Diyarbakır'da Kudüs mitingi: Bunlar hep personel!
AK Parti’nin İstanbul’dan sonra Diyarbakır’da düzenlediği “Zulme lanet, Kudüs’e destek mitingine katılım azdı. Bir belediye çalışanı gelenlerin çoğunun kendisi gibi 'kurumdan' geldiğini söylüyor: “Benim beş çocuğum var, işten çıkarılırsam kim bakacak onlara? Bize ‘Gideceksiniz’ dediler, ne yapabilirdik, biz de geldik. Burada gördüğünüz herkes kurumlarda personel. Hepsi korkudan geldiler.”
DİYARBAKIR - Taksicinin kartındaki adres Ofis semtini gösteriyordu. Duraktan epey uzaktaydı. “Başbakan gelecek diye durağı kapattılar. Güvenlik nedeniyle. Biz de boş boş dolanıyoruz, belki yoldan müşteri çıkar diye...” Canı sıkılmıştı, “Kimse ekmek paramızı düşünmüyor” dedi. Birçok yol tutulmuştu sahiden de polisler rastgele araçları çevirip kimlik kontrolü yapıyordu. Benzer ve daha ağır bir durum, Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı AK Parti’nin kongresinde de yaşanmıştı. Kongrenin yapılacağı spor salonuna çıkan yollar, birkaç kilometre öteden kapatılmış, kongreye katılmak isteyen insanlar (aralarında ben de vardım) epey eziyet çekmişti. Sanayide çalışanlar, kendi söyleyişleriyle, 'bütün gün sinek avlamışlardı'. Taksici, belki en çok ekmek parası için, “Böyle olacaksa gelmesinler abê” diyor.
BELEDİYE ARAÇLARI BAYRAK DAĞITIYOR
AK Parti, “Zulme lanet, Kudüs’e destek” mitingi düzenliyor Diyarbakır’da, aşırı güvenlik önlemi bu yüzden. Mitingin düzenleneceği İstasyon Caddesi’nin girişinde Özel Harekatçıların araçları, sokak başlarında TOMA’lar var. Ve adım başında polisler elbette... Sol tarafta belediyeye ait iki araç, Türkiye ve Filistin bayrakları dağıtıyor. Bir adamın elinde üstünde AK Parti yazılı birkaç şapka görüyorum.
İki kontrol noktasından geçtikten sonra varılıyor miting alanına. Nedendir bilmem, AK Parti mitinglerine katılan insanlarda hep, “Bitse de gitsek” gibi bir hava seziyorum. Hep bir tuhaf heyecansızlık. Elbette Kudüs için düzenlenen bir mitingde insanların halay çekmesi beklenmez ama diğer mitinglerde de durum aynı oluyor. Sahnenin önündekiler hariç, arkada kalanların canı çok sıkılıyor sanki.
'BELKİ BOYKOT EDEBİLİRİZ'
Hava bunaltıcı sıcak. Ramazan nedeniyle mitinge katılanlar aç ve susuz. Elbette herhangi bir nedenle oruç tutmayanlar da miting boyunca ne yemek ne de su içebiliyor. Platformun önünde birkaç bin kişi ellerindeki Türkiye ve Filistin bayraklarını sallayıp, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu’na destek veriyor. Ensarioğlu, İsrail ve ABD’yi eleştiriyor. İsrail’in Filistinlilere uyguladığı zulme sessiz kalınmaması gerektiğini anlatıyor. Konuşmasının bir yerinde, 'güçlü lider Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde yaptırımların gerçekleşebileceğini' söylüyor. Bu cümle nedeniyle kulak kesiliyorum, 'belki yaptırımlardan söz edecek' diye. Ama Ensarioğlu, “Belki İsrail’in mallarını boykot edebiliriz” demekle yetiniyor. Ayrıca Ensarioğlu’nun güçlü bir hatip olmadığını da fark edince, Başbakan Binali Yıldırım sahneye çıkıncaya kadar, mitinge katılan insanlarla sohbet etmenin daha yararlı olacağını düşünüyorum.
6 MİLLETVEKİLİ HAYALİ
Mitinge katılan insanlar hem sıcaktan hem de oruç yorgunluğundan yolun iki kenarındaki gölgelik alanlara sığınmışlar. Ağaçların altında yer bulan yaşlılar, çimenlerin üzerinde yayılmış, kendi aralarında konuşuyorlar.
Genç bir adama “Mitingi nasıl buldunuz?” diye soruyorum. Sırtımızı duvara dayamış, terliyoruz. Adam, miting alanındaki kitleden pek memnun değil ama yine de “Ramazan’dayız, kalabalık olmaması normal” diyerek teselli buluyor.
