Diyarbakır’da öğretmenler ve öğrenciler zorlu bir dönemle karşı karşıya
Depremlerin ardından eğitim öğretim hayatı yeniden başlarken, Diyarbakır’da aileler, öğrenciler ve öğretmenler konut sıkıntısıyla mücadele ediyor.
DİYARBAKIR- Maraş merkezli depremlerin ardından depremin en çok etkilediği illerde eğitim öğretim hayatı yeniden başlarken, depremlerin ardından başlayan konut sıkıntısı öğretmenler, aileler ve depremzede öğrenciler için zorlu bir sürecin de başlangıcı anlamına geliyor. Depremin vurduğu Diyarbakır’da birçok aile, evlerini kaybetmenin ardından geçici barınma yerlerinde ya da akrabalarının yanında misafir olarak yaşam mücadelesi veriyor.
Konut sorunu, sadece çocuklarını okula göndermekte zorluk çeken aileler için değil, öğretmenler için de büyük bir engel oluşturuyor. Diyarbakır Eğitim Sen Şube Eşbaşkanı Zülküf Güneş ile Diyarbakır’da öğretmenler ve öğrencileri bekleyen zorlukları konuştuk.
‘150 BİN ÖĞRENCİ EĞİTİME SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE DEVAM EDEMİYOR’
Diyarbakır’da orta ve ağır hasarlı 8 binin üzerinde bina olduğunu belirten Güneş, depremden etkilenen çok fazla okul binası olmasa da pandemi süreciyle başlayan yaklaşık 15 okul binasının güçlendirilmesi ve yeniden yapılmasıyla ilgili sürecin hala devam ettiğini, çoğu köy okulu olmak üzere 30 okulun hala kullanılamaz durumda olduğunu belirtti. Plansızlıktan kaynaklı olarak bazı semtlerde, özellikle orta okullarda sınıf mevcudunun 60’ı geçtiğini söyleyen Güneş, aynı mahallede bulunan imam hatip ortaokulların ise sınıf mevcudunun 15’i geçmediğini söyledi.
'EMEKÇİLER İÇİN LOJMAN YAPILSIN'
Diyarbakır’da yaklaşık 30 bin ailenin konut sıkıntısı yaşadığını ifade eden Güneş, Diyarbakır’a 1980 yeni öğretmen atandığını ve üniversitelerin de açılacağını hatırlatarak, konut sıkıntısının daha da artacağına dikkat çekti: “TOKİ evleri henüz yetişmedi. Ekonomik krizle beraber konut kiraları da minimum 10 bin liraya çıktı. Bu da yeni göreve başlayan bir öğretmenin 22 bin lira olan maaşının neredeyse tamamının kira ve faturaya gideceğini gösteriyor. Eğitim emekçileri açısından düşündüğümüzde ciddi anlamda ücretlerinin artırılması gerekiyor. Hızlı bir şekilde şehir merkezinde, ilçelerde ve köylerde lojman yapılması ve bu lojmanların emekçilere tahsis edilmesi gerekiyor. Halk olarak düşünüldüğünde ise TOKİ’nin bir an önce başladığı projeleri bitirmesi ve depremden kaynaklı evlerini boşaltmak zorunda kalan insanlara tahsis etmesi gerekiyor. Çünkü bu insanlar merkezde ev bulamadıkları için ilçe ve köylerde geçici barınma yöntemine başvuruyorlar. Bu da yaklaşık 150 bin çocuğun eğitimden geri kalmasına sebep oluyor. Bu çocuklar eğitimlerine sağlıklı bir şekilde devam edemiyor.”
‘ÖĞRETMENLER EVLERİNİ PAYLAŞMAYA BAŞLADI’
Konut bulamayan öğretmenlerden kendilerine yönelik ciddi başvurular olduğunu ifade eden Güneş, daha önce tek başına kalan öğretmenlerin şu an 2-3 kişiyle evini paylaşmaya başladığını söyledi.
Güneş, tüm bunların yanı sıra Diyarbakır’da okullarda personel eksikliğinden kaynaklı her dönem olan temizlik sorununun bu dönem de yaşanacağını, hayat pahalılığı ile birlikte öğrencilerin özellikle giyim ve kırtasiye konusunda ciddi anlamda bir kriz doğuracağını, akaryakıt zamlarıyla beraber servis ücretlerinin de katlanarak artacağını ve bu yönlü bir ulaşım sıkıntısının da oluşacağını ifade etti.
Güneş, bakanlığın bir an önce ayrım yapmaksızın bütün öğrencilere giyim, kırtasiye ve ulaşım konusunda destek olması gerektiğini söyledi.