Diyarbakır Kasor Havzası’ndaki madene tepki: İçme suyu yok olacak

Diyarbakır'ın Kulp ilçesinin Kasor Havzası’nda yer alan 5 mahalleyi etkileyecek madencilik faaliyetine karşı açıklama yapıldı.

Abone ol

DUVAR - Diyarbakır'da Kulp Kasor Havzası Koruma Platformu öncülüğünde Kasor Havzası’nda yer alan 5 mahalleyi etkileyecek madencilik faaliyetine karşı açıklama düzenlendi. 

Açıklamaya, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Doğan Hatun, ilçe belediye eş başkanları ile birçok demokratik kurum ve siyasi parti temsilcisi de yer aldı. "Xwezaye me xwebuna me ye. Em dev jê bernadin/Doğamız varlığımızdır, vazgeçmiyoruz” pankartının açıldığı eylemde "Doğa üzerindeki talana izin vermiyoruz”, “Sermaye Kulp’tan defol”, "Pasur madenlerden daha önemli” dövizleri taşındı.

'25 BİN NÜFUSUN İÇME SUYU YOK OLACAK'

Eylemde ilk olarak konuşan Diyarbakır Barosu Çevre ve Kent Komisyonu Sekreteri Ahmet İnan, 25 bin kişinin içme ve zirai kullanma suyunun Kasor Havzası’ndan karşılandığını belirterek, maden çalışmasının toprakları ağır metallerle zehirleyerek,  suları kullanılamaz hale getireceğini dile getirdi. Maden ruhsatına itiraz edecekleri gibi ilgili kurum yetkilileri hakkında da suç duyurusunda bulunacaklarını aktaran İnan, “Tüm ilgilileri görevlerine davet ediyoruz. Bir an önce bu vahim hatadan dönün. Son dönemde Hasandin’de, Lîce’de görüldüğü üzere şehrimizin temiz suyu ve havzası talana açılıyor. Buralarda çocuklarımızı büyütmek istiyoruz. Birçok uygarlığın doğayı sömürme zihniyetiyle ekolojik dengenin yok olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu ülkede hiç kimse derelerimize, ormanımıza, geleceğimize rağmen ekolojiyi karşısına alarak bir şey yapamaz, var olamaz. Şirketleri şimdiden uyarıyoruz; hiç masraf yapmayın, buradan gideceksiniz. Çünkü bizim yaşatma sevdamız sizin talan isteğinizden çok daha üstündür. Kentin binlerce paydaşıyla, hep birlikte, kenetlenerek bu toprakları savunacağız” diye belirtti.

'KAMU YARARI NEREDE?'

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Doğan Hatun, yaklaşık 60 mahallenin bu havzadaki sudan faydalandığını belirterek "Nereye bakarsan hangi ağacın altına baksan, burada yaşam var. Doğanın üstü olduğu gibi altı da değerli. Bu doğa doğrusu zengin bir madene sahip. Ama maden çalışması yapılacağı zaman toplum için faydası olması lazım. Burada yarar var mı bakalım? Burada maden yaparsanız başta binlerce yıllık kültürü, bu temiz suları yok edeceksiniz. Halkı göçerteceksiniz. Öyleyse kamu yararı nerede?​” diye sordu.

Maden İşleri Müdürü’ne seslenen Hatun, “Burası DİSKİ’nin içme suyu temin ettiği bir yerdir. Yer altı ve akarsuları hem insanlar hem de tarım için kullanılan su havzasıdır. Kendi mevzuatlarınıza karşı hareket etmeyin. Doğru bir şekilde, doğru yerde madencilik yapılırsa, kamu yararı varsa kimse karşı çıkmaz. Ama insanları doğayı, suyu yok ederseniz kusura bakmayın. Burada 25 bin insana kovayla su taşıyacak halimiz yok. 25 bin nüfusun suyunu DİSKİ olarak nereden temin edeceğiz? Bunların sorumluları sizler olacaksınız. Bu yanlıştan vazgeçin” dedi.

DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren de HES’lerle, barajlarla, orman yangınlarıyla, maden ocaklarıyla doğanın dengesinin bozulduğunu, iktidar ve sermayenin el ele vererek toprakların can damarlarını kesmek istediğini belirtti. Eren, “Yok edilmek istenen bizim tarihimiz, kültürümüz, bu topraklarla olan bağımızdır. Bu toprakların derinlere inmiş kökleri var. Hiç kimse bu halkı bu topraklardan atamaz. Asla izin vermeyeceğiz” dedi.

Ekoloji Derneği’nden Nejdet Sezgin de "Maden çalışması göçü getirecek. Bu dağlar, yaylalar boşalacak. Hiçbir köylü burada kalmayacak. Siz ne kadar mücadele ederseniz, bizde sizinle mücadele edeceğiz" diye konuştu.

Dolun Mahalle’sinden Zübeyde Memiş ise "Burada maden çıkarılmasını istemiyoruz. Bizi bir kere köyden kovdular, ikinci defa köyümüze yerleştik. Şimdi yine kovmaya çalışıyorlar. Nereye gideceğiz?​” diyerek tepkisini dile getirdi. İslam Mahallesi’nde yaşayan kadınlar, madene karşı olduklarını söyleyerek, “Huzurumuz bozulacak. Şimdiye kadar maden çalışması yapılmasına izin vermemeliydik. Kadınlar adına bu çalışmayı istemiyoruz” dedi.

M.A'nın aktardığına göre; Eylem, “Direne direne kazanacağız” sloganıyla sona erdi. 

(MEZOPOTAMYA AJANSI)