Diyarbakır’da Nazım Gülmez’in akıbeti soruldu
İHD Diyarbakır Şubesi ve Kayıp Yakınları, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" eylemi gerçekleştirdi. Eylemde Nazım Gülmez'in akıbetini sordu.
DİYARBAKIR - Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eyleminin 713’üncü haftasında Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya gelip açıklama yaptı.
Bu haftaki eylemde Dersim Hozat ilçesinin Taşıtlı köyündeki evinden askerlerce alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan 61 yaşındaki Nazım Gülmez’in akıbeti soruldu.
'CEZASIZLIK POLİTİKASI DEVAM EDİYOR'
Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun, “Bir kez daha geçmişle yüzleşmeyi, hesaplaşmayı sağlamak için buradayız” dedi.
Sistemli bir şekilde gerçekleştirilen ağır insan hakları ihlallerinin cezasızlık politikasıyla bugüne değin sürdüğüne dikkat çeken Zeytun, “90’lı yıllardaki suçları zaman aşımı ve benzeri gerekçelerle aklayan yargı sistemi ve politik iktidar, ne yazık ki 2015 ve 2016 süreci ve sonrasındaki ağır hak ihlallerini ise çıkardığı kanun hükmündeki kararnameler ile aklama yoluna gitmiştir” şeklinde konuştu.
Zeytun, “Yargısal karar ve yasal değişiklikler ile gerçekleşen ağır insan hakları ihlalleri ve suçlarına karşı yargı makamlarının etkin bir işlem yapmaması, işlem yapma cüreti gösteren yargıçların da idari izinler sebebiyle bu işlemleri yapmaktan çekindiğini, süreci aksattığını görüyoruz. Bir kez daha cezasızlığın sistematik bir şekilde ilerlediğini, buna karşı barış anneleri, cumartesi anneleri ve hak savunucularının da mücadele etiğini ifade etmek istiyoruz” dedi.
Adalet Bakanlığının geçtiğimiz hafta cezasızlık meselesiyle ilgili açıklama yaptığına değinen Zeytun, ancak Bakan’ın kayıp yakınları ve kayıpların bulunması için mücadele edenlerle görüşmediğimi belirtti.
“Türkiye’de güvenlikçi ve üniter politikalara itiraz edenlere, barışçıl protesto hakkını kullananlara karşı cezai ve yasal tedbirlere başvuran yargıçlara bir mesaj verildiğini görüyoruz” diyen Zeytun, “Türkiye’de hak ve hukuk savunucularına, barışçıl protesto haklarını kullananlara yargı makamlarınca ne kadar ağır tedbirler konulduğunu 2021 İnsan Hakları Derneği Genel Merkezinin açıkladığı İnsan Hakları İhlalleri raporunda görüldüğünü söyledi.
VARTİNİS DAVASI...
Vartinis davasına da değinen Zeytun, şunları söyledi: “Muş’un Vartinis beldesinde 3 Ekim 1993 tarihinde bir köye baskını sırasında 7’si çocuk 9 kişi yakılarak katledilmiştir. 29 yıl geçti. Çoğu failin kamu görevlisinin beraat ettirildiği, tek sanık olan dönemin il jandarma komutanının ise kaçak olduğu bir dosya, 29’uncu yılında zamanaşımı riskiyle karşı karşıya. Bu vesiyleyle insanlığa karşı işlenmiş suç olan Vartinis Katlimı, Musa Anter’in katledilmesi, JİTEM paramiliter örgütüyle katledilen insanların dosyalarındaki adaletsiz kararlar kaldırılmalıdır. Etkin işlemler yapılarak cezasızlık tedbirlerinden olan zamanaşımıyla faillerin aklanamayacağını belirtmek istiyoruz.”
EVLER YAKILDI
Zeytun’un ardından Nazım Gülmez’in hikayesini İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Jiyan Ormanlı okudu. Ormanlı, 13 Ekim 1994 tarihinde Ali Boğazı bölgesinde Bolu Komando Tugayı’na bağlı askerler tarafından icra edilen askeri operasyon sırasında Hozat ilçesine bağlı Taşıtlı köyüne baskın gerçekleştiğini belirterek, köy muhtarı ve bir köylünün askerler tarafından gözaltına alındığını kaydetti. Köylülerin akşam saatlerinde serbest bırakıldığını belirten Ormanlı, baskından 2 gün sonra 15 Ekim 1994 tarihinde aynı askerlerin tekrar köye geldiğini, köyde arama yaptığını, ardından evleri ateşe vererek yaktığını söyledi.
'GÜLMEZ ZORLA GÖTÜRÜLDÜ'
Operasyona katılan askerlerin Nazım Gülmez’i kendilerine arazide kılavuzluk yapması gerekçesiyle evinden aldıklarını ifade eden Ormanlı, “Nazım Gülmez, çaresiz bir şekilde askerler tarafından köy muhtarı ile tüm köylülerin gözleri önünde zorla götürülür. Ailesi kendisinden o günden sonra bir daha hiç haber alamaz” dedi.
Gülmez’in bulunması için yapılan başvurulara dikkat çeken Ormanlı, “Gülmez’in eşi Garip Gülmez, olaydan bir ay sonra Hozat'taki binbaşına eşinin akıbetini sorar. Binbaşı tarafından kendisine şu yanıt verilir: ‘Biz onları elimizde bir süre tuttuktan sonra serbest bıraktık, şimdi biz de onu arıyoruz.' Nazım Gülmez’in eşi Garip Gülmez bu kez Hozat Savcılığına başvurur. Yapılan bu başvuru neticesinde Hozat Savcılığı görevsizlik kararı verir. Verilen görevsizlik kararı üzerine Gülmez ailesi, Elazığ Askeri Savcılığına başvuruda bulunur. Dosyayı bir türlü sonuçlandıramayan Elazığ Askeri Savcılığı da aileye, dosyanın Malatya DGM Savcılığına gönderildiği bilgisini paylaşır. Malatya Savcılığı da dosyanın kendi yargı yetkisi içinde bulunmadığı gerekçesiyle dosyayı tekrar Hozat Cumhuriyet Savcılığına gönderir. İç hukuk yollarından herhangi bir sonuç alamayan Gülmez ailesi, davayı avukatları aracılığı ile 26 Marta 2016 tarihinde AİHM’e taşır. AİHM başvurunun 6 aylık süre sınırına uymadığı gerekçesiyle, kabul edilemez olduğuna karar verir.”
Konuşmaların ardından Nazım Gülmez ve bütün kayıplar için oturma eylemi yapıldı. (DUVAR)