Diyarbakır: Festival ve itiraz şehri

Kültür sanat festivalleri Diyarbakır'a yakışıyor. Belki sırf bu nedenle itirazın en şık hali de Diyarbakır'dır.

Vecdi Erbay verbay@gazeteduvar.com.tr

Ortadoğu Sinema Akademisi Derneği 3 yıl aradan sonra, Amed Belgesel Film Festivali'ni bir kez daha organize etti. Eylül ayının son günlerinde gerçekleşen festivalde 30'un üstünde film gösterildi. Ağırlıklı olarak Kürtleri konu alan filmlerin gösterildiği festival için çevre illerden de çok sayıda sinema heveslisi Diyarbakır'a geldi.

Hemen ardından Sanat Sokağını Güzelleştirme ve Koruma Derneği, 1. Sanat Sokağı Kültür ve Sanat Festivali ile bir dizi etkinliğe imza attı.
Festivali düzenleyen dernek, belediyeden ya da başka bir kurumdan destek almadı. Bu nedenle hem Amed Belgesel Film Festivali hem de 1. Sanat Sokağı Kültür ve Sanat Festivali, kıt imkanlarla hedef kitlesine ulaşmayı başaran "sivil" bir kimlik kazandı.

*

Devlet destekli festivaller ise sırada bekliyordu. Dün 1. Dicle Bağbozumu Festivali başladı. Hatırlanacaktır, Felat Aygören, yerel seçimlerde Kürt parti ve oluşumlarının HDP ile yapılan ittifak neticesinde Kürt Demokratlar Platformu'ndan (PDK-Bakur) Diyarbakır Dicle Belediyesi başkan adayı olarak gösterildi ve seçildi. HDP'li belediyelere kayyım atanırken Aygören koltuğunu korudu ve zaten bir süre sonra 'hizmet için AK Parti'ye katıldı. Parti rozetini de Erdoğan taktı. O gün bu gündür Diyarbakırlılar Aygören'e kayyım gözüyle bakıyorlar.
Neyse, Bağbozumu Festivali'ne devletin erkanı katıldı. Halkın katılımını da sağlamak için Diyarbakır'dan otobüsler kaldırıldı. En iyi üzüm yetiştirenlere ödüller verildi. Konserler verildi. Festivalden paylaşılan fotoğraflardan biri, nizami bir devlet erkanının dibinde hizalanma pozuydu. İliklenmiş düğmelerin iyice görünür yaptığı göbekler...

*

Devletin organize ettiği esas festival ise 14 Ekim'de arzı endam edecek. Afişler, pankartlar günler önceden surlara ve Diyarbakır'daki her caddeye günler önceden asıldı. Son üç gündür ise konserlerin verileceği Şeyh Said Meydanı'na dev bir sahne hazırlanıyor.
Meydanda konser verecek şarkıcılar popüler isimler. Bazılarını tanımıyorum ama bu benim cahilliğim. Muhtemelen Diyarbakırlı gençler benim bihaber olduğum şarkıcıları tanıyordur.
Festivalde sahne alacak şarkıların afişleri sokakları süslemeye başlayınca şöyle şikayetler duyuldu: Kürtçe şarkı söyleyen yok. Kültür Bakanlığı Sur Yolu Kültür Festivali için onca para harcamış, eh, o kadar kusur da varsın olsun!
Para demişken. Mesela Alişan'a verilen para ile evleri başlarına yıkılan, Sur'dan sürgün edilen kaç yoksul ailenin kaç aylık parasına karşılık geliyor. Matematiğim kötüdür, para işinden de zerre anlamam. Ama Sur'dan göç edenlerin Sur'daki bir kafede çay içemediğini biliyorum.

*

Diyarbakır hakikaten bir festivaller şehridir. Diyarbakır'da kültür ve sanatın her dalı hak ettiği ilgiyi görür. Çok az parayla kotarılan Amed Belgesel Film Festivali de bunu gösterdi.
Ancak Diyarbakır aynı zamanda bir itiraz şehridir de. Günlerdir Kuzey ve Doğu Suriye'ye hava saldırısı düzenleniyor. Her şeyi bilen zevat, televizyon kanallarında uçakların kalktığını, kimi hedefleri bombaladığını ağızlarının suyunu akıtarak duyuruyor. Konforlu alanda sergilenen bu gözü karalık şovu, Diyarbakır'daki itiraza kör ve sağır kalıyor.
Bu, elbette yeni bir şey değil. Kürt sorunu ile ilgili bilgisizlik, yalancılık, iftiracılık 100 yıldır devam ediyor. Sorunun barışçıl yöntemlerle çözümü için mücadele edenler, 100 yıldır şaki, eşkıya, terörist olarak yaftalandı. Hapse atıldı, sürgün edildi, öldürüldü. Diyarbakır semalarını büyük gürültüyle yararak uçan uçakların çözümsüzlüğe uçtuğunu en iyi Diyarbakır'da yaşayan insanlar biliyor. Bu nedenle sokağa çıkarak itiraz etmeye niyetleniyorlar. Sesleri duyulmasın diye polis etraflarını kuşatıyor, gözaltına alıyor.
Peki, ne oluyor? Devletin Filistin için döktüğü gözyaşları Diyarbakır'da sorgulanıyor. Kuzey ve Doğu Suriye için deyim yerindeyse ölü taklidi yapan mütedeyyin cenahın Filistin için döktüğü gözyaşları yaşları da öyle.
Çünkü unutturmak isteseler de Diyarbakırlılar şunu biliyor: Filistin'in kurtuluşu için onlarca Kürt ve Türk devrimcisi ölümüne savaştı. O tarihlerde siyasal İslamcılar için devrimci gençlerin katli vacipti. Şimdi "Filistin şehitleri" için meydanlarda namaz kılanlar, araç konvoyu oluşturup şehirlerde tur atanlar, miting düzenlemeye hazırlananlar, "festivaller iptal edilsin" diyenler bunu hatırlamıyor olamazlar elbette. Onlar için kötü haber ise şu: Diyarbakır'da her cenahın eylemi ve söylemi samimiyet testinden geçiyor.
Şunun da farkındayız: Kürt ve Türk devrimcilerinin Filistin için savaştığı yıllarda Filistin'de İslamcılık bu denli güçlü değildi.
Hamas nasıl ortaya çıktı, bu örgütü kim, hangi saiklerle besleyip büyüttü? Buna ayrıca bakmak gerekiyor ve bu ayrı bir tartışmanın konusu. Ancak ortada aşikar bir ikiyüzlülük olduğu muhakkak ve buna itiraz etme hakkı da bakidir.
Peki, Diyarbakır festivaller ve itirazlar şehridir, diyelim.
Kültür sanat festivalleri Diyarbakır'a yakışıyor ve belki sırf bu nedenle itirazın en şık hali de Diyarbakır'dır.
Yolu Filistin'e düşmüş, kalbi bizden önce Filistin için çarpmış devrimcilere selam olsun, diyelim.

Tüm yazılarını göster