Deniz seviyesi ve iklimsel etkileşimler: Bölgesel değişkenler – küresel aktörler
Küresel iklim değişikliğinin en önemli konularından biri de iklimin bütün kürede aynı oranda ve tekdüze değişmiyor olmasıdır. Yani her bölgede küresel iklim değişimin yansımaları farklı gelişiyor. Bu bölgesel olarak farklı gelişen iklim değişimlerinin bölgesel olarak farklı sonuçları da ortaya çıkıyor
Star Karabil*
Amerikan Başkanı sevgili Barack Obama geçtiğimiz günlerde Beyaz Ev'de (Saray değil, Ev) iklim değişikliği üzerine başkanlık döneminde gerçekleştirdiği işler ile ilgili bir konuşma yaptı. Ve konuşmasında ilginçtir Paris İklim Zirvesi için şu tabiri kullandı: “- the idea that no nation, not even one as powerful as ours, can solve this challenge alone. All of us have to solve it together.”. İngilizcesini anlamıyorum diyenler için meailini çevireyim: “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz!” Evet, Obama memlekette sokaklara dökülen insanları Amerika’dan duymuş olacak ki bu slogandan bir anlam türetmiş ve bu anlamı Paris İklim Zirvesi’nin ana fikrini özetlemek için kullanmış. Ne kadar sahici değil mi? Keşke bu sesleri kendi memleketimizdeki yöneticiler de politikalarını gerçekleştirirken örneğin HES’ler için duyabilseler. Neyse... Konumuz o değil. Bu haftaki konumuz küresel iklim değişikliği etkisiyle gelişen bölgesel deniz seviyesi değişimleri.
NEDEN BÖLGESEL İKLİM DEĞİŞİMİ ÖNEMLİ?
Küresel iklim değişikliğinin en önemli konularından biri de iklimin bütün kürede aynı oranda ve tekdüze değişmiyor olmasıdır. Yani her bölgede küresel iklim değişimin yansımaları farklı gelişiyor. Bu bölgesel olarak farklı gelişen iklim değişimlerinin bölgesel olarak farklı sonuçları da ortaya çıkıyor. O nedenle bölgesel planlama, politik kararlar alınırken dikkat edilecek hususlar ve ilgili bölgede yaşayan insanların doğru bir şekilde bilgilendirilip yönlendirilmesi hayati derecede önem arz ediyor. Bu konudaki en büyük sıkıntılardan birisi küresel olarak düzgün dağılmış, hassas ve sistemli uzun dönemli ölçülere sahip olmamamız. Bu numerik modelleme çalışmalarınında da yüksek oranda belirsizliğin oluşmasına neden oluyor. Bu nedenle iklim değişikliğinin bölgesel farklılıklarını ve etkilerini anlamak için istatistiksel analizler gibi farklı metodlar ve iklim değişiminin neden olduğu doğa olaylarının iklim faktörleriyle kıyaslanması gibi yöntemler kullanılıyor. Analizlerden varılan sonuçların en önemlisi bölgesel farklılıkların gelecek yüzyıl ve sonrası için oldukça anlamlı bir şekilde küresel değişimden ayrılacağının anlaşılmış olması.
DENİZ SEVİYESİ DEĞİŞİMİ NEDEN ÖNEMLİ?
Deniz seviyesi bölgesel iklim fenomenlerinden birebir etkilendiği için bölgesel ve küresel iklim değişikliği çalışmalarında en çok kullanılan göstergelerden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin, içinde bulunduğumuz yerkürenin ortalama sıcaklığı arttıkça küresel ortalama deniz yüzeyi de artıyor.
Esasen deniz seviyesini değiştiren etkenleri üç kategoriye ayırmak mümkün. Küresel etkenler, bölgesel etkenler ve lokal etkenler. Küresel deniz seviyesi değişimlerini açıklayan üç temel faktör bulunmakta. Bunlardan en önemlisi okyanusların ısınarak genleşmesi ve dolayısıyla suyun yükselmesi, ikinci önemli etken buzulların erimesi, Grönland’da var olan buzulun tamamının erimesinin dünya ölçeğinde ortalama 7 metrelik bir deniz seviyesi artışına neden olmasına mümkün gözüyle bakılıyor. En sonuncu etki de kara ve denizlerdeki suların yer değiştirmesi. Bu üç etken son elli yılda yerküremizde gözlemlenen deniz seviyesi değişimlerinin yüzde doksanını açıklıyor.
