'Dersim'in kayıp kızı' Fatma İçin vefat etti 

Nezahat Gündoğan ile Kazım Gündoğan’ın 'Dersim’in Kayıp Kızları-Tertele Çeneku' adlı kitabı ile yine aynı isimli belgesel filminde yer alan Fatma İçin, 95 yaşında vefat etti.

Abone ol

DUVAR - Dersim’de 1937-1938 yılları arasında yaşanan tertele sırasında 10 yaşındayken saçları kazıtılarak, bir subaya verilen 95 yaşındaki Fatma İçin, Adıyaman’ın Kahta ilçesinde vefat etti. İçin, Nezahat Gündoğan ile Kazım Gündoğan’ın "Dersim’in Kayıp Kızları-Tertele Çeneku" adlı kitabı ile yine aynı isimli belgesel filminde yer alıyordu.

Yazar Gündoğan, sosyal medya hesabından İçin'in vefatına dair şu paylaşımı yaptı:

"Dersim’in Kayıp Kızları’ndan Fatma İçin Kahta’da yaşamını yitirdi. Ovacık Rizrak/Çat köyündendi. Reşit (oğlu) kardeşimin 'Annem rahmetli oldu…' mesajıyla öğrendim onun ölümünü; üzüldüm ve yaşadığı acı dolu hayatı düşündüm. Uzun zamandır hastaydı ve beklenen sonuçtu, ölüm. Ancak yine de kaybetmenin acısı, duygusu başkadır yakınları için. Başta İçin ailesi olmak üzere tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum. Güzel anıları sevenleriyle var olsun.
 
Bir tertele/soykırımın içinden köklerinden koparılıp götürüldüğünde 10 yaşlarındaydı Fatma. Saçlarını kesip onu bir subayın evine verdiler. Orada neler yaşamadı ki? Yıllar sonra evlendirildi, çocukları oldu ve büyüdü çocukları. Derdini onlara anlattı ve çocuklarıyla birlikte Dersim’e köklerini aramak için bir yolculuğa çıktılar. Kimseyi bulamadılar ve oradan 'ölürsem mezarıma serpin' diye bir avuç toprakla döndü Kahta’ya.

Sonra kardeşini Bursa’da buldu ve buluştular. Buluştuklarında kardeşi 'abla biz Aleviyiz' açıklaması yapmak ihtiyacı duydu ve Fatma’da Alevi kardeşinin yanında namaz kılmadı. İki Tutam Saç-Dersim’in Kayıp Kızları belgesel filmimizin kahramanlarından Fatma ile Huriye konuşmamış olsalardı ve biz o filmi yapmamış olsaydık muhtemelen Dersim’in Kayıp Kızları bilinmeyecek ve Dersim Tertelesi kamusal alanda bu kadar kapsamlı konuşulmayacaktı.

Bu nedenle Fatma ve Huriye’nin öyküleri resmi tarih yazımını/söylemini yıkan ve yeni tarih yazımının koşullarının oluşmasında çok önemli birer belge niteliğindedir. Tarih bu belgeleri kaydetti. Birey ve toplum olarak onlara minnettarız. Anılarına saygıyla.” (ANKA)