Diyarbakır'da 1 Mayıs İstasyon Caddesi'ndeki miting alanında kutlanıyordu. Bu yıl bir değişiklik yapıldı ve etkinlik, adı Şeyh Said olarak değiştirilen Dağkapı'da yapıldı.
Etkinlik planlanan saatten epey geç başladı. Çünkü TÜM BEL SEN önünde toplanan sendikacılar ve Yeşil Sol Parti Diyarbakır milletvekili adayları, yaklaşık 1 kilometre ötedeki etkinlik alanına pankartları ve sloganlarıyla yürümek istiyordu ve polis buna izin vermemekte direniyordu. Polis aracından kibarca yapılan "müdahale ederiz" uyarısına kitle slogan ve zılgıtlarla karşılık veriyordu. Bu arada TÜM BEL SEN'in önünde toplanan kitleye katılmak isteyen sendikacı ve vatandaşlar ise ayrı bir polis çemberine alınıyordu. O kadar çok polis yığılmıştı sendikanın önüne.
Polis ile tertip komitesi arasındaki müzakereler uzun sürdü. Sonunda kitlenin 10'ar kişilik gruplar halinde alana yürümesinde karar kılındı. Biraz tuhaf bir durumdu elbette. Ama polis, kitlenin toplu yürüyüşünü engelleyerek, kısmen amacına ulaşmıştı. Kitle de öyle. Belki toplu yürüyüş gerçekleşmedi ama pankartları ve sloganlarıyla alana girmeyi başardılar. 10'ar kişilik grupları ilk karşılayanlar ise etkinlik alanının hemen yanındaki çay ocağında oturanlar oldu. Alkışlarla karşıladılar grupları.
Bu arada Yeşil Sol Parti'nin seçim aracı civardaki sokakları dolaşıyor, kapı önüne çıkıp polis ablukasını seyreden esnafın 1 Mayıs'ını kutluyordu.
CHP DE ALANDAYDI
CHP, benim Diyarbakır'da izlediğim 1 Mayıs etkinliklerinde, en fazla il yöneticileri düzeyinde katılım göstermişti. Bu kez il binasından bir heyet katıldı 1 Mayıs'a. Alana girişlerin yapıldığı polis kontrol noktasında CHP'nin bir de standı vardı. Burada bekleyen kadınlar karanfil ve seçim broşürleri dağıtıyordu.
'SEN KATILMASAN TABİİ KALABALIK OLMAZ'
Çembere alınan kitle nihayet alana girdikten sonra program başladı. Ancak bu kez teknik aksaklıklar baş gösterdi. Etkinlik için bir platform hazırlanmamıştı. Dolayısıyla etkinliğe katılanlar dağınık bir görünüm sergiliyordu. Bu yüzden katılımcıların bir kısmı, sanki yasak savmak için alanda bulunuyordu. Ses düzeni iyi değildi. Konuşmacılar kitle tarafından neredeyse hiç görünmüyor ve sesleri arka taraflara ulaşmıyordu.
Etkinliği çemberin dışında izlemeyi tercih edenler, bu durumdan hiç hoşnut değillerdi. Çay ocağında çayını içip etkinliğe katılanlardan biri, sendika temsilcisine "Çok kalabalık değil" diye şikayette bulundu. Sendikacı, gülerek, "Sen burada oturursan tabii kalabalık olmaz" diye karşılık verdi.
Çay ocağı tarihinin hasılatlarından birini gerçekleştirmiş olabilir, oturacak yer bulmak mümkün değildi. Hemen arkadaki parktaki banklarda oturanlar için de çay ve su servisi yapılıyordu.
SEÇİM HEYECANI 1 MAYIS ETKİNLİĞİNE DE TAŞINDI
Kalabalıktan söz etmişken. Diyarbakır'daki 1 Mayıs hazırlıkları genellikle, "Newroz ruhuyla 1 Mayıs'a" sloganıyla yapılıyor. Ancak Newroz kalabalığının 1 Mayıs'a taşındığına bugüne kadar tanık olamadım. Halbuki 2 milyona yaklaşan nüfusuyla Diyarbakır bir emekçi şehridir. Bunun nedeni işverenle birlikte mevcut iktidarın baskısı mı? Sendikaların işyerlerinde yeterince ve şehre uygun bir örgütlenme biçimi bulamamış olması mı? Muhtemelen bu sorulara doğru cevaplar verilemediği için 1 Mayıs etkinlikleri Newroz'un gölgesinde kalıyor.
