Dervişoğlu’dan Bahçeliye: Eğer devlet senin aklına muhtaç olduysa...

İYİ Parti lideri Dervişoğlu: Öcalan’ı TBMM’de kürsüye davet edersen; bu millet sana nasıl inanıp güvensin. Sorunca diyorlar ‘devlet aklı’. Eğer devlet senin aklına muhtaç olduysa aklını yitirmiştir.

Abone ol

DUVAR - İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi ve "Öcalan açılımı"nı hedef aldı.

Dervişoğlu, partisinin Çorum’da düzenlediği Bölge İstişare Toplantısı’nda konuştu. MHP cephesinden kendisi ve partisine yapılan eleştirilere cevap veren Dervişoğlu “Dün bizle beraberdi bugün değil vay efendim hain diyenler var. Milliyetçi Hareket Partisi’nde de durum böyle. Onda da benzer birtakım şeyler yaşanıyor ya dün dediklerinizin hilafına işler yapınca Milliyetçi Hareket Partililer nasıl sizin olduğunuz yerde bulunsun?" dedi. 

MHP lideri Bahçeli'ye yönelik "Sen Abdullah Öcalan’ı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kürsüye davet edersen; bu millet sana nasıl inanıp güvensin! Sorunca diyorlar ‘devlet aklı’. Eğer devlet senin aklına muhtaç olduysa aklını yitirmiştir zaten" ifadelerini kullanan Müsavat Dervişoğlu, özetle şunları söyledi: 

ARAMIZDAKİ TEK FARK ODUR: Türkiye'nin geleceğine dair bugün sıkıntı olarak gördüğümüz ne varsa arkasında bu beylerin imzası vardır. Dünden bugüne olup bitenlere baktığımızda özneleri değiştirdikleri için sorumluluklarının tespit etmekte zorlanırsınız. Bir laf söyler ya tevile muhtaçtır ya tevsire muhtaçtır ya da savunmaya muhtaçtır bu beyler. Ama Allah'a bin şükür bizim söylediğimiz hiçbir şeyi tevile de ihtiyacı yok tefsire de ihtiyacı yok savunmaya da ihtiyacı yok. Bunlar millet derken biz Türk milleti demişiz. Bunlar vatan derken biz Türk vatanı demişiz. Bunlar bayrak derken biz Türk bayrağı demişiz. Bizim bu milletten farkımız yok. Biz milletin dediğini söylemişiz. Bunlar başkalarının emrettiklerini söylemişler aramızdaki tek fark odur.

ESKİ İÇİŞLERİ BAKANINDAN BİZE MİRAS KALAN ÇETELER: Türkiye işsiz üniversite mezunlarının cehennemine dönüştü. Gençlerin önemli bir kısmı sanal bahis oynuyor, kumar oynuyor, yasadışı bahis siteleri üzerinden. Bu hükümet o sitelere erişimi engellemek yerine Cumhurbaşkanı aleyhinde birisi kazayla bir tweet atsın ona ulaşımı engelliyor. Bir uyuşturucu bataklığı oluşmuş, uyuşturucu baronları ülkemizde cirit atıyor. Mafyalar, çeteler ülkemizde cirit atıyor. Eski İçişleri bakanından bize miras bu çeteler yeni İçişleri bakanı tarafından temizlenince televizyonlarda habere konu oluyor. O çeteleri bu ülkeye kim sokuyorsa o temizliyor aslında. Ama bu hükümetin bir alışkanlığı var; yarattığı problemleri çözerken milletten alkış almak istiyor. 22 yıldır bu ülkeyi yönetiyorsunuz. Doğru işler yaptıysanız cenabı Allah sizden razı olsun ama yaptığınız her yanlış işin siyasi faturasını bu millet size ilk sandıkta ödettirecektir bunu da göreceksiniz.

