DEVA Partili Karal: İslam dünyası dibe vurmuş sefilliği yaşıyor

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Karal, "İslam dünyasının yöneticilerinin kahir ekseriyeti, kendi halklarına karşı gösterdikleri ‘horozvari duruşlarını’ emperyalistlere gösteremiyor" dedi.

Abone ol

DUVAR - DEVA Partili Hasan Karal, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine alınan uluslararası sözleşmelere ilişkin kanun teklifi görüşmelerinde Yeni Yol Grubu adına söz aldı. Türk milletinin ve İslam aleminin Berat Kandili’ni tebrik eden Milletvekili Karal, konuşmasında Amerika Birleşik Devletleri’nde faaliyet gösteren ‘İslamicity Vakfı’ tarafından Müslüman akademisyenler önderliğinde yapılan ve amacı İslam’ın temel öğretilerini dikkate alıp almama yönünden değerlendirerek puanlayıp sıralamak olan İslamilik Endeksi araştırmasına atıfta bulundu.

'İSLAM DÜNYASI DİBE VURMUİŞ SEFİLLİĞİ YAŞIYOR'

Karal, araştırma sonucunda İslam ülkelerinin, adalet, dürüstlük, evrensel ahlak, liyakat, kul hakkı yememe, çevreye saygı, inanç özgürlüğünü savunma gibi İslam’ın evrensel ilkelerine uymayarak bu ilkeleri uygulayan Müslüman olmayan ülkelerden geri kaldığını vurguladı.

Bu durumun İslam dünyası açısından kahredici bir hal olduğunu vurgulayan Karal, “İslam dünyasının ve Müslümanların yaşadığı bu özden kopuş savrulmaları, kendi içindeki birlik ve beraberliğini de bozmuş, uluslararası alanda da haysiyetli bir duruş ortaya koyamamalarına zemin hazırlamıştır. Bunun en can alıcı örneği, son günlerde yaşadığımız Gazze olayıdır. Şu mübarek günde, bu kürsüden haykırıyorum ki; İslam dünyası Gazze konusunda tarihinin en dibe vurmuş sefilliğini yaşamaktadır” diye konuştu.

'ŞÖHRET İNANCI AHİRET İNANCININ ÖNÜNE GEÇTİ'

Milletvekili Hasan Karal, ABD Başkanı Donald Trump, Müslüman ülke Ürdün’ün Kralı 2. Abdullah ile görüşmesinde, Gazze'yi "ABD'nin yetkisi altına" alacakları şeklindeki açıklamalarına Ürdün Kralı’nın herhangi bir tepki vermemesini eleştirdi. Karal, konuşmasında şunları söyledi:

“Gazze’deki kardeşlerimizin ifadesiyle; onları öldüren; katillerin silahları değil, Müslümanların veya Müslüman olarak kendisini ifade edenlerin sessizliği ve vurdumduymazlığıdır. Hiç kimse kusura bakmasın. İslam dünyasının yöneticilerinin kahir ekseriyeti, kendi halklarına karşı gösterdikleri sözüm ona, tırnak içinde, ‘horozvari duruşlarını’ emperyalistler önünde sergileme delikanlılığını gösterememektedir. Bunun en canlı örneğini 2 gün önce Beyaz Saray’da bizzat gözlemledik. Şunu içim kan ağlayarak ifade ediyorum ki; Müslümanları idare etme sorumluluğuna talip olmuş birçok yöneticinin makam, dünya ve şöhret inancı Allah ve ahiret inancının önüne geçmiştir.”