'Dijital seks çağı başlamış olabilir'

DUVAR - Freud, üreme organlarının inatçı çağrısını fark eden ilk kişi değildi elbette ancak onları günahkârlıktan kurtaran kendisi oldu. Freud’un diğer çağdaşlarının bıraktığı derin etkinin üzerinde ne kadar durulsa azdır. Artık cinsel dürtülerin sadece zamparalara, dinsiz sefahat düşkünlerine ve koyu tenli yabancılara özgü olduğuna inanılmıyordu. Herkes bu dürtüyü her zaman içinde taşır deniyordu. (Arzunun Sınırları, Kötü Yasalar, İyi Seks ve Değişen Kimliklerin Yüzyıllık Tarihi, Eric Berkowitz)

Evlere kapanalı iki ayı geçti. Salgının sonuçları her yönlü ele alınıyor olsa da hayati bir mesele olarak görülmeyen cinsel yaşama etkisi fısıltı halinde konuşuluyor.

Karantina günlerinin cinselliğe etkisi nasıl oldu? Partnerli, partnersiz bireylerin hayatındaki değişiklikler neler? Bundan sonrası için seksin anlamı değişecek mi? Artık nerdeyse zorunlu hale gelen hijyen takıntısı, dezenfektanlı yaşamlar, maskeli yüzler derken gelecekteki seks neye evrilecek?

‘İLK BİR İKİ HAFTA KAVGA EDİLDİ SONRA SAKİNLEŞİLDİ’

Psikiyatr Dr. Ceyda Güvenç, salgınla beraber evlere kapanmanın cinselliği nasıl etkilediği sorusuna öncelikle “Şekil değiştirdi” diyerek yanıt veriyor ve açıklıyor: “Bu dönem çoklu partnerden çekiniyor insanlar. Dolayısıyla mastürbasyon davranışına ve sanal sekse kayıyorlar. Öpüşmeden seks yapmak gibi bir furya da var. Hastalar da soruyorlar bana. Virüs daha çok damlacık yoluyla, dolayısıyla aynı havayı solumakla geçiyor. Düzenli bir partnerle birlikte yaşıyorsanız partnerlerden birinde virüs varsa viral yük artabilir teorik olarak ama yarım metre aralıkla yemek yiyorsanız sevişseniz de bir şey fark etmiyor işin açıkçası. Diğer taraftan şu ana kadar meni ve vajinal sıvılarda virüsün varlığı gösterilmedi.”

"Bu dönem depresyon, anksiyetenin arttığı düşünülür” diyor Güvenç ve aksine cinsel terapi hastalarının daha çok arttığına dikkat çekiyor: “Evde olan insanlar bu fırsatı cinsel sorunlarını çözmek için kullanmak istiyorlar.”

İlişki bazında nasıl etkilenildi? Güvenç cevaplıyor: “İlişkilerin birçoğu güçlendi. Birbirlerini tanımaları, ev işlerinin paylaşımı vesaire… İlk bir iki hafta kavga edildi sonrasında sakinleşildi. Benim klinikteki gözlemim bu. İyi anlaşan çiftler açısından cinselliğe zaman ayırma daha fazla oldu.”

Devam ediyor Güvenç: “Sevgilileri olan öğrenciler ailelerinin yanındalar. Bu dönemin bir diğer sonucu görüntülü yöntemlerle yapılan sanal seksin artması oldu. Sanal sekse bütün dünyada çok ciddi bir kayış zaten vardı.”

Güvenç, sanal seksin artışının AIDS’le başladığına dikkat çekiyor: “Sanal seksin keşfi AIDS’in başlamasıyla oldu aşağı yukarı. Pornografi zaten her zaman vardı.”