ARZUN OLMAYABİLİR AMA MECBURİYETİN VAR: (Erdoğan'ın Suriyelilerin geri dönüşüyle ilgili açıklamaları) Sen zaten buraya bu Suriyelileri ensar diye almadın ki kitaplarda okuyoruz, televizyonlarda izliyoruz. Batılıların yazdığı hatıratlarda da neler olup bittiğine şahit oluyoruz. 5 milyar Euro almışsın adamlarla geri kabul anlaşması imzalamışsın. Batılılar istiyor diye Türkiye’yi bir göçmen hendeğine dönüştürülmüşsün. Sen bunu zaten bilerek yapmışsın. Dolayısıyla senin buradakileri göndermek istemek gibi bir arzun olmayabilir ama bir mecburiyetin var. Bu ülkenin geleceği için, bu devletin bekası için, milli devlet için üniter devlet için ve onun devamı için Cumhuriyetimizin geleceği için buradaki Suriyelilerin hiç zaman kaybetmeden ülkelerine geri gönderilmesi lazımdır. Hükümeti öncelikle Suriyelilere verilmiş 238 bin vatandaşlığın iptali noktasında göreve davet ediyorum. Ayrıca bunlarla ilgili geçici sığınmacı statüsünün de derhal ortadan kaldırılmasının lüzumuna işaret ediyor. Bunlar bu ülke için yapılması gerekenlerdir. Bunun dışında yapılanların tamamı bu ülkenin geleceğini ve bu büyük milletin beklentisinin hilafına işlerdir

İÇ SİYASETİN MALZEMESİNE DÖNÜŞTÜRMEK İSTİYORLAR: Ortadoğu'da önemli bir problem var. Olup bitenlere baktığımızda dünyada bir büyük problem var, hakikaten büyük bir problem var ama bu problem sanki yani çok basit bir problemmiş gibi ufak tefek ifadelerle böyle ucuzlatıyor. Türkiye'nin toprakları üzerinde gözü olanlar, sanki Türkiye coğrafyasını büyütüyormuş gibi bir hissiyat oluşturmak suretiyle bir algı yaratmak suretiyle dış politikadaki meseleleri iç siyasi meselelerin malzemesine dönüştürmek istiyorlar. Halep'e giriyor Halep Kalesi’ne bir küçük Türk bayrağı asıyorlar sosyal medyaya bakıyorsanız; 81 vilayetimiz var ya Halep 82 diyor. Öbürü diyor ki 83 burası, 84 burası, 85 burası diye ekliyorlar. Yahu sen Halep’i 82 öbürünü 83 derken Amerika Birleşik Devletleri İsrail ile anlaşmış batı emperyalizminin büyük Ortadoğu projesini yaşama geçirmek için çalışmalar sürdürüyor. Sen Halep’te Türk bayrağı var diye sevinirken Türkiye’ye düşmanları 81’i 80’e, 79’a, 78’e, 77’ye indirmek için toplantılar yapıyorlar Ortadoğu'da.

İKTİDARIN BİR NAMAZLIK VAKTİ KALMAMIŞTIR: Karşımızdaki zorluklar öylesine büyük ki bu zorlukların üstesinden gelmek çok zor deyip kaçmayacağız. Her türlü zorluğun üzerine gideceğiz. Mücadele niyetimizi yükselteceğiz. Ve problem çıkarmak yerine problemi çözmeye odaklanacağız. Çünkü bunlar yarattığı problemleri çözerken vatandaştan takdir ve tebrik bekleyen bir siyasi kimliği ve kişiliği temsil ediyor. Önce memleketi berbat ediyorlar. Ondan sonra da berbat ettiği şeyleri düzeltirken ‘bakın biz ne güzel işler yapıyoruz’ diye vatandaşı aldatmaya ve kandırmaya çalışıyor. Buna da izin vermeyeceğiz. Bu iktidarın bir namazlık vakti kalmıştır. Bütün bu büyük sorumlulukları üstlenmemiz adına laf söylemek yetmiyor. Sorumluluklarımızın da icatlarını yerine getirilmesi lazım Bu söylediklerim ancak birlik ve beraberlik içerisinde olursak gerçekleşebilecek işlerdir.

(HABER MERKEZİ)