Derya Biçer: Zamanın içindeyim sadece

Özkan Özgür'le 23 Soru'nun konuğu senarist Derya Biçer...

Abone ol

1.Sizin için kullanılan hitap biçimlerinden hangisi daha çok hoşunuza gidiyor?

Derya Abla. Genelde gençlerle çalışıyorum, onlar hocam demeyi yeğleseler de Derya Abla olmayı seviyorum .

2. Sizden daha zeki olduğunu düşündüğünüz arkadaşlarınız var mı?

Zekiliği nasıl tanımladığınıza bağlı bu. Aklını kullanan herkes zekidir bence ve aklını benden daha iyi kullanan arkadaşlarım var. İyi ki varlar onların bana yön vermesini seviyorum.

3. Arada sırada saçma şeylerle uğraşmak zorunda olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Daha eskiden evet. Şimdi hemen uzaklaşıyorum oradan. Aklımı kullanmayı öğrendim sanki.

4. ‘Tüm yaşadığım sıkıntılara değdi bu!’ dediğiniz olaylar yaşadınız mı?

Annelik, başlı başına yaşanan tüm sıkıntıya değen doğanın en güzel armağanı. İş anlamında ise evet. Uzun çok uzun zamanımı alan hatta ara ara zamanımı çaldığını düşündüğüm bir senaryo yakında hayatla buluşuyor. Supriz olsun.

5. Bir evcil hayvanın insanı mısınız? Geçmişte böyle bir deneyiminiz oldu mu, ileride bir gün düşünür müsünüz?

Tüm hayvanların insanı olabilirim. Düşündüğünü sanan insan hariç. Ve kedim Çarşı ,üçüncü çocuğum.

6. Çocukluğunuzdan kalan ve ilk fırsatta tatmak istediğiniz özel tat var mı?

Çocukluğumun tadı çok, onları yeniden tatma şansım yok. Rahmetli anneannem yok çünkü. Onun eliydi o tadı veren. En basiti buharda ısıttığı ekmeğin üstüne baharat ekerdi. Defalarca denedim, yok olmuyor. Çocukluğumu özlemiyorum çok keyifli yaşadım, çok keyifle anıyorum. Bu keyif bugünümü yeterince tatlandırıyor.

7. Sanatın ya da sanatınızın neresindesiniz?

Bir yerde olmak, bir yere varmak gibi argümanlar yorucu. Yazarsın, çizersin, yaparsın, oynarsın, bestelersin daha pek çok şey. Zamanın içindeyim sadece.

8. Ezberinizde şiir var mı? Hangi şairin hangi şiiri?

Çok şiir, çok şair var.Hepsi çok değerli. Şiir çok önemli. Her şiirin kahramanı biraz benim. Çocukluğumdan kalan. James Dean’e aşık olmuştum filmi izlerken. Asi Gençlik filminin son sahnesi, tren rayları üstüne okunan.Ki o zaman internet yok, şiir kime ait bilmem üstelik en fazla 14’lü yaşlardayım. O günden bu güne hafızamda yer etmiş bir şiir. Belki bu yüzden çok seviyorum anılarımı…

William Wordsworth'un,

otların görkemli, güzel çiçeklerin çok mağrur olduğu günleri çok gerilerde bıraktık.. yas tutmak yok; çünkü biz, anılarımızla güçlüyüz artık...

9. Okuduktan sonra çok etkilendiğinizi düşündüğünüz bir kitap var mı?

Etkilenmediğim var mı acaba diye düşündüm. Takıntılı bir okuyucuyum. Roman kahramanlarını asla unutmam. Hatta hala yazarken onlarla konuşurum, benim kahramanım olsaydın burada ne yapardın diye. Okuduğum kitaplar sırdaşım, yoldaşım olur. İlla bir ad vermem gerekirse; Eduardo Galeano/ Biz Hayır Diyoruz.

10. En son ne zaman tiyatroya gittiniz?

Bu sorudan kaçsam diye düşündüm. Geçen sezon İstanbul, Bursa, Kocaeli neredeyse tüm oyunları izledim. Çoğunluğu sevdiklerimin yazdığı, yönettiği ya da oynadığı oyunlar. Bu sezon tembelim. Listemin başında kızımın oynadığı oyunlar var tabi ki . Anne bencilliği.

