Deniz Kuvvetleri’ne bitmeyen karantina: Oğlum, telefonu babası sanıyor

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı çalışan personel, yaklaşık 8 aydır gemilerde karantina altında. Salgın önlemleri kapsamında karayla tüm ilişkisi kesilen denizcilerin yakınları, uygulamaya tepkili: “Psikolojileri bozuldu. İstifa eden, firar etmeyi düşünen ve intihara kalkışanlar var.”

Abone ol

DUVAR - “Uzun uzun anlatacak olursam bir sayfaya sığdıramazsınız. Oğlum 8 buçuk aylıktı babasından ayrıldığında. Telefonumu babası zannediyor şu an.” (H. E.*)

Yeni tip korona virüsü önlemleri çerçevesinde marttan bu yana karantinada tutulan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personellerinin karayla ilişkisi kesildi. Yaklaşık 8 aydır hiçbir limana yanaşmadan, gemiden inmeden yaşayan denizcilerin aileleri ve arkadaşları bu duruma isyan ediyor. Seslerini duyurmak için sosyal medyada bir araya gelen denizcilerin yakınları, normal mesaiye dönmeleri için Milli Savunma Bakanlığı’ndan düzenleme bekliyor. 

25 Mart’tan bu yana karaya çıkarılmayan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin dış dünyayla tek bağlantısı cep telefonu. Ancak telefonla kurulan iletişim de oldukça sınırlı. Eşi, 8 aydır gemide olan B. T., “Limanlardan uzak yerlerde bekledikleri için çoğu zaman telefon çekmiyor. Gemideki telefondan aradığında ise sınırlı dakikalarla konuşabiliyoruz” diyor.

‘İNTİHARA KALKIŞANLAR VAR’

Bitmeyen karantina sebebiyle denizcilerin ve ailelerinin psikolojik sorunlar yaşadığı belirtiliyor. Gemilerde tutulan personel yakınlarının anlattığına göre karantina koşulları sebebiyle istifa eden, firar etmeyi düşünen ya da intihara kalkışanlar var. Erkek arkadaşı mart ayından beri gemide olan T. Z., şöyle konuşuyor:

“Dışarıda yaşamayı unutmuş durumdalar. Gizli gizli ağladıklarını, laf aralarında ağızlarından kaçırınca duyuyoruz. Sinirliler ve en önemlisi dışlanmış ve unutulmuş hissediyorlar. Virüs yıllarca sürecekse bu insanlar yıllarca gemilerde mi kalacak? Biz bunun cevabını istiyoruz.”

Eşi 8 yıldır denizcilik yapan A.K. ise “Evet Covid olmadı ama ruh sağlığı çok kötü durumda. Bazen arıyor ve 4-5 dakika sadece sessiz kalıyor, konuşmayı bile unutuyorlar” ifadelerini kullanıyor. 

‘AİLEM BOŞAN, ARTIK GELMEYECEK DİYOR’

Beş aylık bebeğine tek başına bakmak zorunda kalan A.N., eşinin durumundaki belirsizlik sebebiyle ailesinden baskı görüyor: 

“Bebeğim babasını göremiyor. Ailem ‘Boşan kızım bu çocuk gelmeyecek artık’ diyor. Eşim sanki hapiste ve gelmeyecek, ümidi o kadar kestik.”

‘NET BİR YANIT YOK’

Aileler, karantinanın ne kadar süreceğini sormak için resmi kurumlara ulaşmaya çalıştığında ise net bir yanıt alamıyor. Öte yandan bu durum gemide karantinada olan personel için “tehlike” yaratabiliyor. D.A. bunu şöyle anlatıyor:

“CİMER’e bu durumun ne zaman biteceğini soran bir başvuru yaptım ve gemide eşimin yaşamadığı problem kalmadı. ‘Eşlerinizin eteklerinin altına sığınmayın’ gibi cümleler kuruldu.”

‘BÖYLE GİDERSE FİRAR EDECEK’

Durumun artık hem gemide tutulan denizciler hem de yakınları için dayanılmaz olduğunu belirten M.I. ise şöyle konuşuyor: “Belirsizlikle baş etmek çok zor. Başta daha sakindim şimdi anksiyete tedavisi görüyorum. Eşimin annesi ağır bir ameliyat geçirdi; ona bile gelme şansı olmadı. Zorunlu hizmeti bitmediği için istifa etme şansı da yok; birkaç ay daha böyle giderse firar edecek. Tazminata, cezaya, işsizliğe de razı. Ben de razıyım.”

Denizci yakınları, karantinaya son verilmesini ve normal mesaiye geçilmesini talep ediyorlar. Denizcilerin mesailerinin düzenlenmesi için Milli Savunma Bakanlığı’na çağrı yapan aileler şöyle diyor: “Onlar da diğer kamu çalışanları gibi maske, mesafe, hijyen kuralına uyarak evlerine gidip gelebilir.”

*İsimler ve baş harfleri değiştirilmiştir.