Derin uzayda bilinmeyen dört nesne keşfedildi
EMU adlı araştırma kapsamında derin uzayı gözlemleyen gökbilimciler, bugüne dek kataloglanmış nesnelerle uyuşmayan dört yeni gök cismi keşfetti. Nesneler şimdilik gizemini korusa da araştırmanın önümüzdeki dönemde birçok bilinmeyeni açığa çıkarması bekleniyor.
Mara Johnson-Groh
Uzayın derinliklerinde gizlenen sıra dışı bir şeyler var: Gökbilimciler, radyo dalga boylarında, sınırları ziyadesiyle dairesel ve kenarları daha parlak olan dört soluk gök cismi keşfettiler. Ve bunlar, daha önce görülen hiçbir astronomik nesneye benzemiyorlar.
Uzakta bulunan ve halka şeklindeki adalara benzeyen bu nesneler, şekilleri ve genel özellikleri nedeniyle ‘tekil radyo çemberleri’ ya da kısaca ‘ORC’ (ing. Odd Radio Circles) diye adlandırıldı. Gökbilimciler bu ORC’lerin ne kadar uzakta olduklarını henüz tam olarak bilmiyorlar ama uzak galaksilerle bağlantılı olabileceklerini düşünüyorlar. Nesnelerin tamamının Samanyolu’nun galaktik düzleminden uzakta ve yaklaşık 1 yay dakika (karşılaştırma için, Ay’ın çapı 31 yay dakikadır) genişliğinde olduğu keşfedildi.
BİRKAÇ OLASI AÇIKLAMA MEVCUT
Gökbilimciler, keşfi ayrıntılarıyla aktaran yeni bir makalede birkaç olası açıklama sunuyor olsalar bile bunların hiçbiri dört yeni ORC’nin tarifine tam olarak uymuyor. Araştırmacılar diğer şeylerin yanı sıra, süpernovalar, yıldız oluşum galaksileri, gezegensel nebulalar gibi nesneleri ve yerçekimsel merceklenme (uzay-zamanın yakındaki büyük cisimler tarafından bükülmesinden kaynaklanan büyüteç etkisi) gibi olguları eledikten sonra, nesnelerin galaksi dışı bir olaydan arta kalan şok dalgaları ya da büyük ihtimalle bir radyo galaksisinden yayılan bir aktivite olabileceğini tahmin ediyorlar.
Kanada Kraliyet Askeri Koleji ve Queen’s University’de gökbilimci olan ve yeni çalışmaya dahil olmayan Kristine Spekkens, “Nesneler, henüz araştırmadığımız yeni bir olguya işaret ediyor olabilir” diyor ve ekliyor: “Ayrıca, bunlar daha önce bilinen ancak ayrıntılı biçime araştırma imkânı bulamadığımız bir nesne sınıfının uzantısı da olabilirler.”
Spekkens, bu nesnelerin farklı olgulardan kaynaklanabileceğini de sözlerine ekliyor. Dört ORC’nin tamamı da radyo dalga boylarında parlak ama görünür, kızılötesi ve X-ışını bağlamındaysa görünmez türde. Bununla birlikte, ORC’lerın ikisinin merkezinde görünür dalga boylarında görülebilen galaksiler bulunuyor; bu durum, cisimlerin bu galaksiler tarafından oluşturulmuş olabileceğini düşündürüyor. ORC’lerin ikisinin birbirine çok yakın olduğu görülüyor ve bu durum, kökenlerinin bağlantılı olabileceğini düşündürüyor.
BİRDEN FAZLA RADYO TELESKOP AĞI KULLANILDI
Gökbilimciler, ‘Evrimsel Evren Haritası’ (EMU) adlı yeni bir proje kapsamında yapılan pilot araştırmanın bir parçası olarak radyo frekanslarında gece göğünü haritalarken üç nesne fark ettiler. EMU’nun ön araştırmasında, 2019 yılının Temmuz-Kasım ayları arasında Avustralya Kilometrekare Yol Bulucu Dizisi, yani kısaca ASKAP kullanıldı. Bu radyo teleskop dizisi, gece göğünün geniş açılı bir görüntüsünü gözlemlemek için birlikte çalışan 36 çanak anten kullanıyor. Dördüncü ORC’yi ise Hindistan’da bulunan Dev Metre-Dalga Radyo Teleskobu tarafından toplanan arşiv verileri sayesinde keşfettiler. Bu, gökbilimcilerin, bulunan nesnelerin ASKAP teleskobunda yaşanabilecek sorunlardan ya da verilerin analiz edilme şeklinden kaynaklanabilecek kimi anormalliklerden ziyade, gerçek olduklarını teyit etmelerine yardımcı oldu.
Şimdiye dek bu tuhaf nesnelerden yalnızca dört tanesi keşfedilmiş olması nedeniyle gökbilimciler henüz bu yapıların gerçek doğasını ortaya koyamıyorlar. Yine de EMU araştırması daha yeni başlıyor ve gökbilimciler daha sıradışı nesneleri de ortaya çıkarmasını bekliyorlar.
Araştırma, soluk radyo nesnelerini geniş bir açıdan görme yeteneklerimizi bir araya getirerek yeni nesneler bulma konusunda benzersiz bir başarı elde etti. EMU’da görevli bilim insanları, projenin, yaklaşık iki buçuk milyon nesneyi içeren mevcut kataloğu genişleterek, yaklaşık 70 milyon yeni radyo nesnesini ortaya çıkaracağını tahmin ediyor.
Spekkens, Live Science’a verdiği demeçte, “Bu, önümüzdeki birkaç yıl içinde radyo astronomide keşfedilecek şeylerin biçimine ilişkin gerçekten güzel bir gösterge” diyor; “Tarih bize gösteriyor ki, önümüzde keşfedilecek yeni bir yol [bakış açısı] açıldığında... daima yeni ve heyecan verici şeyler buluyoruz.”
Ön baskısı Arxiv adlı sitede yayınlanan makale, gözden geçirilerek yayınlanmak üzere Nature Astronomy dergisine sunuldu.
* Makalenin orijinali Live Science sitesinde yayımlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)