Süper Lig'imiz yine süper başladı. Daha ligin üçüncü haftasını
yeni geçtik ve Kayserispor-Galatasaray maçının ardından kulüpler,
başkanlar, taraftarlar birbirleriyle ya da kendisiyle uğraşanlarla
ya da kendileriyle uğraştıklarına inandıklarıyla kavgaya başlamakta
gecikmedi. Kayserispor Başkanı Erol Bedir, Kayserispor-Galatasaray
maçının ardından bir televizyon kanalına “Bu hakemlerle bu lig
bitmez” diyerek açılışı yaptı. Aynı maçın bitiminde, hak
mahrumiyeti cezası daha taze biten Fatih Terim yaptığı açıklamayla
yine gündeme oturdu. Fatih Terim, takıma oynattığı futbolun
kötülüğüne değinilmesine izin vermeden maçları her zaman hakemlere
karşı kazandığını söylemeye alıştırdı zaten bizi. Maçlar hakeme
rağmen kazanılır ve hakem yüzünden kaybedilir bu ülkede. Bunu yapan
sadece de o değil, herkes yapıyor, eskiden kalan bir maç sonu
açıklama akımı. Ama benim derdim gerçekten bunlar değil. En azından
şu anda...
Türkiye Futbol Federasyonu, Profesyonel Futbol Disiplin
Kurulu'nun kararlarını dün açıkladı. Fatih Terim dört, Ümit Davala
da üç maç hak mahrumiyeti cezası aldı. Normal durumlarda PFDK'nın
verdiği cezaların fazlalığının tartışılması, Terim'in ve
yardımcılarının sürekli ceza almalarına karşın kulübü yönetenlerin
bunu hiçbir şekilde sonlandıramaması gibi konuların konuşulması
beklenirken ve daha mâkulken tartışma bambaşka bir boyutta
yaşandı.
TFF'nin Fatih Terim ve Ümit Davala'ya verilen cezaların
açıklandığı PFDK kararlarını akşam üstü yediyi beş geçe Twitter'dan
yayınlaması Galatasaray camiasının büyük tepkisini çekti. Varsayıma
göre TFF'nin açıklamayı akşam üstü yediyi beş geçe yapması
Galatasaray'ı bilerek ve isteyerek sinirlendirmek amaçlı
yapılmıştı. Çünkü akşam üstü yediyi beş geçe Galatasaray için çok
önemli bir saatti! Çünkü saatler akşamüstü yediyi beş geçeyi
gösterdiğinde aslında saatler yediyi beş geçmiyordu! Saatler
dijital cihazların gösterdiğine göre on dokuz sıfır beşti ve bu
Galatasaray'ın, yaratılan velveleden anladığıma göre başka
hassasiyetleri yokmuş gibi, tarihindeki en büyük hassasiyetiydi!
Çünkü dijital cihazlarda 19 ve 05 yan yana gelince akıllara
Galatasaray'ın kuruluş yılını da hatırlatan sayı 1905 ortaya
çıkıyordu. Ve bu açıklamanın dijital ortamlardaki saatlere göre
19:05'te yapılması tüm perşembe gecesi spor medyasının ana konusu
oldu. Halbuki saat sadece yediyi beş geçiyordu.
TÜM SAYILAR 40 YAPAR!!
Açık söyleyeceğim ben hayatımda bu kadar boş ve desteksiz bir
tartışma çok az gördüm! Bu tartışmayı da liste başına alırım.
İddiaya göre PFDK bu açıklamayı bilerek ve isteyerek yapmıştı.
Fatih Terim'e, Ümit Davala'ya verilen cezayı 19:05'te yaparak
kulübü ve kişileri yıpratmak istiyordu. Fakat bilmem farkında
mısınız ama PFDK'nin açıkladığı kararda Galatasaray'a ve
çalışanlarına verilen cezalar dışında, 34 kulübe verilen cezalar da
açıklandı. Mesela Kayserispor Başkanı Erol Bedir de Galatasaray
maçı sonrası yaptığı açıklamalar nedeniyle maddi ve hak mahrumiyeti
cezaları aldı. Eğer Galatasaray dijital ortamdaki saatin 19:05'i
göstermesinden yola çıkarak bir örgütlü ve bilinçli yıpratmadan
bahsedebiliyorsa, Erol Bedir de kendisine ve kulübüne verilen
cezanın 19:05'te açıklanmasının ardında, cezaların Galatasaray
maçından sonra olmasına vurgu yapıldığı iddiasıyla TFF'nin bilinçli
olarak PFDK kararlarını bu saatte açıkladığını söyleyebilir. 61
yaşında olan Erol Bedir, kendisine verilen 60 günlük ceza için,
“Hassasiyetim olan yaşıma gönderme yapıyorlar. İnsanların yaşıyla
dalga geçilmez” de diyebilir eğer böyle düşünürsek. Bir de tabii
Fatih Terim ve Ümit Davala'ya verilen para cezalarının bedelleri
var. Davala'ya 19 bin 500 TL para cezası kesilmiş. Bu bedelin bile
içinden 1905'e ulaşarak verilen ceza bedelinin bilinçli olarak
sinir stres yaratma amaçlı olduğunu iddia edenler gördüm. Fatih
Terim'e neden 19 bin TL ceza verildiğini neyse ki bir yere
bağlayanına rastlamadım. Ali Sami Yen'in topa ilk vurduğu yıl 1900
olduğu için Fatih Terim'e de bu meblağda para cezası verilmiş diye
bir bahane uyduramadınız mı?? Bakın ben uydurdum! Yine bu
düşünceyle gidersek Galatasaray'a maçta taraftarlar merdivenleri
boş bırakmadıkları için verilen 25 bin TL parası cezası da,
Falcao'nun karşılamasında bulunan 25 bin kişiye gönderme yapmak
için belirlenmiş olmalı! Biraz daha zorlarsak zaten bütün
rakamlarla işlem yapınca 40 yapar!! Ama bir şeyleri değerlendirmeye
bu takıntılı ruh haliyle yaklaşırsak da işin içinden çıkamayız.
