Spor Toto Süper Lig'de maçlar başlayalı henüz üç hafta geçti. Şimdiden beş tanesi iç saha seyircisi olmadan oynandı. Her sene farklı uygulanan seyircisiz maç uygulamasında bu da yeni sayılabilecek bir çalışma. Uzun bir süredir de önce derbiler için uygulanan "deplasman yasağı" kararı var. Derbilerdeki şiddeti bitirmek üzere uygulanmaya çalışılan fakat hem seyir hakkının gaspı olan hem de ülkedeki stadyum güvenliğinden sorumlu kişilerin işlerini yapamadıklarının itirafı olan bir uygulama bu.
Bu kural zamanla artık il güvenlik kurullarının o şehirdeki maç öncesinde vereceği karara göre biraz da keyfekederliğe bağlanmış durumda. Neye göre güvenliği sağlayamayacaklarını net ifade edemeden tehlike potansiyelini hissettiği her maçta bu kuralı uygulayabiliyor. Geçen hafta başlayan Türkiye 2. Lig Kırmızı Grup'ta mücadele eden Amed Sportif A.Ş. takımı da Mersin İdman Yurdu'nun konuğu olarak bu keyfi kararın mağduruydu. Mağduriyetinin nedeni güvenlik gerekçesi gösterilerek sevdiğinden, taraftarından mahrum bırakılmış olmasıydı. Ancak ayrı kalmalarına neden olan 'sözde' şiddeti önleme girişimi yerini bulmadı. Tribün şiddeti yaşanabilir endişesiyle tribüne alınmayan Amed taraftarıyken, maçın ilk yarısı oynanırken serbest vuruş kullanmak için topun başına geçen Deniz Naki, Mersin İdman Yurdu taraftarı tarafından saldırıya uğradı."Güvenliği sağlayamayız" diyenler haklıymış. İki takım taraftarı olduğunda bu durum yaşansaydı kim bilir daha neler olabilirdi!
Deniz Naki'ye yapılan saldırı spor medyasında yeteri kadar yer bulmadı. Çünkü bu olay Süper Lig'de yaşanmadı. Çünkü bu olay Fenerbahçe-Galatasaray arasında yaşanmadı. Çünkü bu olay bir final maçı da değildi. Sadece bu yüzden mi yer bulmadı acaba? Pek inandırıcı gelmiyor sırf bu gerekçeler. Çünkü Deniz Naki Kürt olduğu için bu olay medyada fazla yer almadı. Çünkü Deniz Naki Kürt olduğu için saldırıya uğradı. Çünkü Kürt olmak saldırıya uğramak için ve buna normal bir şeymiş gibi yaklaşmak oldukça sıradan bir şey artık. Gomis'e sözle yapılan ırkçı saldırıdan farklı bir şey değil Deniz Naki'ye yapılan. Ya da Beşiktaş maçında sahaya girenlerden daha az ehemmiyet gösterilmesi gerek bir olay değil bu. Süper Kupa maçında yaşananların ardından devlet düzeyinde yapılan ve ciddi adımların atılacağının sonucu çıkan toplantının ne kadar gerçekçi olduğu bu olaya karşı alınacak tavra göre belli olacak.
Maç sonrasında DHA'ya konuşan Naki, "Maçtan sonra polis soyunma odasına geldi ve bana şikayetçi olup olmayacağımı sordu. Ben şikayetçi olmayacağımı söyledim. Kimi kime şikayet edeceğim? Bir şey çıkmayacaktı." demiş. Adalete inancı kalmamış olan bu açıklamaya karşın lütfen şikayetçi ol Deniz Naki. Hak ettiği cezayı alacağına dair bir inancın olmadığı gibi benim de böyle bir inancım olduğunu söyleyemem. Fakat senin şikayetçi olman, başka bir kurumun sen şikayetçi olmadan konu hakkında karar vermesinden çok daha başka bir etki ve emsal yaratacaktır. Lütfen şikayetçi ol da sahaya girildiğinde kişinin başına ne geldiğini herkes görsün. Sporda şiddet belki de böyle yavaş yavaş azalacak.
Kutlayan herkesin Kurban Bayramı Kutlu olsun.