Seçimleri de soruyorum. Recep Tayyip Erdoğan’ın birinci turda kazanacağından emin. Peki, AK Parti, Diyarbakır’da milletvekili seçimlerinde ne yapacak? Kaç vekil çıkaracak? “Milletvekili yarışı HDP ile AK Parti arasında geçecek” diyor, diğer partilere hiç şans tanımıyor. “Bu seçimde AK Parti Diyarbakır’dan 6 milletvekili çıkaracak” diye de ekliyor.
Diyarbakır 12 milletvekili gönderecek Meclis’e. Adamın dediği çıkacak olursa AK Parti, HDP ile eşit sayıda milletvekili gönderecek. Arkadaşları onu çağırıyor, 'biraz daha öne' geçecekler. Biri, “Gidip bir iki slogan atalım” diyor gülerek.
‘BUNLARIN HEPSİ PERSONEL’
Hep söylenir, AK Parti’nin belediye ve diğer devlet kurumlarında çalışanlara mitinglere katılma zorunluluğu getirdiği. Kudüs için düzenlenen AK Parti mitinginde iki belediye çalışanına denk geldim. Biri ketumdu, pek konuşmak istemiyordu ama yine de seçim sonuçlarının son bir haftada belli olacağını söyledi. Dediğine göre şu an söylenenlere, görünenlere pek inanmamak gerekiyordu.
Arkadaşı ise HDP’nin kazanacağından emindi. Dediğine göre HDP yüzde 14-15 oy alacaktı. AK Parti belki bir tane milletvekili çıkarabilirdi ve Cumhurbaşkanı seçimi ikinci tura kalacaktı. HDP’nin barajı aşacağı konusunda çok iyimserdi. Kendi geleceği ile ilgili ise pek umutlu değildi. Çünkü belediyelere kayyım atandıktan sonra belediyelerden çok sayıda çalışma arkadaşı işten çıkarılmıştı. 'Ya ben de bir gün işten çıkarılırsam' endişesi taşıyordu.
Adam, “Benim beş çocuğum var, işten çıkarılırsam kim bakacak onlara?” dedi. Mitinge de onları bu korku getirmişti. “Bize ‘Gideceksiniz’ dediler, ne yapabilirdik, biz de geldik. Burada gördüğünüz herkes kurumlarda personel. Hepsi korkudan geldiler.” Kastettiği sahnenin önünde duranlar değildi, eliyle gösterdiği duvar diplerinde bekleyenler...
‘BEN POLİSİM’
Günün birinde bir polise seçim sorusu soracağım aklımın ucundan geçmezdi. Yanımdaki adama, “Seçimler ne olur?” diye sordum. “Ben polisim” diye karşılık verdi. Bir yandan, baltayı taşa mı vurduk” diye düşündüm ama yine de, “İyi ya, sizden bir seçim değerlendirmesi almak daha iyi olacak” dedim.
Konuşmaya hevesliydi polis memuru. İzinli olduğu için mitingi izlemeye gelmiş. Fitne fesat yapanlar olmasa Diyarbakırlılar ile Karadenizlilerin birbirini sevmemesi için hiçbir neden olmadığını belirtip, “Ben 12 yıldır Diyarbakır’da çalışıyorum. Ben de, eşim de, çocuklarım da burayı çok seviyoruz” diyor.
Konuşmayı ve gözlemlerini anlatmayı seviyor polis, konuyu kayyımlara getiriyor ve, “Kayyımlar bir puan bile kazandırmamıştır AK Parti’ye. Hizmette bir sorun yok ama ideolojik olarak yaklaşamıyorlar buranın halkına” diye bir yorumda bulunuyor.
'REİS KARİZMASIYLA REFERANDUMDAKİ OYLARI ALIR'
Seçimler ne olacak? “Reis, karizmasıyla referandumdaki oyları alır ama bir atak daha yaparsa yüzde 54 oy bile alır” diyor. HDP’nin de 1 Kasım seçiminde aldığı oyları alacağına inanıyor. HDP’ye en çok gençlerin oy verdiğini de iddia ediyor.
Bir kulağım da Başbakan’da. Başbakan Filistin konusunu hızla geçiyor ve diğer siyasi partileri eleştirmeye başlıyor. Bu arada gruplar halinde insanların miting alanını boşalttığını görüyoruz polis memuruyla birlikte. “Konuşma bitmedi, insanlar neden gidiyor?” diye soruyorum. O da bir anlam verememiş, “Belki yoruldular” diyor.
Başbakan konuşmasını bitirdiğinde alandakilerin sayısı iyice azalıyor. Sunucu, “Yine tarih yazdınız, yine destan yazdınız” diye sesleniyor alandakilere. Ama aslında çok zayıf ve heyecansız bir miting oldu. Bu, Kudüs için düzenlenen bir mitingdi ve AK Parti seçim çalışmaları için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katılacağı başka mitingler de düzenlenecektir Diyarbakır’da. Ama bu miting, seçime hazırlanan AK Parti’yi memnun etmemiştir diye düşünüyorum.