Denemek: Başarısızlığın güzelliği
Kobi Yamada'nın yeni kitabı 'Denemek', Nar Çocuk Yayınları tarafından yayımlandı. Bir heykeltıraş ile bir çocuğun arasındaki diyalogların yer aldığı kitapta, üretme, deneme, deneyimleme, başarısızlık, yeteneklerin ortaya çıkarılması gibi kavramlar vurgulanıyor.
Melike Sargın
Başarısızlık, hayatımızın her alanında karşılaşabileceğimiz ve çoğu zamanda hayal kırıklığı ve pes etmeyle sonuçlanan bir durum. Genel olarak bizler yaptığımız herhangi bir işte ya da üretme sürecinde başarısızlığı göze alamıyoruz. Hatta öyle ki bu durum yeni şeyleri de denemekten bizleri alıkoyabiliyor. Başarısız olmayı çok fazla önemseyip, sadece başarıya odaklanarak süreci ve deneyimlediklerimizi görmezden geliyoruz. Aslında başarısızlık bize çok şey vadediyor.
Kobi Yamada’nın kaleme almış olduğu, Nar Yayınları’ndan çıkmış olan 'Denemek' adlı hikâyede kendi hayatlarımızda da yaşadığımız yeni şeyleri deneme konusundaki tedirginlik, başarısız olma korkusu çok iyi işlenmiş. Hikâye hem yetişkinlerin hem de çocukların okuyabileceği nitelikte bir eser. Dili oldukça sade ve anlatılmak istenenler de görsellerle pekiştirilmiş.
Bir heykeltıraş ile bir çocuğun arasındaki diyalogların yer aldığı kitapta, üretme, deneme, deneyimleme, başarısızlık, yeteneklerin ortaya çıkarılması gibi kavramlar vurgulanıyor. Çocuğun, heykeltıraşa “Bunu nasıl yaptın” sorusuyla başlayan hikâyede bir şeyler üretmenin ne kadar inanılmaz olacağını düşünen çocuğun, bunu merak etmesi ve üretim sürecine girmesi ile gelişen olayları görüyoruz. Ortaya bir ürün koyacak olmanın heyecanı ve merakı ile heykel yapmaya başlayan çocuğun süreç içerisinde kendini başarısız görmesi ve kendisini eleştirmesine tanık oluyoruz. Hayal kırıklığına uğruyor, bırakmayı düşünüyor ama her defasında heykeltıraş ile hissettikleri üzerine konuşuyor. Bazen de neden yapabileceğini düşündüğü, neden bunu yapmayı bu kadar önemsediği için kendisiyle kavga haline giriyor.
İster çocuk ister yetişkin olalım sürekli merak ve öğrenme halindeyizdir. Merak ettiğimiz ve yapmayı istediğimiz o kadar çok şey vardır ki kimi zaman yapabileceklerimize kendimiz engel oluruz. Çünkü konfor alanımızdan çıkmak istemeyiz. Risk almak istemeyiz. Ancak herhangi bir şeyleri yapma ve üretme arzusundaysak sonunda başarısızlığa uğrama ihtimalini de göze almalıyız. Yeni şeylerle tanışmak, yeni bir şeyler denemek bizi korkutabilir, kendimizi güvensiz bir alanda hissettirebilir. İşte böyle durumlarda denemekten vazgeçersek elbette kendimizi güvende hissederiz ama hayatımızda her şey aynı kalır. Öğreneceğimiz, seveceğimiz, tecrübe edeceğimiz şeyler azalır.
Yeteneklerimizi keşfetmenin en iyi yolu ise denemektir. Örneğin; resim yapmayı, tiyatro yapmayı ya da yazar olmayı isteyen ama “Ben bunları yapamam" diyerek herhangi bir adım atmadığımız durumları yaşamızdır. Çünkü yapamayacağımıza inanmış, başarısız olacağımızı düşünmüşüzdür. Genel olarak süreç odaklı değil de hep sonuç odaklı bakmışızdır. Başaramazsak ne olabilir ki? Başaramamak niye bizi bu kadar tedirgin ediyor? Bu noktada toplumsal baskı ve yetişkinlerin çocuklar üzerinde kurduğu baskı da göz ardı edilemeyecek boyutta. Bu da apayrı bir eleştiri konusu. Yetişkinlerin çocuklar üzerinde kurmuş olduğu başarılı olma zorunluluğu baskısı ve toplumun yetişkinler üzerinde kurmuş olduğu başarılı olma baskısı bir döngü halinde. Başarısızlıktan korkmamalıyız. Başaramamak aslında bize bir şeyin nasıl yapılmayacağını öğretir. Başarısız olduğumuzu bilmemize rağmen hala o işi yapmakta ısrarcıysak gerçekten yapmak istediklerimize değer veriyoruzdur.
Kitaptaki birçok kavram yetişkinlerin, çocuklarla konuşabileceği, üzerine fikir yürütüp tartışabileceği niteliklere sahip. Altı yaş ve üzeri çocuklarla birlikte felsefe oturumlarında da bu kavramlar tartışılabilir. Özellikle çocuk edebiyatı ve felsefe ile ilgilenen eğitimcilerin, derslerinde ve atölyelerinde kullanabileceği harika kitaplardan biri olma özelliğine sahip.