Kopması muhtemel bir manyetik fırtına, son 15-20 yılınızın
tüm dijital kayıtlarını silip süpürebilir. Aile albümlerine,
her bir harf için özel bölümü olan telefon rehberlerine,
yazılarınızı topladığınız kalın defterlere haksızlık
ettiğinizi düşüneceksiniz bir süre.
Bazı konuların ciddiyeti, hakkında kesin konuşamasak bile en
küçük ihtimali bile ziyadesiyle tedirgin etmeye yetiyor. Sıklıkla
yaşanan güneş patlamalarının 150 yıllık periyotlarda çok şiddetli
ve etkili biçimde yaşandığına dair bazı bulgular var. İçinde
yaşadığımız yıllarda tamamlanan bu döngünün yol açabileceği
tahribat konusunda bir fikrimiz yok zira günümüzden 150 yıl önce
dünya çok farklı bir yerdi.
Günlük hayatımızda ne gibi etkileri olacağını tahmin edebiliriz.
Gerçi dijital kıyamet dendiğinde akıllara gelen bir "2000 yılı
krizi" meselesi var. Biz gazetecilerin de iyice köpürttüğü milenyum
krizi, bilgisayar sistemlerinin 2000 yılına girince tarihi 0 olarak
algılayıp hayatın altüste gelmesine sebep olacağı şeklinde
endişeler vardı. 2000 yılına girdik ve hiç de beklendiği gibi bir
kriz, kargaşa, kaos olmadı. Hayatımıza kaldığımız yerden devam
ettik. Sonra, 2012'de Marduk gelecekti, gelmedi. Manyetik
fırtınalardan da bir şey çıkmaz diye düşünüyor çoğu insan. Ama ya
çıkarsa? Şirketlerin veri merkezlerinde bulutta duran yazı,
fotoğraf ve video gibi içeriklerimizi, şirket verilerimizi tutan
disklerin her tür dış etkene karşı koruma altında olduğuna
dair kesin bir güven var. Umarım boşa çıkmaz.
YENİ YAŞAM TARZI DAHA HASSAS
Patlamalar sonucunda yaşanacak güneş fırtınası, milyarlarca ton
ağırlığındaki aşırı sıcak gaz bulutlarının, Güneş atmosferinden
fırlamasıyla oluşuyor. Manyetik enerji birdenbire serbest kalınca,
enerji yüklü parçacıklar uzaya yayılıyor. Son olarak 1859’da
görülen büyük güneş patlamaları, o dönemde kullanılan telgraf
şebekesinin tamamen çökmesine sebep olmuştu. Güneş patlamalarının
günümüzde de en büyük etkisi enerji ve iletişim sistemlerinde
görülüyor. İlk olarak 2006’da ortaya atılan iddia, beş sene
önce İngiltere’de düzenlenen bir konferansta yüksek sesle dile
getirildi ve dünyanın önde gelen bilimsel kuruluşlarınca
doğrulandı.
İddia net olarak şöyle: 2013’ten itibaren tamamlanan tarihsel
döngü ile birlikte güneş patlamaları en üst seviyede yaşanacak. Dev
güneş fırtınaları dünyadaki tüm haberleşme ve elektrik şebekesini
çökertecek. Bununla da kalmayacak, şimdiye kadar biriktirdiğimiz
tüm dijital mirasımız silinecek. Bazı bilimciler, bu zirve
noktasında çok büyük ve tehlikeli bir enerjinin açığa
çıkabileceğini, uzaya yüksek miktarda radyasyon yayılacağını
savunuyor. Dünyamızdaki enerji ve iletişim sisteminin 150 yıl
öncekinden çok çok farklı olduğu aşikâr. İnsanoğlunun enerjiye ve
iletişime dayalı yaşam tarzının, bu ani çöküşle birlikte büyük bir
kaosa sürüklenmesi de kötü senaryoda yazıyor. Patlama sırasında
çıkan ışınlar dünyaya ulaştığında, tüm elektronik cihazları
kullanılmaz hale getirecek; elektrik, internet ve telefon
şebekeleri çökecek; radyo, televizyon, telsiz ve uydu iletişimi
duracak, uçakların rotaları karışacak.
HABERLEŞMEYİ ŞEBEKELERİ ÇÖKEBİLİR
Dünyadaki haberleşme ve elektrik sistemini çökertecek tek sebep
güneş patlamaları olmayabilir. İngiltere’nin önceki dönem Savunma
Bakanı Liam Fox’un iddiasına göre, Kuzey Kore gibi ülkeler nükleer
enerji konusundaki güçlerini tehdit oluşturacak şekilde
kullanabilir. Fox'a göre, atmosferin üst tabakalarında
gerçekleştirilecek güçlü bir nükleer patlama yüzünden güneş
patlamalarının benzeri bir etki ortaya çıkabilir. Bu
elektromanyetik darbe ülkelerin savunma sistemleri devre dışı
bırakabilir.
