DEVA: Kamu, aşı karşıtı komploculara karşı net duruş sergilemeli
DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin, kamu yönetiminin korona aşısı karşıtlarına karşı adım atmasını talep etti, tüm siyasi partilere de çağrıda bulundu.
ANKARA - DEVA Partisi sözcüsü İdris Şahin, partisinin Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Korona virüsü vaka ve vefat oranlarındaki artışa değinen Şahin, “Kış günleri gözetilerek salgın için ciddi önlemler alınmalı. Aşı karşıtı komplocu söylemlere karşı kamu yönetimi, aşıyı teşvik eden net bir duruş sergilemelidir” dedi.
TÜM SİYASİ PARTİLERE SESLENDİ
DEVA Partisi olarak, diğer siyasi partileri aşıyı teşvik konusunda aksiyoner olmaya çağırdıklarını belirten Şahin, “Tüm siyasi partilerle aşı konusunun bireysel özgürlük konusu olmadığını, aşı olmanın toplumsal sorumluluk gereği olduğunu anlatmalıyız” dedi ve açıklamalarını şu başlıklarla sürdürdü:
BELLİ MESLEK GRUPLARINDA ZORUNLU OLMALI: Sağlık, eğitim, ulaşım sektörü gibi belli meslek gruplarında çalışanlara da aşı zorunlu hale getirilmelidir. Toplu alanlarda İtalya’daki uygulama gibi doğrudan aşıyı zorunlu kılan yeşil geçiş belgesi benzeri bir tedbire başlanmalıdır. Böylece ölüm ve vaka sayılarını yeniden aşağı çekebilir ve zaten bozuk olan ülke ekonomisinin çarklarını daha fazla zorlamadan döndürebiliriz. Yeniden kapanma istemiyorsak ‘Tedbir al, hayatın içinde kal’ diyoruz.
SGK, GEÇMİŞTEKİ HATALARA TEKRAR SAPLANMIŞTIR: Sosyal Güvenlik Kurumu, bebekler için kullanılanlar dahil birçok ilacı geri ödeme listesinden çıkarıp, ufacık yavrularımızın tedavi yükünü bile ekonomik krizle boğuşan vatandaşlarımızın omzuna yüklemekte. Aynı SGK’nın bol sıfırlı rakamlarla ifade edilen ilaç ve cihaz yolsuzluklarına ve usulsüzlüklerine imza attığı dillendirilmektedir. Bu kurum Genel Başkanımız Ali Babacan’ın Ekonomi Bakanlığı döneminde, 2006 yılında, geçmiş hatalarından arındırılıp, yeniden ayağa kaldırılmıştı. SGK, geçmişteki hatalara tekrar saplanmış ve Türkiye’nin sırtına bir kez daha yük haline gelmiştir. İktidar, SGK’nın en önemli gelir kaynağı kayıt dışı istihdamla da sağlık harcamalarındaki yolsuzluklarla da mücadele edememektedir. Sayıştay’ın 2017 yılındaki yayınlanmayan raporundaki 1 milyar TL’yi aşan yolsuzluk, buzdağının sadece görünen kısmıdır. Bu rezaletlerle birlikte işini ahlâklı yapan pek çok ilaç ve tıbbî cihaz şirketi yıllardır devletten alacaklarını tahsil edememiş ve çoğu iflasın eşiğine gelmiştir.
GENÇLERİN BARINMA SORUNU: Yüz yüze eğitimin başlamasıyla öğrenciler makul şekilde kalabilecekleri bir yurt veya yer ararken dar ve orta gelirli ailelerde astronomik kira ve yurt ücretlerini kara kara düşünüyorlar. Bir üniversite öğrencimiz, 1+1 bir ev kiralamak istese, ortalama kira 2 bin 500 TL civarında. Öğrencilerimiz ve aileleri ülkemizde gelirlerin dolar bazında yerlerde olduğu böyle bir dönemde bu yüke nasıl katlanabilecekler? İktidara düşen ilk görev, öğrenciler için barınma imkânlarını makul ücretler karşılığında çeşitlendirmektir. Hükûmet öğrencilerimizin devletten ilk etapta beklediği bu durumu çoğu iktidarın kontrolünde faaliyet gösteren özel, vergiden muaf birtakım vakıf yurtları ve girişimcilerin inisiyatifine bırakmıştır. Tüm bunlara karşın Sayın Cumhurbaşkanının dilinden şahlanan ekonomi masalları dinlemek istemiyoruz. DEVA Partisi olarak iktidara hazırlanıyoruz ve geleceğimizin teminatı gençlerimizin dertlerini, ailelerinin yaşadığı ekonomik sıkıntıları mıh gibi yüreğimizde taşıyoruz.”