Dicle budur işte!
Diyarbakır’ın Eğil ilçesindeki barajın kapaklarından biri koptu ve Dicle nehrinin kıyısındaki ilçeler ile köyler, sel felaketine karşı uyarıldı. Boşalan baraj suyu nedeniyle bazı köyler boşaltıldı. UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Hevsel Bahçeleri’nin önemli bir kısmı sular altında kaldı.
DİYARBAKIR - “Ava Carbekir bere jî wa bu” (Diyarbakır suyu eskiden de böyleydi) dedi dolmuşun arka koltuğunda oturan yaşlı adam. Diyarbekir yerine Carbekir dediği için adamın Mardinli olabileceğini düşündüm. Eğil’deki barajın kapaklarından biri kopmuş, taşan suyun Hevsel Bahçeleri’ndeki ilerleyişini yukarıdan izliyorduk. Adam gençlere Dicle’nin eskiden, barajlar yapılmadan önce de böyle aktığını anlatıyordu.
Ama gençler haklıydı. Barajlar, nicedir, Dicle’yi Dicle nehri olmaktan çıkarmıştı. Yaz günleri On Gözlü Köprü’nün altında uysal, ince bir su akardı. Bu nedenle köprünün iki yanındaki iki gözünü kapatma densizliği gösterilmişti iki yıl önce. Tepkiler üzerine yeniden açılmıştı o gözler. Yine bu nedenle Dicle’yi nehir statüsünden çıkarma girişimleri olmuş, halen tutuklu bulunan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak buna karşı epey direnmişti. Nehir statüsünden çıkarıldığı vakit Dicle vadisi yapılaşmaya da açılmış olacaktı.
“Eskiden baraj mı vardı sanki” diyerek devam ediyordu adam, “Dicle hep böyleydi.”
MERAKLILAR ON GÖZLÜ KÖPRÜ’DEYDİ
Mardinkapı’dan köylere yolcu taşıyan dolmuştan On Gözlü Köprü’de indik. Zırhlı polis araçları ve AFAD’a ait araçlar köprünün civarında park etmişti. Köprüye inen merdivenlere güvenlik şeridi çekilmişti.
Polis, köprüye gitmek isteyenlere “yasak” diyordu ve kim bilir bunu kaçıncı kere tekrar ediyordu. Havanın güneşli olmasını da fırsat bilen Diyarbakırlılar, gün boyunca On Gözlü Köprü’ye gelmişti anlaşılan. Hem zaman geçirecekler hem de meraklarını giderecekler. Köprüde kalabalık artınca polis güvenlik önlemi almıştı.
Akşama doğru kalabalık hafiflemiş olsa da köprü civarında onlarca kişi vardı hâlâ. Yukarıdan, Ön Gözlü Köprü’yü arkalarına alarak fotoğraf çektiriyorlardı.
SU ALTINDAKİ HEVSEL
Sabah saatlerinde köprüye gelenler suyun zamanla yükseldiğine dikkat çektiler. Saat 10’dan sonra yükselmeye başlamış. “Eğil’den buraya kadar, bütün çukurları doldurarak ancak geldi.” Sonra köprünün gözlerinden akan su yükselmiş. Suyun köprünün ayaklarının yarısına kadar yükseldiğini ilk kez gördüm.
Suyun yatağı genişlemiş. Hevsel Bahçeleri’nin ağaçları su altında kalmış. Garip bir şey. Öyle bakıyoruz su altında kalan bahçelere. Bu bir afet elbette ama insanın ezberini bozduğu da doğru. Baraj kapağı kopmuş, görmeye alışık olduğumuz manzara neredeyse tamamen değişmiş. Şehir merkezinde yaşayanlar için can ve mal tehlikesi olmayınca sel 'seyirlik' bir durum olmuş.
Sebzelerin ekili olduğu alanlar yemyeşil görünüyordu bir gün öncesine kadar ve ağaçların sararmış yapraklarıyla birlikte güzel bir uyum içindeydi. Şimdi sebze bahçeleri hiç görünmüyor ve bodur ağaçların dal uçları bulanık suyun içinde ancak görünüyor.
ZARAR ZİYAN DA VAR
Önceki geceden bu yana suyun geçtiği ilçe ile köyler uyarılmıştı. Bu sayede bir can kaybı yaşanmadı. Ama On Gözlü Köprü’nün iki yanındaki kafeler sular altında kalmıştı. Kafe sahipleri barajlar nedeniyle su azaldıkça toprak kazanmış, toprağı biçimlendirmiş, ağaç bile dikmişlerdi. Suyun hemen kenarına masalar dizmişlerdi. Kafe çalışanları tahtların, sedirlerin bir kısmını önceden kurtarmış olmalıydılar ama bazılarının suyun altında kaldığı yukarıdan bile görünüyordu. Kopan baraj kapağının onarılıp suyun yeniden tutulmaya başlanması biraz zaman alacak gibi görünüyor. Kafe sahipleri ancak o zaman zarar ziyan tespiti yapabilecek.
Nehrin kenarındaki tarlalar da su altında kaldı. Konuyla ilgili Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu. İskenderoğlu, Yenişehir ilçesine bağlı köy ve mahallelerde su taşkınlarının yaşandığını ve çiftçilerin zarar gördüğünü belirtti. İskenderoğlu, su baskınlarından dolayı zarara uğrayan köy ve mahalleleri, “Hantepe, İlbaş, Tanışık, Eser, Güzelköy, Güvercinlik, Elidolu, Dönümlü, Kesikağaç, Feritköşk” olarak sıraladı. İskenderoğlu, selden zarara uğrayan vatandaşların zararlarının karşılanması çağrısında bulundu: “Zarar ve ziyanı bulunan çiftçi ve üreticilerimizin Yenişehir ilçe tarım müdürlüğüne dilekçe ile müracaat etmeleri zarar ve ziyanın tespit edilmesi konusunda muhtarlarımızın çiftçileri bilgilendirmeleri rica olunur.”
Bu arada kum ocaklarının da selden etkilendiği konuşuluyor. Kimse kum ocaklarının uğradığı zarar nedeniyle üzüntü duymuyor çünkü kum ocakları nehrin yatağını değiştiriyor ve bugüne kadar kimse bunun önüne geçemedi. Nehrin biraz yukarısında kalan, roka, marul gibi sebzeler yetiştirilen bahçeler fena görünüyordu. Bahçe çamur içindeydi ama bu önceki gün yağan yağmurdan olmalıydı. Bahçe sahipleri ortalıkta görünmüyorlardı. Belki bahçeden umutlarını kesmişlerdi ama belki de çamur nedeniyle çalışmanın imkansız olduğu için o gün uğramamışlardı bahçeye.
Barajın kapağı nasıl kopar? Bunun sorumlusu kimdir? Esnafın, çiftçinin zararı telafi edilecek mi? Bunlar önemli sorular. Ama Diyarbakırlıları en çok ilgilendiren suyun yükselmesi, nehrin gürül gürül akması oldu. Çoğu güvenlik nedeniyle yapılmış barajlar nedeniyle yıllardır cılız ve uysal akan nehri bu şeklinde gören herkes, “Dicle budur işte” dedi.