Yine de şunu söylemek lazım: Bu yıl gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği önceki yıllara göre biraz daha kalabalıktı. Bunun nedeni de 14 Mayıs seçimleri olmalı. Seçim heyecanı 1 Mayıs etkinliğine de taşındı, denebilir.
Konuşmacıların ortak vurgusu da seçimler oldu. "Bu düzen değişecek" kararlılığı bütün alana hakimdi.
6 Şubat'ta Maraş'ta meydana gelen depremler ile 25 Nisan'da gazeteciler, sanatçılar, hukukçular ile siyasetçilere yönelik operasyonlar da gündemdeydi. Hükümet depremlerdeki can kayıplarının sorumlusu olarak gösterildi. Operasyonlar ise seçim öncesi muhalif kesimlerin baskı altına alınarak sindirilmek istendiği şeklinde yorumlandı.
CENGİZ ÇANDAR: KÊM ZANIM
Yeşil Sol Parti'nin Diyarbakır milletvekili adayları da alandaydı. Kitlesel bir etkinliğe ilk kez siyasetçi kimlikleriyle katıldılar ve ilk kez polis ablukasında direndiler ve bazıları polisle müzakerelerde bulundular. Mehmet Emin Aktar'ın polise "İyi bayramlar" demesi ile polisin yüzündeki şaşkın ifade görülmeye değerdi. Kuşkusuz bu şaşkın ifade, polise emekçi olduğunu unutturan bir dönemin ürünü.
Yeşil Sol Parti Diyarbakır milletvekili adayı Cengiz Çandar da alandaydı. Çandar'a ulaşan iki yaşlı Diyarbakırlı, Kürtçe öğrenip öğrenmediğini sordular. Çandar, Kürtçe sorulan soruyu, "Kêm zanim" diyerek Kürtçe cevapladı. Ardından, yine Kürtçe, 6-7 ay içinde Kürtçesinin daha iyi olacağına dair teminat verdi. İki yaşlı adam, "İnşallah" diyerek, geldikleri gibi usulca kalabalığa katıldılar.
KÜÇÜK BİR SEÇİM ANKETİ
Alanda slogan atmaya ara verenler ile etkinliği çay ocağından takip edenlerin tek konuştuğu ise seçimlerdi. Biz de tartışmaya hazır bir kitle bulmuşken seçimleri konuştuk.
Belki Diyarbakır'a bakarak inançlı bir şekilde "Erdoğan gidecek" diyordu konuştuğumuz insanlar. Elbette akıllarının bir kenarında tuttukları, "Eğer bir hile yapılmazsa" endişesiyle birlikte dile getiriyorlardı bunu. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun son dönem sergilediği performanstan etkilenenler vardı. Ancak büyük çoğunluk ehveni şer kabilinden oyunu Kılıçdaroğlu'na vermeye hazırdı. Öte yandan Yeşil Sol Parti'nin yaptığı Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceğiz açıklamasının karşılık bulduğu da gözlemleniyordu. Yani Diyarbakır 1 Mayıs meydanındaki küçük seçim anketinden Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olarak çıktı.
Milletvekili seçimlerinde karamsar olanlar Yeşil Sol Parti'nin 9 milletvekili çıkaracağını düşünüyor. Ancak Yeşil Sol Parti'nin en az 10 milletvekili çıkaracağına inananların sayısı ağırlıktaydı.
Diğer iki milletvekili kim olacak? Bu soruya net cevap bulmak mümkün olmadı. Ama AK Parti'den aday olan Galip Ensarioğlu ile CHP'den milletvekili adayı olan Sezgin Tanrıkulu'nun isimleri öne çıkıyor. İYİ Partili Vecdin Ensarioğlu'nu dikkate almak gerektiğini söyleyenler de vardı elbette. Vecdin Ensarioğlu'nun AK Parti'nin Diyarbakır'daki oylarını bölecek olması ihtimali bile, AK Parti muhaliflerini ziyadesiyle sevindiren bir durum.
Şunu da eklemeliyim: Hem 1 Mayıs konuşmacıları hem de 1 Mayıs katılımcılarının ortak görüşü seçimlerle bir değişimin sağlanmasının şart olduğu yönündeydi. Dolayısıyla yazıyı, "Diyarbakır iktidar değişsin istiyor" diye bitirmek mümkün.