Diyarbakır Barosu: Tutuklu kız çocuklarına yönelik hak ihlalleri var

Diyarbakır Barosu, 'Diyarbakır Kadın Kapalı CİK'nda Tutuklu Bulunan Kız Çocuklarına Yönelik Hak İhlallerine ve Tutulma Koşullarına İlişkin Rapor'u paylaştı.

Abone ol

DUVAR - Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi, Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde “kız çocuklarına yönelik hak ihlalleri” iddialarını araştırmak için yaptığı incelemenin ardından hazırladığı raporu düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Diyarbakır Barosu’nda düzenlenen toplantıya Baro Başkanı Nahit Eren de katıldı.

Raporu Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Sekreteri Büşra Güger paylaştı. Güger, raporun hazırlanmasıyla ilgili şunları söyledi: "Çocuk haklarına dair ulusal ve uluslararası mevzuatların temelini oluşturan 'Çocuğun Korunması ve Üstün Yararı' ilkelerinden yola çıkılarak çocukların içinde bulunduğu her koşulda yetişkinlerden farklı olarak gözetilmesi gerektiği açıktır. Benimsediğimiz bu temel ilke ile özellikle cezaevi ortamında yarattığı dezavantajları minimalize etmek amacıyla Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Tutukevleri ve Islahevleri Çalışma Grubu tarafından heyet oluşturulmuştur. Oluşturulan heyetin Avukatlık Kanunu 97. Maddesine göre baro başkanı tarafından görevlendirilmesiyle birlikte; heyet tarafından Diyarbakır Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ziyaret edilmiş ve burada tutulan kız çocukları periyodik olarak ziyaret edilmiştir."

Güger, raporlama kapsamında 2023 Eylül ayı ile 2024 Ocak ayı arasında 9 kız çocuğuyla 15 görüşme gerçekleştirildiğini söyledi. Çocukların aktarımlarında tutarlı olduklarını gözlemlediklerini belirten Güger, “Görüşmelerde çocukların işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldıkları, mahremiyet, beslenme, haberleşme, iletişim, kurum içi faaliyetlere katılım, sağlık hizmetine ve tedaviye erişim, dilekçe, bilgi edinme haklarının ihlal edildiği ve tutulma koşullarının mevzuata ve insan onuruna aykırı olduğu kanaatine varılmıştır” dedi.

'ÇIPLAK ARAMAYLA İLGİLİ HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATILDI'

Çocukların çıplak aramaya matux kaldığını ve mahremiyet haklarının ihlal edildiğini söyleyen Güger, "Görüşme yapılan kız çocuklarının işkence ve kötü muamele kapsamında değerlendirilen çıplak aramaya maruz bırakıldığı çocukların tutarlı ve birbirlerini doğrulayan aktarımları sonucunda saptanmıştır. Söz konusu görüşmelerden Ceza İnfaz Kurumu tarafından çıplak aramanın rutin bir şekilde gerçekleştirildiği, çocukların başta mahremiyet hakkı olmak üzere birçok hakkının ihlal edildiği ve kurum içerisindeki personellerin de bu hak ihlallerine karşı mevzuata uygun hareket etmediğine dair kanaatimiz kuvvetlenmiştir. Çıplak arama ve diğer muameleme hususlarına ilişkin hukuki süreç başlatılmış olup merkezimizce takip edilmektedir" diye konuştu.

'KELEPÇE TAKMA SİSTEMATİKLEŞTİ'

Özellikle hastane sevki sırasında çocuklara kelepçe takıldığını tespit ettiklerini ifade eden Güger, "Görüşülen çocuklar, hastaneye sevk sırasında ve kendi aralarında çıkan tartışmaya müdahale esnasında kelepçe kullanıldığını aktarmıştır. 2021 yılından bu yana yapmış olduğumuz ziyaretlerde çocukların özellikle hastaneye sevk esnasında kelepçe takıldığına ilişkin aktarımları, bu durumun sistematikleştiğini, ulusal ve uluslararası mevzuata uygun davranılmadığını açıkça ortaya koymaktadır" dedi.