‘ASLINDA EN GÜVENLİ SEKS PARTNERİ SİZ KENDİNİZSİNİZ’

Virüs sonrayı nasıl etkileyecek? “Dijital seks çağı başlamış olabilir. Galiba ilerde üremek için sevişilmeyecek. Sadece haz için sevişilecek. Sanal sevişeceğiz gibi düşünmek lazım. Sonuçta partnere kur yapmak, zaman harcamak, trafikte kalmak yok…”

Sanal seks derken internet üzerinden günübirlik eşleşmeleri kastetmediğini belirterek anlatıyor Güvenç: “Uzaktan kumandalı seks oyuncakları var şimdi. Mesela öpüşme kalıpları var. Amerika’daki sevgilinde dudağın bir kalıbı var, bu tarafta diğer kalıp. (…) Şimdinin konusu değil ama bunların daha da rağbet göreceğini söyleyebiliriz.”

‘AİLE BÜYÜĞÜ ÖLÜR DAHA FAZLA SEKS YAPAR EVLİ ÇİFTLER’

“İnsanların hayatta kalma gibi bir dertleri var. Cinsellik tabii ki de ilk planda değil” diyen Güvenç ekliyor: “Şunu da biliyoruz. Bir sürü afetler sırasında, deprem, savaş sırasında seks artıyor. Evrimsel olarak cinsellik ‘üreme davranışı’ ayrıca. Hayatta kalmak ya da gen bırakmak. Örneğin aile büyüğü ölür o sırada daha fazla seks yapar evli çiftler.”

Güvenç son olarak mastürbasyonun 'en kolay ulaşılan haz' olduğuna vurgu yapıyor: “Sağlıklıdır, ötekiyle ilişkiyi gerektirmez, baş ağrısı gibi gerekçelerle engellenmez, virüs bulaştırmaz. Aslında en güvenli seks partneri siz kendinizsiniz.”

‘MIÇ MIÇ SEVGİLİLER, EŞLER VAR MI ŞİMDİ MERAK EDİYORUM’

3 yıldır evli olan adına Meltem diyeceğimiz kişi evden çalışmaya devam ediyor. Keza eşi de öyle. Karantina günlerini şu sözlerle anlatıyor: “Normalde o işe gidiyor ben işe gidiyorum falan hayatımızın bir düzeni vardı. Sabah kalkıyorsun, duş alıyorsun, kendine bakıyorsun. Bu bozuldu. Yataktan kalkıp, bilgisayar başına oturuyorsun. Akşam Facebook, Twitter… Sürekli yataktayız ya da salonda. Cinsel çekim bitti. Bir de bizim evlerimiz geniş salonları olan, odaları olan evler değil. Sürekli burun burunasın. Cazibesi gitti işin. Pijamalısın. O da öyle. Kaş, bıyık falan da bırakmıştım. Daha yeni arkadaş aldı. Bunları biz evde yapabilen insanlar değiliz. Kuaföre gidiyordum. Kendimi çekici hissetmiyorum ki seks isteyeyim.”

Meltem konuşma arasında şu dönem “Mıç mıç yapan var mıdır?” diye soruyor: “Sevişmek istiyor. Bir ertele. İki ertele. Ne oldu diye soruyor. Söyleyecek net bir cevabım yok. İstemiyorum. Tabii işsiz kalma korkusu, hastalanma korkusu gibi nedenleri de olabilir. Sevgilisiyle, eşiyle çok iyiyiz, işte şöyleyiz böyleyiz mıç mıç eden var var mı şu dönem? Çok merak ediyorum.”

Bir diğer konuştuğum kişi 38 yaşında, erkek, tiyatro oyuncusu. Partneri yok. “Eskiye nazaran isteğimde çok bir artış olmadı ama yok değil, var. Kendimi verecek iş bulamamaktan da kaynaklanabilir. Sana bak şöyle bir şey anlatayım. Geçen cinsel tarafını hiç ortaya koymayan bir kadın arkadaşım yazışırken pat diye ‘süreç bitsin daha çok seks yapacağım’ dedi ve sildi bir anda. Bende de var. Partner bulma konusunda kafam daha bir netleşti. Evet, çocuk hep istiyordum ama bu kadar sık aklıma gelmiyordu.”

Bir diğer sorum ise şöyle yanıtlanıyor: “Sanal anlamda bir yükselmem olmadı. Ama ne oldu bak! Daha fazla insanla yazıştım. Kadınlarla sohbetim arttı.”