DEVA Parti’li Esen: Müfredatın işi kimlik inşa etmek değildir

MEB'in hazırladığı müfredata tepki gösteren DEVA Parti'li Elif Esen, "Müfredatın işi kimlik inşa etmek değildir, kimlik gelişimi ailenin, annenin ve babanın geniş ailenin bir parçası olmalı" dedi.

Abone ol

DUVAR - DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Elif Esen, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan 'Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli' hakkında TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Bakan Yusuf Tekin’e seslenen Esen, “İddia ettiğiniz gibi beceri temelli bir müfredat değil, 200 yıl önce terk edilen müfredat ve matematik yaklaşımıyla bilim insanı da iş gücü de yetiştiremezsiniz” dedi.

Esen, şunları söyledi:

"Müfredatlar çok detaylı yazılmaz, kriterler, gelişmiş izleme değerlendirme sistemleri ile öğretmene uygulamada bir alan açılır. Sadece okunması için 75 saat gereken 3000 küsur sayfalık bir müfredatla ancak öğretmenleri kısıtlar, hiçbir esneklik ve alan bırakmazsınız. Oysa kırsalla şehrin dinamikleri, kalabalık sınıflarla küçük sınıfların, çok hareketli sınıflarla sakin sınıfların, okulların fiziki şartlarının oluşturduğu farklara göre müfredat öğretmenin hareket alanını kendi yönetebileceği bir ortam sağlamalıdır. Müfredat bağlayıcı olduğu için bu haliyle Maarif Yüzyılı müfredatı kaskatı ve öğretmenleri zorlayıcı bir yapıya sahiptir.

Her yere papatya tarlası gibi üniversite ve bölüm açmak gençlere ve ülkeye asrın ihanetidir. Fizik sorusu çözmeden fizik bölümüne girilen ya da ülkenin başkentinin nerede olduğu sorusunu yanıtlayamayan üniversite öğrencilerinin bulunduğu bir fakülte enflasyonunda hangi liyakat, hangi beceriden söz edebiliriz. Şu anda tüm sektörün, ülkenin üretici ekonomisinin en büyük sorunu ara eleman bulamamak, bu yüzden bu ara elemanlara bugün ya ana eleman ya da aranan eleman deniyor ve günlük 200 dolara uzak doğudan kaynakçı getirmeye hazırlanıyor bazı sektörler. 5 milyon işsiz insanın olduğu bir ülkede bu kadar büyük soru işareti olur mu!

'BU NASIL BİR ÇÖZÜM?'

Ama bunun kök nedenlerini bulmak zor değil, bakın 2018 tarihli habere; Milli Eğitim Bakanlığı’nca (MEB), bu yıl merkezi sınavla öğrenci yerleştirilecek 449 Anadolu teknik programında, “çekirdekten mühendis yetiştirilmesi” vizyonu doğrultusunda fen liseleri ayarında müfredat uygulanacak. Bu liselerde, 4 yıl boyunca fen liselerinde olduğu gibi çoğunlukla dil ve anlatım, Türk Dili ve Edebiyatı, matematik, fizik, kimya ve biyoloji ağırlıklı dersler işlenecek. Alanlarına direkt merkezi sınavla yerleştirilecek öğrenciler, 11’inci ve 12’nci sınıf sonunda, yaz aylarında işletmelere giderek sektör deneyimi kazanacak. Haftada üç gün staja gitmeyecek diyor haber. Yani 6 yıl evvel, ara eleman sorununu çözebilecek meslek lisesi mezunlarını mühendis olarak yetiştirmeye niyet edip staj günlerini kısıp teorik eğitim vermişsiniz! İyi de zaten üniversitelerin teorik bölümlerinden mezun olan sayısız işsiz gençle doluyken ülke, Bu nasıl bir “çözüm”?

Sonra bu işe yaramayınca MESEM’leri açıyorlar, ancak MESEM’lerde ne denetim var ne kural, çocuklar iş kazalarında canından oluyor, yahut “çay getir, evrak götür” döngüsünde hiçbir iş öğrenmeden eğitim haklarından mahrum kalıyorlar. Bir zamanlar eğitim devrimiyle bir ülke inşa etmiş, ilk ağır sanayisini kurup mesleki teknik eğitimde çığır açmış, tüm ülkeye fabrikalar kurdurmuş genç Türkiye’den ilham almak bu kadar mı zor?

'MÜFREDATİN İŞİ TEK TİP KİMLİK İNŞA ETMEK DEĞİLDİR'

Sırtını sadece tek tip değerlere yaslamış, ailenin ve toplumun ve muazzam miktarlarda bütçe sağlanmış diyanetin işi olan dini öğretileri okulun işi haline getirmiş bu müfredat aile ile çocuk arasına bir set çekecektir. Kendi aile değerleri ve alışkanlıkları ile okulda dayatılanlar arasında ikilik yaşayacak çocuklarda duygusal ve kimlik üzerinden bir çatışma doğması toplumsal zemini uzun vadede olumsuz etkileyecektir.

Müfredatın işi kimlik inşa etmek değildir, kimlik gelişimi ailenin, annenin ve babanın geniş ailenin bir parçası olmalı, ailelerin çocukları ile ilişkisine bariyer çekilmemelidir.

Dijital çağ matematik akıl gerektirmektedir ve bu anlayış diğer ülkelerle yarıştan kopulmasına, kalkınma farkının çok açılarak az gelişmiş ülkeler ligine dönüşe sebep olacaktır."

Esen, DEVA Partisi’nin önerilerini ise şöyle sıraladı:

"* Zorunlu öğretimin 7 yaşından 16 yaşına kadar ücretsiz erişilebilir, nitelikli, kapsayıcı devam ettiği, özel okullarla yarıştığı,

* Eğitimde çocukların kalıcılığını sağlayacak, eğitim politikalarının sosyal devlet anlayışı ile harmanlandığı,

* Değerler sistemini temsil eden temel bilgilerin evrensel etik değerler temelinde, insan onuruna yaraşır bir hayatı tesis edecek, destekleyecek bilgilerle tasarlandığı,

 *Öğrencinin yaş ve sosyoekonomik düzeyine bakılmaksızın ilkokuldan itibaren tüm öğrencilere ücretsiz okul yemeği verildiği,

* Çocukların güvenliğinin ve denetimin sağlanarak mesleki eğitimin istihdam ihtiyacını karşılayacak düzeyde tasarlandığı bir eğitim sistemini öneriyoruz."