla karşılandı. Williamson ilginç yanıtlarıyla Twitter’da ‘‘gündemdeki konular’’ bölümüne girdi ve Google’da en çok aratılan aday adayı oldu.
SANDERS: İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDE DAHA FAZLA CESARET GEREKİYOR
İklim değişikliği aday adaylarının üzerinde genel olarak uzlaşı sağladığı az sayıdaki konudan oldu. Ancak liberal Sanders öne çıkarak Demokratların yeterince cesur davranmadığını söyledi. ‘‘Demokratların yeni fikirlerden korkmasından sıkıldım’’ diyen Sanders, ‘‘Bu konuda seçeneğimiz yok, çocuklarımızı seviyor ve onlara sağlıklı ve yaşanabilir bir gezegen bırakmak istiyorsak çok agresif olmalıyız ve fosil yakıt sanayisinin üzerine gitmeliyiz’’ dedi. Sanders Kongre’nin en çok işçi yanlısı üyelerinden olduğuna vurgu yaparak bu geçişin adil bir geçiş olması için de çalışacağını belirtti.
Ilımlı isimlerden John Delaney ve John Hickenlooper Yeni Yeşil Anlaşma’nın gerçekçi olmadığını söyleyerek kaygılarını dile getirirken Warren anlaşmayı savundu ve yeşil enerji sektörünün 1,2 milyon yeni iş imkanı oluşturacağını ve dünya genelinde 23 trilyon dolarlık bir piyasa oluşacağını belirtti.
ALTYAPIYA 1 TRİLYON DOLAR VAADİ
Michigan eyaletini Flint kentinde yaşanan içme suyuna kurşun karışması krizi de tartışmada gündeme geldi. Bu olay üzerinden altyapı sorunlarına değinilen tartışmada Amy Klobuchar altyapı planını ilk açıklayan adaylardan olduğunu hatırlattı ve yollarla köprülerin onarılması gibi altyapı çalışmalarına 1 trilyon dolar ayıracağı sözünü verdi. Williamson ise altyapı sorununun ırk ve ekonomik ayrımı yansıttığına vurgu yaptı. Michigan’da iyi bir mahallede yaşadığını söyleyen Williamson Flint’te olan orada olmazdı’’ dedi. Williamson’un sözleri salonda alkışlarla karşılandı.
GÜMRÜK VERGİLERİNDE NE DEDİLER?
Warren’ın ticaret anlaşmalarını yalnızca liberal politika hedeflerini tutturan ülkelerle yapma planı yine ılımlı isimler tarafından topa tutuldu. Warren, ticaret anlaşmalarının sera gazı emisyonunu azaltan, işçilerin çalışma koşullarını iyileştiren ve yolsuzlukla mücadele eden ülkelerle yapılmasını istiyor.
Delaney, Warren’ın planının fazla kısıtlayıcı olduğunu söyleyerek bu plana göre İngiltere’yle bile ticaret anlaşması yapılamayacağını savundu.
'KÖLELİK' TAZMİNATI GÜNDEMDE
Konu ırkçılık tartışmalarına geldiğinde bazı aday adayları köle yapılan Afrika kökenli Amerikalıların ailelerine tazminat ödenmesiyle ilgili planlarından söz etti.
O’Rourke, Kongre’den tazminatlarla ilgili çıkacak bir tasarıya onay vereceği vaadinde bulunurken Williamson da kendi planından söz etti. Williamson’un planı köle olarak kullanılan Afrika kökenli Amerikalılar’ın ailelerine 200 ila 500 milyar dolar tazminat ödenmesini içeriyor. Williams’ın bu açıklaması da salonda yine alkışlarla karşılandı.
Tazminat konusunda Bernie Sanders ise Temsilciler Meclisi üyelerinden James E. Clyburn’un tasarısına destek verdiğini söyledi. Bu tasarı köleliğin bugün de devam eden etkilerine odaklanmayı hedefliyor.
