Aydoğdu: Deprem yönetmelikleri delik deşik oldu

İnşaat Mühendisleri Düzce Şube Başkanı Hüseyin Aydoğdu deprem imar plan ve yönetmeliklerinin çok sık değiştirilmesinin yapılaşmada risk haline geldiğini söyledi. İmar Barışı için "felaket" diyen Aydoğdu, "Bu, olası depremlerde daha önceki illerde olan tabloları tekrar izlemek demektir" eleştirisinde bulundu.

Abone ol

Atilla Gösterişli

DÜZCE - 980 kişinin hayatını kaybettiği 12 Kasım 1999 Düzce Depremi’nin 21’inci yıl dönümünde açıklama yapan İnşaat Mühendisleri Düzce Şube Başkanı Hüseyin Aydoğdu, Türkiye’de sık değişen deprem yönetmelikleri nedeniyle binalarda yapı kalitesi ve güvenliğinin ortadan kalktığını söyledi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından imar planlarının 2017 yılından beri 5 kez, Kamu İhale Yasası'nın 16 yılda 186 kez değiştiğine değinen Aydoğdu "Her bir yasa değişikliği, beraberinde yönetmelik ve genelgeleri de getirdiğinden belediyeler başta olmak üzere, mimarlar, mühendisler uygulama alanında görüş birliğine varamıyorlar. Dolayısıyla genele yayılabilecek standart bir uygulama bulunamıyor" dedi.

'İNŞAAT FİRMALARININ BASKISI VAR'

Hüseyin Aydoğdu

Kamu İhale Kanunu'nda (KİK) değiştirilmedik hiçbir madde kalmadığını belirten Aydoğdu “En son olarak ve güncel hali ile yürürlükte olan 1 Ocak 2019 Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği'nden yararlanılmaktadır. Bunun yanında Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği içerisindeki birçok madde her yıl değişikliğe uğramakta. Bundan yaklaşık 2 yıl önce herkesi heyecanlandıran ve şehir planlamasına katkı sunması beklenen Otopark Yönetmeliği'nin son iki yılda her 6 ayda bir yürürlüğe girmesi ertelenmekte, son olarak 1 Ocak 2021 tarihinde yürürlüğe girmesi beklenmektedir. İlgili idarelerin şehir planlarındaki plan değişikliklerini zaten takip etmek neredeyse imkansız. Yönetmelik değişikliği, tamamen lokomotif sektör denilerek plansız programsız devam eden inşaat sektörü içerisindeki taahhüt firmaların ve şahısların baskı ve zorlamalarından kaynaklanmaktadır.” dedi. 

'YETKİLİLERİN BİLGİSİ YOK'

Gölcük ve Düzce depremlerinde yapıların ciddi hasar aldığına değinen Aydoğdu mevcut yapı stokunun risk taşıdığını, imar barışından yararlanan yapıların da bu riski artırdığını açıkladı. Aydoğdu, "Olası bir sonraki depremde nasıl davranış göstereceği konusunda ilimizdeki hiçbir yetkilide bilgi bulunmadığı gibi konu hakkında herhangi bir çalışma yapılmamaktadır. İMO olarak bu konunun üzerinde durmaya devam etmekteyiz. Geçen yıl belediye ile TMMOB arasında yapılan toplantıda İmar barışından yararlanan ve yapı ruhsatı bulunmayan tüm yapıların envanterini birlikte çıkarıp, bir takım analiz yöntemleri ile yapılar hakkında bilgi sahibi olalım, olası depreme karşı yapılar hakkında belge ve bilgiye sahip olalım teklifimizi ilettik. Bu konuda meslek odamıza hiçbir yetkili kişi ve kurum aramadı” ifadelerini kullandı.

'İKTİDARIN TAVRI YEREL YÖNETİCİLERİ DE ETKİLİYOR'

İktidarın TMMOB’ne bakışının yerel yöneticilere de sirayet ettiğini belirten Aydoğdu, “Bunun son örneğini 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’deki deprem sonrası yaşadık. İzmir’de bulunan TMMOB yetkilileri, hasar tespitinde görev yapmak isteyen meslektaşlarımız bakanlık yetkililerince alanlara alınmadı, kamusal görevini yerine getirmek isteyen meslektaşlarımız engellendi. Tüm illerde bu ve buna benzer olaylar yaşandığı gibi ilimizde de TMMOB’nin temsilciliklerine yani bu konuda bilgi, tecrübe sahibi, teknik ve bilimsel bu konulara hakim insanlara yerel yönetimlerce görüş ve fikirleri sorulmamakta. Sadece yerel seçimler öncesi siyasi parti adaylarının ziyaretlerini aksatmadığı, üyelerinin sayı çokluğundan ötürü sadece oy almayı hedefledikleri kurumlar muamelesi yapılmakta” dedi.

'ÜNİVERSİTELER YETERSİZ'

Türkiye’de inşaat mühendisliği eğitiminin yetersizliğine de değinen Aydoğdu, “İnşaat mühendisleri aldıkları eğitim noktasında zemine uygun yapılar yapmakla sorumludurlar. Alınan eğitim bunu öngörür. Dolayısı ile özellikle ilgili idarelerin aldıkları kat sınırlamaları veya kat artışları biz inşaat mühendislerini çok da bağlayıcılığı yoktur. Burada önemli olan öncelikle olarak zeminin yapısını bilmek, istenilen yapının taşıyıcı özeliklerini tüm kriterler doğrultusunda analiz ederek tasarlamaktır. Bu bağlamda şu konuya da vurgu yapmak gerekir; 3 akademisyen ile inşaat mühendisliği bölümleri açılmaktadır. Dört bir yanı deprem gerçeği olan ülkemizde fakültelerimizde Depreme Dayanıklı Yapı Tasarımı Dersi seçmeli olarak alınmakta. Çok fazla inşaat mühendisliği bölümü mezun kardeşlerimiz bulunmakta ve işsizler" şeklinde konuştu.

7 MİLYON KİŞİ İMAR BARIŞINDAN YARARLANDI

İmar Barışı’nın Türkiye için bir felaket olduğunu vurgulayan Hüseyin Aydoğdu “Ülkemizde İstanbul, İzmir, Ankara, Muğla ilk dört sırayı almak üzere yaklaşık 7 milyon yapı imar barışından yararlanmıştır. Bu, olası depremlerde daha önceki illerde olan tabloları tekrar tekrar izlemek demektir. Kaldı ki geçtiğimiz yıl İstanbul Kartal’da 8 katlı bir bina kendiliğinden çöktü, binanın 5 katlı olduğu, diğer 3 katının kaçak olduğu ve İmar barışından yararlanarak yapı kayıt belgesi aldığı tespit edilmişti. TOKİ sistemi ile vatandaşa verilecek uygun kredi ile risk teşkil eden tüm binalar 20 senede daha güvenilir hale gelebilirdi. Ama ne yazık ki bu konuda kısa ve uzun vade plan ve programlar yapılmaz ise aynı acı tabloları izlemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.