'Denizleri kanalizasyon olarak kullanmayı bırakın'

İngiliz parlamentosunda Çevre Denetleme Komitesi, deniz kirliliği konusunda bir raporla hazırladı. Plastik kirliliğinin önümüzdeki 10 yılda üç misli artacağı uyarısında bulundu. Milletvekilleri sorunu çözmenin bir yolu olarak 'denizler için Paris anlaşması' yapmayı önerdi.

Abone ol

DUVAR - İngiltere’de farklı parti üyelerinin bir araya gelerek oluşturduğu bir milletvekili grubu, denizlerin 'lağıma' dönüşmesini durdurmak için yeni bir küresel anlaşmaya varmanın hükümetin önceliği haline gelmesi gerektiğini belirtti.

İngiltere Parlamentosu Çevre Denetleme Komitesi, plastik kirliliğinin önümüzdeki 10 yılda üç misli artacağı uyarısında bulundu. Aynı uyarıda, aşırı avlanmanın balıkların hayati önem taşıyan deniz yaşam alanlarını yok ettiği ve iklim değişikliğinin okyanusların zarar verecek şekilde ısınmasına, deoksijenasyon ve asitleşmeye sebep olduğu belirtildi.

Komite, perşembe günü yayınlanan raporunda, “Özellikle plastik kirliliğinin etkileri iyi anlaşılmamaktadır” derken “besin zincirine giren plastik parçaların uzun vadede sebep olduğu zararlar ve bunun sağlık açısından yaratacağı sonuçlar ile ilgili veri eksikliği olduğuna” dikkat çekti ve hükümeti okyanuslara “gözden uzak gönülden ırak” muamelesi yapmakla suçladı.

.

Milletvekilleri sorunu çözmenin bir yolu olarak 'denizler için Paris Anlaşması' yapmayı önerdi. Hâlihazırda hükümetler BM çatısı altında olası yeni bir okyanus koruma anlaşması üzerinde çalışıyorlar. Ayrıca milletvekilleri kaçınılabilir plastik atıkların aşamalı azatlımı için belirlenmiş tarih olan 2042 yılının öne çekilmesi ve sera gazı emisyonlarını azaltmak için daha büyük adımlar atılması için hükümete çağrıda bulundu.

'DENİZLERİMİZE KANALİZASYON MUAMELESİ YAPMAYI BIRAKMALIYIZ'

Komite Başkanı ve İşçi Partisi Milletvekili olan Mary Creagh, "Denizlerimize kanalizasyon muamelesi yapmayı bırakmalıyız. Plastikler, kimyasallar ve lağım suları okyanuslarımızı boğuyor, suyumuzu kirletiyor ve planktondan kutup ayılarına tüm okyanus türlerine zarar veriyor. Bir yandan plastik azatlımı için Malezya ve Endonezya’yı destekleyip diğer yandan bu ülkelere kirli plastiklerimizi ihraç ediyor olmamız hükümetin stratejisinin merkezinde ortak bir yaklaşımın olmadığını göstermektedir" diyor.

Rapora göre, derin deniz madenciliği de okyanuslar için yeni bir tehdit oluşturuyor ve bu nedenle dikkatlice düzenlenmesi gerekiyor. Gübrelerden ve kötü idare edilmiş atıklar ve kirletici maddeler yüzünden açığa çıkan besin fazlalılığı dâhil kimyasal kirlilik de dikkat edilmesi gereken bir diğer sorun olarak tanımlanıyor. Raporda, hükümetin deniz koruma alanlarına yönelik çabaları da dikkate alınmış fakat bu çabaların hükümetin endüstriyel balıkçılığa ve dip trolü gibi zarar verici uygulamalara izin vermesi nedeniyle yeterince etkin olamadığı uyarısı yapılıyor.

Bir İngiliz hükümeti sözcüsü, “Hâlihazırda İngiltere, denizlerimizi ve okyanuslarımızı korumada küresel bir lider. Geçtiğimiz günlerde 41 adet yeni deniz koruma bölgesi önerdik, 2030 yılına kadar dünya okyanuslarının yüzde 30'unu koruma çağrılarına öncülük ettik ve iddialı kaynaklarımız ve atık stratejimizle deniz yaşamına zarar veren plastiğin üstesinden gelmek için daha hızlı ve daha fazla ilerliyoruz. Daha yapacak çok şey olduğunu biliyoruz ve çok yakında, dünya okyanuslarını korumak için küresel eylemi harekete geçirecek uluslararası bir okyanus stratejisi yayınlayacağız”

Ayrıca, Greenpeace İngiltere’nin Okyanuslardan Sorumlu Başkişisi Will McCallum, bu raporun okyanusların korunması için tam olarak ne yapılması gerektiğini ortaya koyduğunu söylerken Antartika okyanus sığınma alanları ve etkileri anlaşılıncaya kadar derin deniz madenciliğinin durdurulması için çağrıda bulundu. Çünkü McCallum’a göre “Okyanuslar bizim yaşam destek sistemimizdir.” (Kaynak: GuardianÇeviri: Dilaver Demirağ)