MALVARLIĞI VERGİSİNDE FARKLI ÖNERİLER
Warren’ın ‘‘mal varlığı vergisi’’ ve Sanders’ın ‘‘borçsuz üniversite’’ planları ılımlı aday adayları tarafından yine eleştirilere maruz kaldı. Warren 50 milyon doların üstünde mal varlığına sahip ülkenin en zengin 75 bin ailesinden yılda yüzde ikilik vergi kesmeyi planlıyor.
Warren’ın planına tepki John Delaney’den geldi. Mal varlığı 65 milyon dolar olan Delaney, zenginlerin daha fazla vergi ödemesi gerektiği konusunda hemfikir olduğunu kaydetti ancak Warren’ın talep ettiği uygulamanın mahkeme engeline takılmaya mahkum olduğunu söyledi.
Warren bu sayede toplanacak 3 trilyon dolar vergi geliriyle kampanyasının çocuk bakımı gibi diğer vaatlerini mali açıdan karşılamayı hedefliyor.
SANDERS PARASIZ ÜNİVERSİTE VAAT EDİYOR
Sanders’ın borçsuz üniversite planı da tartışmada sorgulandı. Sanders sadece üniversiteyi parasız yapma vaadiyle kalmıyor, ayrıca 1,5 trilyonluk kredi borcunu da silme sözü veriyor.
Plana tepki Buttigieg’den geldi. Buttigieg, bunun geçmişte borçlarını ödemek zorunda kalanlar için haksızlık olacağını söyledi.
Forbes dergisine göre 2019’da üniversite kredisi borcuna sahip 44 milyon Amerikalı var ve bu kişiler toplam 1,5 trilyon dolar borçlu. Toplam üniversite kredisi borcu, kredi kartı ve oto kredisi borcundan daha yüksek. Üniversite kredisi borcu mortgage’ın ardından ikinci büyük tüketici kredisi kalemini oluşturuyor.
Williamson da Sanders’ın planına destek verdi ve gençlerin hayatlarına borçsuz başlayarak kendi işlerini kurmasının ekonomiyi canlandıracağını söyledi.
DIŞ POLİTİKA İÇ SİYASETİN GÖLGESİNDE KALDI
Dış politika konuları tartışmada seçmenin önceliği olan iç siyaset konularının gölgesinde kaldı.
Suudi Arabistan, Çin’in artan askeri etkisi ve İran konularına neredeyse hiç değinilmedi. Kuzey Kore ve Afganistan konuları gündeme geldi. Pete Buttigieg başkan olması halinde iktidarının ilk yılında ABD askerlerinin tamamını Afganistan’dan çekeceğini söyleyerek dış politika konusunda öne çıkan isim oldu. Buttigieg yedi ay kadar istihbarat görevlisi olarak görev yaptığı Afganistan’da 18 yıldır süren savaşın sona ermesi gerektiğini söyledi.
Başkan Trump gibi Bernie sanders da ABD’nin dünyanın polisi rolünü üstlenmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Trump’tan farklı olarak Sanders BM’yle birlikte hareket ederek askeri harekat yerine diplomasiye odaklanacağını bildirdi.
Beto O’Rourke Irak, Yemen, Somali, Libya, Suriye ve Afganistan’dan asker çekeceğini belirtti.
Kuzey Kore ve lideri Kim Jong Un’un oluşturduğu tehditle ilgili olarak Tim Ryan ABD Başkanı’nın diktatörlerle görüşmemesi gerektiğini düşündüğünü belirtti.
Amy Klobuchar ise herkesle her yerde görüşmeye açık olunması gerektiği görüşünü savundu.
KİM KAZANDI?
Programın sonunda ABD basınında performansı olumlu değerlendirilen ve ''gecenin kazananı'' olduğu belirtilen isimler olarak Elizabeth Warren, John Delaney, Pete Buttigieg ve Marianne Williamson öne çıktı.
Demokrat Parti'nin aralarında eski Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın da bulunduğu diğer 10 aday adayı ise 31 Temmuz akşamı siyasi takvimlerini tartışmak için yine Detroit'te sahnede olacak. (Kaynak: Amerika'nın Sesi)