ÇOCUKLARIN HİJEN SORUNU

Güger, şunları söyledi: "Heyetimiz tarafından Diyarbakır Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan kız çocuklarıyla görüşme yapıldığında kız çocuklarının en çok kadınlara özgü bir kurumda bulunmalarının hak ihlallerine sebep olduğu görülmüştür. Heyetimiz, kurum içi gerçekleştirilen etkinliklerden çocukların yararlandırılmadığının farkında olmakla birlikte gerçekleştirilen etkinliklerin çocuklara özgü biçimde düzenlenmediğini düşünmektedir. Yine yapılan görüşmeler sırasında, çocukların koğuş sistemi ile tutuldukları koğuşların 11 kişilik olduğu, yatakhanenin toplu olduğu, oda sisteminin bulunmadığı ifade edilmiştir. Koğuş kapasitelerinin yanı sıra kız çocuklarının bulundukları koğuşta ısıtmanın yetersiz olduğu çocuklar tarafından heyetimize yapılan tutarlı aktarımlardandır. Bunların yanı sıra; idarenin çocuklara koğuş temizliği ve kişisel hijyen için yeterli miktarda ve yeterli sıklıkta hijyen ürününün sağlamadığı da görüşmelerimiz esnasında heyetimize çocuklar tarafından aktarılmıştır. İdarenin koğuş temizliği ve kişisel hijyen için yeterli ürünü sağlamaması ve kantin fiyatlarının çok yüksek olması nedeniyle çocukların cezaevinde derin yoksulluk etkilerini ve regl yoksulluğu yaşadığı düşünülmektedir. Yemeklerin hijyen koşullarına göre hazırlanmadığı, çocuklara mevsimine uygun meyve ve benzeri takviye gıdaların sağlanmadığı, özel beslenme düzenine ihtiyaç duyan çocuklara özgü menülerin oluşturulmadığı ve yemek dağıtımında çocukların özel durumlarının gözetilmediği, kahvaltı öğünün yer almadığı, kantin fiyatlarının yüksek olduğu, kantinde istenilen ürünlerin yer almadığı, sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan ailelerin çocuklarına maddi destek sağlayamaması nedeniyle kantinden ihtiyaçlarını gideremedikleri de görüşmeler vasıtasıyla heyetimize yapılan aktarımlardandır."

CİNSİYETE DAYALI AYRIMCILIK

Güger, kız çocuklarının oyun alanlarının bulunmadığını belirtti: "Heyetimiz tarafından erkek çocuklarının tutulduğu Diyarbakır Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda yapılan görüşmeler sonucunda Diyarbakır Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda oyun salonları olduğu ve erkek çocuklarının oyun salonlarından kısıtlı olsa da faydalandığı bilinmektedir. Bu bağlamda kız çocuklarının tutulduğu Diyarbakır Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda çocuklarla yapılan görüşmeler neticesinde; tutuldukları kurumda oyun salonu olmadığı, çocukların boş zamanlarında vakit geçirmeleri için sağlanan imkanlara yönelik cinsiyete dayalı ayrımcılığın mevcut olduğu anlaşılmıştır."

ÇOCUKLARI SUÇTAN UZAK TUTACAK TEDBİRLER

Çocuk hakları alanındaki birçok çalışmadan edinilen tecrübelere göre özgürlüğünden mahrum bırakılmanın çocukların ruhsal, fiziksel ve sosyal gelişimleri açısından olumsuz etkiler yarattığına değinen Güger, "Yetersiz oyun, kütüphane ve ders çalışma alanları, kendi yaş grubunda olmayan ve çeşitli suçları işledikleri iddiası bulunan tutuklu veya hükümlü ile çok fazla temas halinde olmaları ve yine aile ve sosyal ortamından yoksun kalma gibi nedenlerle özgürlüğünden yoksun bırakılarak cezaevine gönderilen çocuklar sağlıklı bir şekilde gelişimlerini tamamlayamamaktadır. Bunun yanında çocuk adalet sistemi çocukların suçtan uzak kalacak şekilde geliştirilmesine dönük tedbirler içermediğinden yalnızca kuruma kapatılma çocuklar üzerinde suç işlenmesinin önlenmesi gibi bir amaca cevap vermemektedir" dedi.

'ALTERNATİF İNFAZ MODELLERİ OLUŞTURULMALI'

Güger, sistematik ihlaller ve mevcut durum karşısında çocuk adalet sistemi içerisine giren bir çocuğun tutuklanarak cezaevine gönderilmesi ile birlikte iyi olma hallerinin yok edildiğini söyledi.

Güger, "Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak; adalet sistemi içerisine giren çocukların özgürlüklerinden mahrum bırakılmadığı alternatif infaz modellerinin oluşturulması gerektiğini ve adalet sisteminde çocuğun üstün yararının odak haline getirilmesi önerilerimizi bir kez daha yineleyerek, Diyarbakır Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kız çocuklarına yönelik yapılan çıplak arama ve diğer tüm hak ihlallerine karşı olduğumuzu ve mücadelemize devam edeceğimizi belirtir; tüm yasal süreçlerin takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz" dedi.