Bölgesel etkenler ise dinamik ve statik etkilerden kaynaklanan değişimler olarak ifade edilebilir. Dinamik bölgesel etkenler daha çok atmosfer-okyanus etkileşimiyle bölgesel olarak okyanus veya denizlerde meydana gelen okyanusdaki kütle ve sıcaklık değişimleri ile okyanuslara tatlı su karışmasından kaynaklanıyor. Öte yandan statik bölgesel etkenlere örneklerden birisi ise hava basıncıyla suyun seviyesinin değişmesi. Basitçe söylemek gerekirse hava basıncı arttıkça suyun seviyesi düşüyor. Bölgeye göre değişse de yıllık ya da daha uzun zamana dayanan ortalama bölgesel deniz seviyesi değişimleri 1 hektopaskallık ters barometre etkisiyle yaklaşık olarak tropiklerde 1 cm, yüksek enlemlerde ise 2-3 cm civarında duruma göre alçalıyor ya da yükseliyor. Ama kanımca bölgesel statik deniz seviyesi değişimlerine en çarpıcı örnek Grönland’da buzlar eridikçe çevresinde yaklaşık iki bin kilometrelik bir mesafedeki kıyılarda suyun alçalacağının bilinmesi. Çünkü buzul yükünden kurtulan o bölgedeki dünya yüzeyi yavaş yavaş yükseliyor ve bu da kıyıların yükselmesine okyanus diplerinin çökmesine neden oluyor. Yani Grönland buzulları eriyince Avustralya kıtasında deniz seviyesi bu etkiden dolayı 7 metre yükselecekken, örneğin Liverpool kıyılarında deniz seviyesinin düştüğü gözlemlenebilecek, çünkü Liverpool kıyıları yukarı kalkacak. Ayrıca bu durum yerküredeki kütle dağılımını değiştirdiği için, Güneş etrafında döndüğümüz yörüngede de değişiklikler olacak. Bu yörünge değişimi de ek bir deniz seviyesi değişimi etkeni olarak karşımıza çıkacak. Onun ayrıntısına girmeyelim ama şunu bilmek gerekiyor ki her yaptığımız doğanın hafızasında yer ediyor ve bir şekilde bize geri dönüyor. Lokal deniz seviyesi değişimleri ise en çok lokal depremlerle kıyılarda oluşan değişiklikler ile insan etkisiyle yine kıyılarda meydana gelen deformasyonlar olarak sıralanabilir. Örneğin "İnşaat Ya Resulullah" (konuyla ilgili; Birikim Ekim 2011 sayısı, okuyunuz) diyerek her yeri hafriyat alanına çeviren hükümet iyice yassılaştırdığı Yassı Ada’nın denizle olan münasebetini değiştirerek o lokal alanda deniz seviyesi değişimine neden oluyor. Balıkların dili olsa da konuşsa…
Bölgesel deniz seviyesi değişimine etki eden faktörleri kısaca özetledik, dilerseniz bunu bir de görsel olarak algılayalım.
PEKİ HANGİ BÖLGELERDE NE GİBİ DEĞİŞİMLER GÖZLENDİ?
Sevgili okurlar, sizler için buraya koyduğum alttaki figürle size durumun bir fotoğrafını göstermenin yerinde olacağını düşündüm. Bu figür altimetre uydu deniz gözlemleriyle 1993-2014 yılları arasında elde edilmiş verilerin trend analiz sonuçlarını gösteriyor. Bölgesel deniz seviyesi trendlerinin ne kadar büyük farklılıklar gösterdiğini bu figürle görmenizi istedim. Bu bölgesel değişiklikler yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi bir çok faktöre dayanıyor.
Her bölgenin zaman skalasına ve bazen bölgedeki lokal alanlara göre değişiklik gösteren kendine özgü iklimsel etkenleri var. Ama araştırmalar gösteriyor ki en önemli etken atmosferdeki sıcaklık artışına bağlı olarak okyanuslarda meydana gelen termal genleşme ve bunun atmosfer-okyanus etkileşimiyle bölgesel olarak dağıtılması. Örneğin, Güney Amerika kıtasının batısında gelişen yüksek hava basıncı, Avustralya'daki alçak hava basıncına doğru havayı itiyor, yani kuvvetli doğu yönlü zonal rüzgarlar oluşturuyor. Bu hava akımı da yüzeydeki sıcak suyu Avustralya'ya ite ite o bölgede deniz seviyesinin yükselmesine neden oluyor. O yüzden Avustralya'nın doğu kıyılarında, küresel deniz seviyesi artışının beş katından fazla bir deniz seviyesi artışı oluşuyor. Evde elinize süpürge alıp tozu bir köşeye süpürmenizle aynı şey. O tozu süpürdüğünüz köşe Avustralya'nın doğusu. Ama orada hikaye bununla bitmiyor. Arada bir ortaya çıkıp bu hikayeyi terse ve tüm noeli cehenneme çeviren Veled'i (El Nino) bir de Güney Amerikalılara sorun!
Doğanın haylazlığına saygıyla !
*Star Karabil: Hamburg üniversitesinde iklim değişikliği üzerine doktora yapıyor. www.hzg.de enstitüsünde bilim insanı.