Bu bir paranoya mı bilinmez fakat bilimcilerin güneş patlamaları
konusunda son derece ciddi olduğunu kesin olarak biliyoruz.
İngiltere’deki “Elektrik Altyapısı Güvenlik Konseyi” adlı
kuruluştan Avi Schnurr'a göre son yüz yıl içinde genişleyen ve
güçlenen elektrik şebekesi güneş patlamalarından kaynaklanan
elektromanyetik radyasyona karşı daha hassas hale geldi. Büyük
güneş patlamasının tüm elektrik ve haberleşme sisteminde görülmemiş
bir çöküşe sebep olacağı görüşünü NASA da katılıyor. Dünyadaki
modern çağın sonunu getirebilecek kadar büyük bir felaketin
yaşanması henüz devletlerin ve halkın gündeminde değil.
Güneş’te yaşanan patlamalar, Dünya’ya doğru hareket eden
elektrik yüklü gaz dalgalarının oluşmasına neden oluyor. “Güneş
tsunamisi” olarak adlandırılan olayın gerçekleşmesiyle birlikte,
kuzey kutup bölgesinde “auro” olarak bilinen ışık olayları meydana
geliyor. Bilimcilerin son gözlemlerine göre, güneş tsunamisi ve
kuzey ışıklarının güneye taşınması Dünya’nın manyetik alanını
doğrudan etkileyebilir. Gezegenimize doğru ilerleyen yüklü gaz
parçacıkları manyetik alanları bozabileceği gibi, kuzey ışıklarının
manyetik alanı Dünya’nın manyetik alanıyla etkileşerek olumsuz
sonuçlar doğurabilir.
150 YIL ÖNCE TELGRAF SİSTEMİ ETKİLENDİ
Albert Einstein’ın o ünlü “3. Dünya Savaşı'nda hangi silahların
kullanılacağını bilmiyorum ama 4. Dünya Savaşı'nda taş ve sopalar
olacağını biliyorum” sözünü bilirsiniz. Söz konusu dijital
kıyamet bu sözü akıllara getiriyor. Bundan 150 yıl önce
yaşanan büyük güneş fırtınası öylesine güçlüydü ki, 24 saat içinde
Kuzey Amerika genelinde birçok noktada gökyüzü kırmızı, yeşil ve
mor renklerle parlamaya başladı. İnsanlar gecenin bir yarısı işe
gitmek için uyandı, gazeteler Küba’ya kadar uzanan bir bölgede
Kuzey Amerika’da gecenin gündüze döndüğünü yazdı.
Gökyüzündeki bu parlaklığa, Güneş fırtınası parçacıklarının çok
büyük bir ölçekte Dünya atmosferinin üst katmanlarıyla çarpışması
neden oldu. Bu çarpışma o kadar etkiliydi ki, dünyanın dört bir
yanındaki telgraf hatları kullanılmaz hale geldi, hatta kıvılcımlar
saçarak yanmaya başladı. Telgrafçıların hatlara elektrik
gönderen bataryaların kablolarla olan bağlantısını kesmesi de bu
durumu engelleyemedi. Patlamaların neden olduğu elektrik akımı o
kadar güçlüydü ki, atmosferden yüklenen hatlar mesaj iletmeye devam
etti. Tüm pusulalar saatlerce kilitlendi.
BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİR
Şüphesiz, aradan geçen 1,5 yüzyılda çok şey değişti. Bugün
hayatımızda önemli bir yer kaplayan televizyon, telefon, internet,
bankacılık sistemi, uçak yolculuğu ve daha pek çok şey o zamanlar
yoktu. Dev güneş patlamalarının bu sistemlere etkisi konusunda
hiçbir şey bilmiyoruz. Yani bir bakıma, 1859’da yaşanan büyük
patlamadan dünya sistemi o kadar da derinden etkilenmedi. Günümüzde
neler olabileceğini sadece tahmin edebiliriz.
Yaşadığımız yıllar içinde gerçekleşmesi olası güneş patlamaları
yüzünden tüm elektrik ve iletişim sisteminin çökmesi şehirlerde
büyük bir kaosa sebep olabilir. 150 yıl öncekinden çok daha
şiddetli etkilere sebep olacak olacak güneş patlamalarının
etkisiyle tüm insanoğlu aylarca sürebilecek bir taş devri dönemi
yaşayabilir. Manyetik alanların çarpışması yüzünden
bilgisayarların diskleri ve sunucular büyük hasar görebilir. Bu
yüzden, çok kritik önem taşıyan sunucuların yer altında
yedeklenmesi gerekiyor. Dünyayı sarsabilecek büyüklükte dev
bir güneş fırtınasını bilim insanlarının, fırtınanın taşıdığı
elektrik yükünün gezegenimizin atmosferine çarpmasına birkaç saat
kalana kadar fark edemeyecek olması da bir diğer kötü haber. Yani
dünyanın yarısı uyumakta iken tamamen karanlık bir döneme
girebiliriz.