DAYANAKSIZ KİMLİKLERİN KIRILGANLIĞI
Peki futbol kulüpleri ve taraftarların sayısal sapkınlığı ne
zaman başladı. Dijitalleşmenin tüm dünyayı çepeçevrelemesi
sonrasında, temmuz yerine 07 yazılmasıyla, yediyi beş geçiyor
yazmasının yerine 19:05 yazması sonrası olur olmadık tarihleri
kulüplerin kutlama günleri olarak belirlemesi, belirli sayıları
sahiplenmesiyle başladı her şey. Bunun yaratılmak istenen bir
kimlik inşaasıyla da yüksek biçimde ilgisi var. Sayılar üzerinden
oluşturulmaya çalışan kimlik de sağlam temeller üzerine
oturmayınca, camialar kimliklerine zeval geldiklerini düşünüyor ve
ses çıkarmaya başlıyor. Bunun en büyük nedeni de oluşturmaya
çalıştıkları kimliklerinin kırılganlığı. En ufak bir şeyden nem
kaparak tepki veriyorlar. Bu kırılganlığın bir nedeni de özgüven
eksikliği.
Geri dönersek Galatasaray'ın PFDK kararlarının 19:05'te
açıklanması üzerine yaptığı hassasiyet açıklamasına. Eğer
Galatasaray içinde kendisi hakkında açıklanan bir ceza olmasaydı ya
da daha küçük bir ceza olsaydı bu kararın 19:05'te açıklanmasına
böylesine bir tepki verir miydi? Hiç sanmıyorum zira örneği
var. Galatasaray'a takım halinde
verilmiş bir sportmenliğe aykırı davranış cezası o tarihte 19:05'te
açıklanmış. Ama o tarihte Fatih Terim Türkiye Futbol Direktörü'ydü,
böyle bir vaka yaşanmadı. Bugün yaşanmasının nedeni de belli. Fatih
Terim'in ve Galatasaray camiasının içine düştüğü kendisine düşman
yaratma çabası ve ego girdabı. Fatih Terim'in egosunun olmamasını
beklemek pek mantıklı değil, aynı şekilde Galatasaray kulübünün de.
Ama egosunu böylesine boş ve dayanaksız şeyler üzerinden
göstermesine de gerek yok. “Bizim için önemli hediye şampiyonluk
kupasıdır” diyerek özgüvenini ortaya koyarak yayıncı kuruluşa
verdiği cevapla açtığı yoldan devam etmesi çok daha anlamlı ve
dayanaklı olur.
MEDYANIN ROLÜ DE BÜYÜK
İnsanların, taraftarların dijital dünyanın getirdiği bir sonuç
olarak rakamlara ve rakamların simgelediklerine böylesine kafa
yormaya başlamasına, bu sayılar üzerinden komplo teorileri, kumpas
iddiaları üretme gayretlerini hayretle takip ettim. Özellikle Aspor
kanalında yarım saatten fazla süre bu konu konuşuldu Son Sayfa
programında. Sürenin sonunda moderatörün “Halbuki voleybol kadın
takımımızın başarısını, erkek basketbol takımımızın dünya kupası
performansını, Cengiz Ünder olmadan A Milli Takım'ın neler
yapabileceğini konuşabilirdik” demesini de içler acısı buldum.
Acaba bahsettiği konuları spor programı içeriği olarak
konuşmamaları konusunda kim onları tuttu merak ediyorum. Sporu
konuşmak yerine tweet saati konusunu konuşan spor medyası
çalışanları bu olayı gereksiz yere büyütüp TFF ve Galatasaray
arasındaki gerginliği de arttırmıştır. Bu arada Aspor da PFDK
kararlarını 19:07'de Twitter hesabından paylaşmış. Eğer çok boş
vaktiniz varsa ve tartışmak isterseniz benden size konu önerisi
olsun bu da.
Taraftarlar sayılara bu kadar takıntılıysa, mesela Galatasaray
taraftarları A Milli Takım'daki Galatasaraylı futbolcu sayısının
SIFIR olmasına kafayı takabilirler. Ya da takımlarının borç yüküne,
sildirdiği vergi borçlarına, futbolcularına ödediği tonlarca
paralara baksınlar. Ülkenin futbol camiasında gerçekten bir şeyler
ifade eden ve somut karşılıkları olan sayılar bunlar çünkü.