11. Belleğinizde yer eden ve tavsiye edeceğiniz bir film var mı?

İşim gereği sürekli izliyorum, Farklı ve yeniyi bulmak için. Her ülke, her yönetmen ayrı bir soluk. Hollywood sinemasından çok keyif alsam da Kaplumbağalar da Uçar. Onu izlemeden kimse savaşa dair yorum yapmamalı.

12. Size göre ‘yabancı’ kimdir?

Yabancı tanımını Sagan’ı okuduğumda netleştirmiştim kafamda. Uzaylı ya da bilinmez varlıklarla ilişki kurduğunu söyleyenler üzerinde yapılan bir araştırma göstermiş ki yüzde 80’i ensest ilişki kurbanı. “Bu kötülüğü yapanın en yakınındaki olmasını kabul etmek yerine çok uzaklardan gelen olmasını “dilemişler. Yabancı kötülük yapabileceğini bildiğimiz herkes aslında.

13. En son ne zaman haksızlığa uğradığınızı düşündünüz?

Eskiden çok düşünürdüm, şimdi fırsat vermiyorum. Haksızlığa uğramak peşinden keşke demeyi getiriyor, keşke dememeyi öğrendim. Yaşadığım her şeyi ben seçiyorum. Aldatılarak boşandım daha büyük haksızlık olur mu?Haksızlık pişmanlığı peşinden sürükleyen çok büyük zaman kaybı. Üstelik bunca savaşın içinde, sokakta dilenmek zorunda kalan çocukların yanında, biz susalım.

14. Hak etmediğini düşündüğünüz birilerine saygı göstermek zorunda kaldığınız oldu mu?

Zorlandığım oldu ve göstermedim.

15. Günlük hayatta görünce nefret ettiğiniz hareket nedir?

Duyarsızlık. Tek kelime duyarsızlık. Kesinlikle dayanamıyorum. Bu yüzden bir gün başım belaya da girebilir. Yaşlıya yer vermeyene müdahale ederim, çocuğunu hırpalayan anneye karışırım, sıraya girmeyene hoop derim. Kesin bir gün bir duyarsız beni duyacak.

16. Sizi umutlandıran bir duruma örnek verir misiniz?

Çocuklarım. Oğlum ve kızım. Onların yaşama karşı duruş biçimleri. Bana hep umut veriyor.

17. Hayallerinizin peşinden koştunuz mu? Hayal kurmaya devam ediyor musunuz?

Evet. Geç başladım biraz ama evet. Hayal kurmak sözcüğü zaten saat gibi. Kurarsın ve zamanı gelince çalar. Biterse zamanın kalmamış demektir.

18. Rekabetçi olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Paylaşmayı seviyorum. Rekabet yorucu. Paylaştığınızda gücünüz artıyor. Kesinlikle değilim.

19. Özür dilemeyi ve teşekkür etmeyi ihmal ettiğiniz olur mu?

Farkında olmaktır özür veya teşekkür. Bu nedenle asla ihmal etmem.

20. Neyi ya da kimi özlüyorsunuz?

Babamı…

21. Stres atmak ya da kafanızı dağıtmak için ne yaparsınız?

Yürürüm. Kaybolurum, bilmediğim ara sokaklara girerim, yürürüm. Zorunda kalmadıkça kimseye de yol sormam. Yolumu bulduğumda kafamdaki sorunun çözümü de ortaya çıkmıştır zaten.

22. Şu ana kadar geçen hayatınızı özetleyen kelime hangisidir?

Tekamül. Eski oldu biraz ama karşılayan başka sözcük yok.

23. Allah gecinden versin, hak vaki olursa, geride kalanların sizi nasıl anacağını düşünüyorsunuz?

“İyi bilirdik” diyecekler çaresiz. Şaka bir yana fazla iyi niyetimin bazen insanları yorduğunu biliyorum. Rahmet dilesinler yeter.